Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, hükümete Ilısu Barajı projesini durdurması yönünde çağrı yaptı. Örgütün basın bildirisini dünyanın dört bir yanından dernek ve sivil toplum örgütleri imzaladı. Girişim tarafından yayımlanan basın bildirisinde, haziran ayı ve sonrasında burada su tutulmaması istendi. Bildiride, “Son birkaç yıldır Hasankeyf’te, ‘eserlerin Yeni Hasankeyf’e taşınması’ ve ‘kayaların sağlamlaştırılması’ adı altında fiziki müdahalelerle ciddi bir […]

Hasankeyf için son çağrı

Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, hükümete Ilısu Barajı projesini durdurması yönünde çağrı yaptı. Örgütün basın bildirisini dünyanın dört bir yanından dernek ve sivil toplum örgütleri imzaladı.

Girişim tarafından yayımlanan basın bildirisinde, haziran ayı ve sonrasında burada su tutulmaması istendi. Bildiride, “Son birkaç yıldır Hasankeyf’te, ‘eserlerin Yeni Hasankeyf’e taşınması’ ve ‘kayaların sağlamlaştırılması’ adı altında fiziki müdahalelerle ciddi bir yıkım yaşanmış olsa da halen kurtarabileceğimiz kültürel miras çok fazladır” ifadeleri kullanıldı.

“Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin Kurtarılması İçin Geç Değildir” başlıklı bildiride, olası bir iptal kararından, “başta doğrudan etkilenen beş il olmak üzere, Türkiye ve Irak toplumlarının ekonomik, sosyal, kültürel ve ekolojik olarak çok ileri düzeyde faydalanacağı” vurgulandı.

Uluslararası ve Türkiye kamuoyuna hitaben yazılan metinde, “insan topluluklarının 12 bin yıldır aralıksız bir şekilde yaşadığı” Hasankeyf’in, “UNESCO’nun 10 kriterinden 9’una sahip evrensel bir değer” olduğu ifade edildi.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi: “Türk hükümeti, Göbekli Tepe’yi, olması gerektiği gibi, UNESCO Dünya Miras Listesine aldırmak için ciddi çaba içerisinde olurken, Hasankeyf ve çevresindeki Dicle Vadisi’ni, inşaatı büyük oranda tamamlanmış Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi’nin suları altına gömmeyi planlamaktadır. Mart 2019’da yapılan resmi açıklamalara göre; 10 Haziran 2019’da Ilısu Barajına su tutmaya başlanacak ve Ekim ayında suni göllerin sularının Hasankeyf’e ulaşacağı tahmin edilmektedir.”

Bildiride, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin geleceğinin belirlenmesinde “yerel halkın tüm kesimlerine” yer verilmesi ve “eşit düzeyde, katılımcı ve şeffaf bir diyalog süreci sonucu ortaya çıkacak sonuçlara göre hareket edilmesi” çağrısında da bulunuldu.

Çağrı, “Türkiye, Irak, Suriye ve dünyada taleplerimizi destekleyen bütün kesimlere, bu çağrımızı desteklemelerini ve Türk hükümetine yönelik benzeri taleplerin ifade edilmesi çağrısını yapıyoruz” ifadesiyle sonlandırıldı.

Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi’nin bildirisini, Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinden birçok sivil toplum kuruluşu, dernek ve örgütlenme imzaladı.