Mor ve Ötesi’nin vokalisti Harun Tekin, doğum gününü online bir konserle kutluyor. Biletli gerçekleştireceği canlı performansla müzisyenlere alternatif bir yol önerebilmeyi amaçlayan Tekin, konser gelirini de müzik emekçileriyle paylaşacak. Tekin, “Kendi doğrularımızı bağırarak, öfkeyi aklın önüne koyarak ve imkânsız çözümler arayarak çok zaman kaybediyoruz” diyor

Harun Tekin, BirGün'e konuştu: Aklın yerini alan öfke zamanımızdan çalıyor

IŞIL ÇALIŞKAN

Yarın 2000’li yıllara damga vuran rock müzik grubu mor ve Ötesi ile tanıdığımız Harun Tekin’in doğum günü. Bu özel günde vereceği online konser, hem kendisi, hem dinleyici, hem de müzik sektörü için bir ‘Hediye’. Tekin, “Benim için en büyük hediye, kendi üzerimde yaptığım bu deneyin sonucunun, müzisyeninden organizatörüne, sahne emekçisinden mekâncısına kadar müzik sektöründeki herkese yeni döneme dair gerçekçi bir umut vermesi olacak” diyor.

Nasıl mı? Salgın döneminde canlı müzik sektörünün çok kan kaybettiği aşikâr. Salgın öncesinde biletli etkinlikler ne kadar normalse, salgın sürecinde de müzisyenlerin dijital ortamlarda bedelsiz çalması adeta normalleşti. Salgın kontrol altına alınana kadar normale dönmeyi beklemek yerine, yeni modeller denemek gerektiğine inanan Tekin, tüm müzisyenlere bir alternatif yol önerebilmeyi, kendisini etkileyen şarkıları söyleyerek güzel bir doğum günü geçirmeyi ve etkinliğin gelirini müzik emekçilerine ulaştırılmak üzere İhtiyaç Haritası’yla paylaşarak bir dayanışma biçimi ortaya koymayı amaçlıyor.

Tekin, ‘Hediyeler’ isimli konserle ağırlıklı olarak başkalarının yazdığı ve kendi hayatında yer etmiş şarkıları, tek başına, akustik gitar eşliğinde çalıp söyleyecek. Yaklaşık 75 dakika sürmesi planlanan ve sadece bilet alanların izleyebileceği konser yarın saat 19.30’da myopenstage.com adresinden canlı olarak yayınlanacak.

24 yılı geride bırakan müzisyenle ‘Hediyeler’ini konuştuk. Sözü kendisine bırakalım…

>> Öncelikle doğum gününüz kutlu olsun. Herhalde sizin için en büyük hediye seyirciyle buluşmak olacak değil mi?

Çok teşekkür ederim. Benim için en büyük hediye, kendi üzerimde yaptığım bu deneyin sonucunun, müzisyeninden organizatörüne, sahne emekçisinden mekâncısına kadar müzik sektöründeki herkese yeni döneme dair gerçekçi bir umut vermesi olacak. Biletli konserlere bildiğimiz şekliyle ne zaman dönüleceği belirsiz. Bütün dünyada müzisyenler, bu korkunç dönemde, müzik endüstrisindeki dengesizlikleri konuşmak için bir fırsat da elde etmiş oldu. Yeni modeller önermeli, var olan modelleri de üreten ve icra edenleri odağa alarak yeniden düşünmeliyiz. Bu yeniden düşünme çabasının kayıtlı müzik kısmında, son 2 yılda Candan Erçetin başkanlığında MSG ile yaptığımız çalışmaların oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Fakat müzik dünyası telif dünyasından ibaret değil. On binlerce sahne/performans insanı mart ayının başından beri fiilen işsiz. Ve kaç kişiden bahsettiğimizi bile bilmiyoruz. Dolayısıyla yapacak çok iş var. Hem kültür sanat politikaları oluşturma ve önerme açısından, hem pratik çözümler açısından, hem de içinde yaşadığımız toplumla bu konuları paylaşma açısından.

harun-tekin-birgun-e-konustu-aklin-yerini-alan-ofke-zamanimizdan-caliyor-749379-1.

TOPLUMUN KAFASI KARIŞIK

>> Pandemi sürecinde müzisyenlerin ülkede ne kadar güvencesiz bir yaşam sürdükleri bir kez daha görüldü. Bu süreç sektöre neleri öğretti?

Bu süreç herkese birçok şey öğretmeli ve henüz yeterince öğrenmiş gibi gözükmüyoruz. Özel olarak müzik dünyasında, genel olarak toplumumuzda, bazen ilkesel bazen taktik temelli ittifaklar kurmanın değeri anlaşılmış görünmüyor. Kendi doğrularımızı bağırarak, öfkeyi aklın önüne koyarak ve imkânsız çözümler arayarak çok zaman kaybediyoruz. Müzisyenlerin veya başka meslek gruplarının kendi sorunlarının ya da kendi durumlarının sadece mega kriz anlarında farkına varması da bir sorun. Ama en büyük sorun, kültür sanat alanındaki üretici ve icracıların emeklerinin maddi karşılığı konusunda toplumdaki devasa kafa karışıklığı. Buna en ilerici, en özgürlükçü çevreler de dâhil. Tartışmaları sağlıklı bilgiye dayalı ve temiz akıl yürütmelerle yapabilmeyi başarmamız lazım.

>> Konser ve performans gösterilerinin online olmasıyla birlikte ücretsiz olması da normal kabul edilmeye başlandı. Belki sektör için de yeni bir adım olacak biletli konser uygulaması için sizi harekete geçiren ne oldu?

“Normal” hayatımızda konserler ya biletli, ya sponsor destekli ya da devlet/belediye/STK destekli oluyor. Bu modellerin hepsi gelişerek sürmeli. Ancak “dijital/online konser” deyince bir anda biletli model yok oluyor. Ben bunun böyle olmak zorunda olmadığını düşünenlerdenim. Biletli konserler de pekala bu üç modelin biri olarak ya da diğerleriyle melezleşerek online alanda yapılabilir, diye zaten düşünmekteydim. Pandeminin başlarında myopenstage.com adlı yapı bana ulaştı, ve bir süre ne yapılabilir diye düşündükten sonra, herkes için en faydalı ve en mantıklı olanın benim online biletli konser fikrini kendi üzerimde denemem olduğuna kanaat getirdim. Sembolik de olsa bir bilet ücreti var. Ve benim en büyük amacım, bu pazar gününden sonra, dileyen tüm müzisyen arkadaşlarımın, şu ya da bu modelle, emeklerinin karşılığını almaktan korkmadan, utanmadan, sıkılmadan türlü organizasyonlarla ürettiklerini ve icralarını bizlerle paylaşmalarını kolaylaştırmak.

ÇOK ZORDAN DAHA ZOR BİR DÖNEME GEÇİYORUZ

>> Konserin gelirini müzik emekçileri için İhtiyaç Haritası ile paylaşacaksınız. Dayanışmanın önemini sizden dinlemek isteriz.

Dayanışma bu etkinliğin merkezinde yer almıyor, ama önemli bir parçası. Merkezinde yer almıyor, çünkü hem bu konserle maddi sorunlara merhem olabilecek boyutta bir ekonomi ortaya çıkması mümkün değil, hem de ‘Hediyeler’in esas önerisi, ekonomik modeller, müzik ekonomisi, göz ardı ettiklerimiz, ezberlerimiz üzerine düşünürken, üretenlerin hepsinin yararlanabileceği -nisbeten- yeni bir yol sunabilmek. Yani bir defalık bir dayanışma bazen altın değerindedir, bunların da bir yandan değerini teslim ediyoruz ama konser sisteminde esaslı bir gerileme demek, zaten az sahne şansı bulan sanatçıların fiilen ‘susması’ anlamına gelecek. İhtiyaç Haritası ile olan iş birliği de şu açıdan önemli: Onların, ellerine ulaşan ihtiyaçlar çerçevesinde dayanışmayı doğru bir şekilde ele alacaklarına güvenim tam. Bizim dayanışmayı dışlamamız söz konusu olamaz, ancak sanatçıların da kendi ayakları üzerinde durma perspektifi geliştiren, yaptıkları işin detayları ve toplumla ilişkisi üzerine düşünen ve bunun sonucunda ürettiklerinin değerini artırmak ve talep etmekten çekinmeyen bir yaklaşım içinde olmaları gereken bir dönem. Çok zor bir dönemden çok çok daha zor bir döneme geçiyoruz ve “ben sadece müziğime bakarım” ya da “kahrolsun x,y,z” dönemi değil bu gelen.

>> Yalnızca size değil dinleyici için de bir hediye olan bu konserde neler olacak?

Sevdiğim, beni etkilemiş şarkılardan, bana bir şeyler hediye etmiş ya da kendisi hediye olmuş şarkılardan bir liste üzerinde çalışıyorum. Çalışırken de ‘Ne kadar çok güzel şarkı var’ diye sevinip duruyorum.

harun-tekin-birgun-e-konustu-aklin-yerini-alan-ofke-zamanimizdan-caliyor-749378-1.

>> Rock toplumsal dinamikleri değiştirebilmek için ne kadar önemli?

Müzik türü olarak herhangi bir türün ne kadar önemi olabilir, emin olamıyorum. Yani rock şöyledir, arabesk böyledir diyemiyorum. Ama üretilişindeki dinamikler daha kolektif ise, o açıdan ve bir de - belki de bildiğimiz şekliyle bir süre daha özleyeceğimiz - festivallerde insanları bir araya getirişiyle rock ve geveze, cesur ve hırçın oluşuyla hip-hop sanki değişen dinamikleri takip edebildiğimiz türler gibi.

>> Siz toplumsal meselelere duyarlı bir sanatçısınız. Şu anki tabloyu nasıl görüyorsunuz?

Asla kolay kolay tahmin edilemeyecek kadar köklü, asla sadece siyasetle sınırlı olmayan değişimlerin, ayrıca aklın ve demokrasinin yükselen değer olduğu bir dönemin gelişini hissetmemek mümkün değil. Duygusal, ekonomik ve politik olarak aşırı zorlayıcı bir 5-10 yıl geçirdi Türkiye. Bu yılların bakiyesi saf bir öfkeden çok daha fazlası olmak zorunda. Yeniden kurmak, yeniden tasarlamak, yeniden hayal etmek ve daha fazlasını başarmak zorunda olduğumuz o kadar çok şey var ki, umutsuzlukla, ufak farkları büyüterek, ezbere konuşarak, her alanda en fazla bağırana en büyük payeyi vererek kaybedecek tek bir an bile yok. Birbirimizle ilişkimizden başlayarak, neşemizi, coşkumuzu kaybetmeden, bağzı şeyleri hiç unutmadan, sakin kalarak, bizi duygularımız üzerinden yönetmeye çalışanlara verilecek en güzel cevap ‘öfke’ olamaz. Soğukkanlılık ve akıl olur. Örneklerini de görmeye başladık. Umudumuz var.

YENİ NESİL HİKÂYELERİYLE GELİYOR

>> Ülkedeki popüler müzik üzerinden sizce toplum hakkında psikolojik veya sosyal bir çıkarım yapılabilir mi?

Hızlı hızlı yapılmasa iyi olur. Yavaş yavaş yapılsa daha da iyi olur. Türlerden bağımsız olarak, Türkiye’nin müzik haritası çok zengin. Görünen pek çok şeyden daha çeşitli ve heyecan verici. Dinleyicilerin şarkı sözünden beklentileri bence yüksek ve çok dinamik bir dinleyici kitlesi var. Dinamikle kasıt, sürekli daha çok müzik dinleyen, maalesef daha çabuk sıkılan, olumlu bir özellik olarak türden bağımsız, ‘sevdiğini’ dinleyen, eskisine göre belki daha ‘köksüz’ ama daha ‘özgür’ bir dinleme alışkanlığı olan ve aslında hem politik talepler hem kültürel tercihler açısından geçtiğimiz 10 yıldan bambaşka bir hikâye yazmaya hazırlanan bir kitle var. Heyecan verici.