Hasan Ali Toptaş taciz özrünü geri alıp ‘vicdanım rahat’ dedi!
Sosyal medyada, taciz edildiklerini söyleyen kadınların açıklamaları ardından iddiaları reddetmeyerek bir ‘özür’ açıklaması yapan yazar Hasan Ali Toptaş, özrünü geri aldı. Toptaş, tüm suçlamaları redderek ‘vicdanım rahat’ dedi.
Sosyal medyada çok sayıda kadının açıklamasıyla tacizleri ortaya çıkan yazar Hasan Ali Toptaş, özrünün yanlış anlaşıldığını savundu. Toptaş, "Kadının beyanı esastır diye bir düstur olamaz, bu düsturun yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Kadın söylüyorsa doğrudur demek aklı, mantığı askıya almak olmaz mı?" dedi.
Toptaş kendisine iftira atıldığını belirterek, "Suçsuz olduğumdan emin olduğum için elbette yargılanmaktan korkmuyorum. Bana bu iftirayı atanlar, doğruyu öğrenmeden beni yargılamaya çalışanlar korksun yargılanmaktan" diye konuştu.
“İddiaları kesinlikle kabul etmiyorum” diyen Toptaş, “Vicdani hesaplaşma yapacağım bir durum yok, benim vicdanım rahat, çünkü kimseyi taciz etmedim ve iddia edildiği gibi kimseye cinsel saldırıda bulunmadım. Bunu nasıl yaparım, deli miyim? İnsan, etmedim, bulunmadım derken bile utanıyor” diye konuştu.
"Kadının beyanı esastır diye bir düstur olamaz. Kadının beyanını esas almanın bu ülkede nelere yol açtığını da gördük" diyen Toptaş, "Erkeğin olduğu gibi kadının da üçkâğıtçısı vardır elbet, erkeğin olduğu gibi kadının da edepsizi, kadının da içi kötülük dolu olanı vardır. Bence o kural yanlış anlaşılıyor" ifadesini kullandı.
‘ÖZÜR YANLIŞ ANLAŞILDI’
Milliyet'ten Seyhan Akıncı ve Ceyda Ulukay'a konuşan Toptaş, "Ben onları ifşa değil iddia olarak görüyorum. Benim sırrım olarak kalacak herhangi bir şey yok. İnsan bir insanı incittiğini, kırdığını, yaraladığını fark ettiğinde özür diler elbette. İstemeden de olsa birini kırmış olabileceğimi düşünerek bir özür metni yayımladım. O da yanlış anlaşıldı" dedi.
ÖNCE ÖZÜR DİLEDİ, SONRA 'YALAN' DEDİ
Çok sayıda kadının hakkında taciz açıklamasında bulunmasına ilişkin soruya yanıt veren Toptaş, "Yirmi kadın yok, kim saymış bunları bilmiyorum. Hepsi hakikaten kadın mı, isimleri cisimleri ne bunları da bilmiyorum. Sadece içlerinden birinin iddiasından haberdarım, o iddia da yalan, öyle bir şey yaşanmadı" iddiasında bulundu.
Toptaş, "Kadınların sayısı önemli değil, sonuç olarak bir grup kadın bir gecede art arda sizin onları taciz ettiğinizi iddia etti. Bu bir tesadüf olamaz..." sorusuna "Tesadüf değil zaten. Şu ana kadar benim kulağıma gelen bazı haberlere göre bunun devamı gelecekmiş. Sanıyorum dün edebiyat dünyasından başka kişilere de aynı ithamlarda bulunmuşlar. Bunun organize bir şey olduğunu düşünüyorum, tetikçileri bilemem tabii. Belki şu an aynı organizasyonun içinde yer alanlar bilmediğimiz bir isme saldırıyor. Belki yarın bir başkasına da saldıracaklar. Kötü, çok kötü şeyler olacağını düşünüyorum" yanıtını verdi.
'KADININ BEYANINI ESAS ALMANIN NELERE YOL AÇTIĞINI GÖRDÜK'
Toptaş, kendisine yöneltilen "kadının beyanı esastır" sorularına ise şu yanıtları verdi:
Taciz ispatlanabilir bir şey değil. Sizin de bildiğiniz gibi kadının beyanı esastır. Ortada çok sayıda beyan var...
Evet, ispatlanabilir bir şey değil. Kadının beyanını esas almanın bu ülkede nelere yol açtığını da gördük. Ama ben suçlu değilim, sonuna kadar suçsuz olduğumu savunacağım. Gerçek mahkemelerde ve hukuk önünde. Kadının beyanı esastır ama bu iddiaların ciddi bir şekilde incelenmesi gerek, öbür türlü ‘çamur at izi kalsın’a dönüyor. Me Too hareketini tetikleyen olaylar patlamadan önce gazeteciler aylarca, senelerce araştırdılar. Tek telefonla, sadece iddiaların üzerine atlayarak değil. Masumiyet karinesi diye bir şey var, detaylı bir şekilde incelenmeden, araştırılmadan iftira atılması da yaralıyor.
Genelleme yapmanız ve “Kadının beyanını esas almanın nelere yol açtığını gördük” demeniz kabul edilebilir bir şey değil. Siz de bir kız çocuğu babasısınız. Kızınız size yaşadığı bir tacizden bahsetse onun beyanını esas almaz mıydınız?
Kadının beyanı esastır diye bir düstur olamaz, bu düsturun yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Kadın söylüyorsa doğrudur demek aklı, mantığı askıya almak olmaz mı? Bu kural üzerinden düşünürsek, sırf kadın diye, cinsiyetine bakarak, mesela bir psikopatın dediklerine de mi doğrudur diyeceğiz? Halüsinasyonlar gören birinin dediklerine de mi? Ya da bir zırdeli kadının dediklerine de mi ne söylerse söylesin doğrudur diyeceğiz. Böyle bir şey olabilir mi? Erkeğin olduğu gibi kadının da üçkâğıtçısı vardır elbet, erkeğin olduğu gibi kadının da edepsizi, kadının da içi kötülük dolu olanı vardır. Bence o kural yanlış anlaşılıyor.