Bu köşenin düzenli okurları arasında Borsa İstanbul’da yatırım yapan var mı bilmiyorum. Eğer yoksa konu doğrudan sizi ilgilendirmiyor gibi gelebilir ama borsada son zamanlarda yaşananlara bakınca bence önemli. Aslında burada yaşananlar iktidarın uyguladığı politikaların da bir yansıması. Buyurun anlatayım.

Para kazanmaya hepimizin ihtiyacı var. Eğer ücretli çalışıyorsanız, zaten haliniz perişan. Ücret artışlarının ne kadar sınırlı olduğunu gördük. Bu hafta Meclis’te kabul edilen düzenlemeyle birlikte emekli ve kamu çalışanlarının aylıklarında yapılan artış oranı da kesinleşmiş oldu: Yüzde 30. Bunun ne kadar yetersiz olduğunu son yazılarımda ayrıntılı olarak anlattığım için bugün o konuya girmeyeceğim.

Peki, bir miktar paranız varsa bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bankada mevduatta tutsanız alacağınız faiz enflasyonun dörtte biri seviyesinde, kaybediyorsunuz. Döviz alsanız, iktidar onu baskılıyor ve seçimlere kadar da baskılayacak. Bunun yolunu da buldular: Körfez’den döviz getir, Rusya’ya doğalgaz parasını ödeme vs. Dövizde durum bu olunca KKM’ler de anlamını yitirdi, hatta getirisi mevduat faizinin altında kalmaya başladı.

***

Kripto para işinden epey zarar yazdınız. Orada para kazanmak hayaliniz de buharlaştı. Konut alacak kadar birikiminiz zaten yok. Ne kaldı geriye? Evet, doğru bildiniz Borsa! Zaten ekonomi yönetimi de buna işaret etmiyor muydu? Borsa şöyle uçuyor, böyle yükseliyor filan. Bunları duyan, borsadaki ”yükselişi” gören, bu “fırsatı” değerlendirmek isteyen sadece siz değilsiniz elbette. Çok sayıda insan da bundan yararlanmak üzere borsaya yönelmiş. Bunu verilere bakarak net bir biçimde görebiliyoruz.

Eylül ayında 2 milyon 700 bin civarında olan yatırımcısı sayısı ocak ayı başına kadar bir milyon kişi artarak 3 milyon 700 bini geçmiş.

Peki, bu bir milyon kişi ne kadar parayla borsaya girmişler? 100 lira ile bin lira arasında portföy büyüklüğü olanların sayısı bu dönemde 141 bin kişi artmış. Bunun bir kısmı daha önce portföy değeri 100 liranın altında olanların bir miktar hisse daha alarak portföylerini 100 lira ile bin lira aralığına çıkarmış olanlar olabilir. Ancak durum her ne olursa olsun, insanların birkaç yüz lirayı bile çoğaltmak zorunda olduklarını düşündükleri bir zaman diliminde olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor.

Bin ile beş bin lira arasında portföy büyüklüğü olanların sayısındaki artış ise 227 bin kişi. Neredeyse bir iki haftalık market alışverişinde ihtiyaç duyacakları parayı nasıl büyütebilirim endişesine düşmüş çeyrek milyon insandan bahsediyoruz.

Daha geniş bir aralıkta verilere bakınca görüyoruz ki gelenlerin yarıdan fazlası (540 bin kişi) 100 lira ile 20 bin lira arasında tutarlar girmişler. Bunların 367 bininin yatırım tutarının bin liranın altında olduğunu not etmek isterim.

Bu kadar küçük tasarrufları olanların uzun vadeli yatırımcı olduklarını düşünmek aşırı iyimser bir varsayım olur sanırım. Büyük olasılıkla yatırımlarının bir kısmını, görece kısa sürede nakde dönüştürüp ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyorlar.

***

Şimdi gelelim borsada olanlara. 2022’nin son üç ayında hızla yükselen borsa yeni yıl ile birlikte hızla değer kaybetmeye başladı. Bazı günler kayıplar yüzde 10’a yaklaşırken, ardından gelen artışlar cılız kalınca, yön yeniden aşağıya çevriliyor. Bilin bakalım borsanın bu hareketinden en fazla kim zarar ediyordu? Hisseleri alıp bir kenara koyanlar mı yoksa 3-5 yüz lirasını değerlendirmeye çalışanlar mı? Yanıtı siz de tahmin ediyorsunuz. Diyebilirsiniz ki bu kişilerin kaybettikleri birkaç yüz lira, çok da dert etmeyin. Ama zaten artırmaya çalıştıkları tutarın da o kadar olduğunu düşünürsek, aslında kaybettiklerinin ne kadar kıymetli olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Unutmayın. Para az olunca marjinal faydası da yüksek olur. Dolayısıyla her kaybın bu kişilerin refahında yol açtığı azalma önemlidir.

Bu yazıyı tamamlamak üzereyken Merkez Bankası’nın menkul kıymet verileri açıklandı. Geçen hafta yabancılar borsadan 352 milyon dolarlık çıkış daha yapmışlar. Zaten düzenli olarak çıkıyorlardı. Bu trendin devam ettiği bir kez daha teyit edilmiş oldu. Şimdi küçük yatırımcılar “yerli ve milli oyuncular” ile baş başa kaldı. Büyüklerin paraları ve zamanları var küçüklerin ise ikisi de yok.

Fazla param yok ama illa bir “kâğıt” alayım diyorsanız, tuvalet kâğıtlarını da düşünün derim. Birkaç yüz lira ile alabileceğiniz ve fiyatı sürekli yükselen kâğıtların başında geliyor. Zaten üç beş yüz lira ile hisse senedi alsanız bile oradan elde edeceğiniz para ile tuvalet kâğıdı alma imkânı bile bulamayacaksınız. Bilginiz için: YTD!(Yatırım Tavsiyesi Değildir.)

Demem o ki sizin sorununuz sadece küçük tasarruflarınızı değerlendirecek yer bulamamanız değil, sizin sorununuz yeterli miktarda gelir elde edemediğiniz için çaresizce arayışlara girmek zorunda kalmanız. Asıl değişmesi gereken de budur.

Çabanız, insanca yaşayabilecek bir gelir elde etmenizi engelleyen sonuçların ortaya çıkmasına sebep olan anlayışın değiştirilmesine yönelik olmalıdır.