Sesi az duyulan kaynakların ve daha somut politik, ekonomik ve sosyal stratejilerin ağırlıkta olduğu bir habercilik için uğraşmalıyız

Hande Kader’den  ne öğrenebiliriz?

NATALİ ARSLAN
İsveç'te serbest gazeteci

Sadece 2016 yılında 153 kadın ölümü medyaya yansıdı. Ağustosta yine geldi istemediğimiz haber. Bu seferki bir trans kadının ölümü. Hande Kader’in yakılarak öldürülmesi kadın cinayetleri sorununa maalesef yeni olmayan bir tartışmayı tekrardan gündeme getirdi. Seks işçisi olan bir trans kadının ölümünün neden medyada ve toplumda “normlara” uyan bir kadının ölümünden daha az ilgi gördüğü sorgulandı. Sonra herkes pazar günü Hande için ses vermeye çağırıldı.

Evet, ses çıkarmamız gerekli. Daha çok, daha sık ses çıkamalıyız. Ama sadece ses çıkarmak, her cinayet ardından yüzlerce, binlerce kez dile getirilen sosyal, ekonomik ve politik sorunlara tek başına çözüm olabilir mi? Kadın kuruluşları, LGBTQİ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, Queer ve Interseks) organizasyonları, aktivistler, avukatlar, milletvekilleri sık sık belirli stratejiler sunuyorlar. Peki, biz bu stratejileri, çözüm önerilerini medyada okuyabiliyor muyuz? Bir toplumsal hareketin hedefine ulaşması belirlenen stratejilerine bağlıysa bunların medyada görünülürlüğü de önemlidir.

Direniş stratejisi neden önemli?

Donatella Della Porta gibi birçok toplumsal hareket araştırmacısı, toplumsal hareketlerin medyaya bağımlılığını dile getirdiler. Medya bağımlılığı kuramı, medyanın ve toplumsal hareketlerin birbirlerine bağlı olduğunu öne sürer ancak ikincisinin ilkine daha çok bağımlı olduğunu vurgular. Bu araştırmacılara göre, toplumsal hareketler mesajlarını daha geniş bir kitleye yayabilmek, meşru kılınmak ve sempati ve destek kazanabilmek için medyaya bağımlıdırlar. Bu da demek oluyor ki, medyanın toplumsal hareketleri kültürel, ekonomik, politik yönleriyle derinlemesine anlatmasına ve çözüm süreci için gerekli stratejileri vurgulamasına ihtiyacımız var.

“Kadın cinayetlerinin durması gerekiyor” diye bir yazı okuduğumuz vakit şu soruyu yönlendirelim; Nasıl durdurulabileceği de yazılmış mı?.

Bu sorularla yola çıkarak Hande Kader’in sosyal medyada en çok payaşıldığı İngilizce ve Türkçe haberleri karşılaştırdım. Yerel düzeyde T24, Onedio, BirGün ve Diken’in makalelerini, yabancı medyadan ise Mic, WOW Report, Viral Women, Refinery 29 ve BBC’nin makalelerini ele aldım.

hande-kader-den-ne-ogrenebiliriz-184927-1.

Peki bu makalelerde okuyucuya sunulan problemler ne? Çözüm süreci için gerekli stratejilerden bahsedilmiş mi?

Problemler

Bu gazetelerin tümünde en çok LGBTQİ+ bireylerine uygulanan ayrımcılık ve şiddet sorunsallaştırılıyor (%19). Bunu homofobi ve transfobi (%13) takip ediyor. Ancak bu kategoriye yerel ve yabancı medya olarak bakacak olursak figürler değişiyor. Yerel gazetelerde Türkiye halkının trans bireylere yönelik şiddete ilgisizliği (%16.7) ilk sırada yer alırken yabancı gazetelerde ağırlık LGBTQİ+ bireylerine uygulanan ayrımcılık ve şiddete (%28.6) veriliyor.

Çözümler

hande-kader-den-ne-ogrenebiliriz-184928-1.

Yerli ve yabancı makalelerde farkındalık yaratmak, görünürlüğü arttırmak ve tepki göstermek bize sunulan çözümler arasında eşit oranda ilk sırada yer alıyorlar. Yerel gazetelerde daha sık farkındalık yaratmak ve tepki göstermenin gerekliliği vurgulanırken, doğrudan sosyal ve politik çözümler olan anayasal değişiklik, LGBTQ+ Bireylerin Karşılaştığı şiddetin mecliste ele alınması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin uygulanır hale gelmesi geri planda kalıyor. Yabancı medyada ise ağırlıkta olan bir çözüm önerisi yok. Bu makalelerde demokratik kazanımlar, görünürlüğü arttırma, nefrete karşı birleşme ve yasal süreçler sadece birer kez ele alınıyor

Yukarda bahsi geçen problemlerin birçoğu bu çözümler arasında karşılığını bulabiliyor. Mesela Türkiye halkının trans bireylere yönelik şiddete ilgisizliği, homofobi ve transfobi hakkında farkındalık yaratılarak önüne geçilebilecek sorun, ana akım medyanın ilgisizliği ise görünürlüğü arttırarak çözümlenebilir.

Peki bahsedilen tüm bu çözümlere giden yollar, diğer bir deyişle, direniş stratejileri makalelerde net bir şekilde yer almış mı?


Stratejiler

Gazete makalelerinin %41’inde hiçbir stratejiye yer verilmemiş. Stratejiyi net bir şekilde paylaşan yerel gazetelerde somut politik çözümleri dile getiren makalelerin çoğu BirGün’e ait. Anayasal değişiklik talebi ve Meclis'te araştırma komisyonu kurulması sadece BirGün gazetesinde dile getiriliyorken, okullarda zorunlu cinsiyet dersi hem BirGün’ün hem Diken’in makalelerinde yer alıyor.

Bundan farklı olarak yabancı basında sadece ses çıkarmak ve sokağa çıkmak stratejilerini görebiliyoruz. Buradan şu sonuca varılabilir; medyada bahsedilmesi ve yayılması istenen politik stratejiler uluslarası boyuta taşınamamış ve yerel seviyede az sayıda gazeteyle sınırlanmış.

Son olarak bu gazetelerin kullandıkları kaynaklara (bilgiyi aldıkları yer, kişi ve belgelere) bakalım.

hande-kader-den-ne-ogrenebiliriz-184929-1.

Tüm gazetelerde en sık twitter (insanların tepkileri) kaynak olarak kullanılıyor. Ardından, ikinci olarak, Hande Kader’in arkadaşları ve İstanbul LGBTİ Pride Komitesi yer alıyor. Milletvekilleri, avukatlar ve dernekler ise en az sayıda paylaşılan kaynaklar arasında.

Bu analizlerden şu sonuca varmamız gerek: Eğer sorunlarımızın politik düzlemde çözüme ulaşmasını istiyorsak medyayı bu çözümleri paylaşması için zorlamalı ve bir araç olarak kullanmalıyız. Çünkü kadın ve LGBTQİ+ direnişinde olduğu gibi tüm sosyal hareketlerin sesinin duyulması ve doğru politik aktörlere baskı uygulanabilmesi için medyaya ihtiyacımız var.

Sesi az duyulan kaynakların ve daha somut politik, ekonomik ve sosyal stratejilerin ağırlıkta olduğu bir habercilik için uğraşmalıyız.

Evet, Hande’den bunu öğrendik!