“İzmir’deki hasar, depremin büyüklüğünden ziyade binalardan kaynaklı. Binalar çok yaşlı ve eski olduğu için deprem, hem hasara neden oluyor hem de maalesef can kayıplarına. Kentsel dönüşüm yapılmış bir yapı yok, kent de yok. Lafla söylüyoruz ama uygulamada sıfır. Bizden 1999’daki Gölcük Depremi’nden beri para toplanıyor, hâlâ maaşımızdan kesiliyor. Bu para doğru yere harcanacaktı. Böyle depremlerden sonra hep bunlar akla geliyor. 1999’dan beri bunları söylemekten bıktık.”

Hasarın sebebi eski binalar

Mustafa Kömüş

İzmir Seferihisar merkezli gerçekleşen 6.9 büyüklüğündeki depremde en az 26 insan hayatını kaybederken 800’ü aşkın kişi de yaralandı. Önceki gün gerçekleşen depremin ardından İzmir’de ortaya çıkan hasarın ve can kaybının nedeninin eski yapılar olduğu yönünde herkes hem fikir. Jeofizik Uzmanı Oğuz Gündoğdu da İzmir’deki eski yapılara dikkat çekerken olası Marmara depremi için ‘trenin çoktan kaçtığını’ söyledi. Gündoğdu, toplanan deprem vergilerinin doğru kentsel dönüşüm uygulamalarına harcanması durumunda can kaybı dahi olmayacağını aktardı.

İzmir’deki deprem, yapı stoku konusunu tartışmaya açtı. İlk olarak bu depremi ve sonrasını nasıl yorumlarsınız?

Bu deprem bizler için sürpriz değil. Çünkü Ege’nin uzun bir süredir aktif halde olduğunu biliyoruz. Şiddet biraz fazla meydana geldi. ABD 7.0, Kandilli Rasathanesi ise 6.9 olarak verdi ki uygun. Neden uygun? Çünkü ilk defa Türkiye’de tsunami oldu bu depremde. Neticede Seferihisar civarında titreme meydana geldi. Hatta bazı noktalarda deniz basması da oluştu. Tsunami olması için depremin büyük, yani 7.0 civarı olması lazım. Bazıları fay boyu falan diyor ama tsunaminin ne olduğu hakkında fikri olmayanlar bunu söyleyebilir. Tsunami en aşağı 7.0’lik bir depremde meydana gelir. Birincisi bu.

İkincisi, karada uzantısı yok bu fayın. Depremin meydana geldiği yer deniz. Benim bildiğim bu depremde denizde yapılan bir araştırma yok. Dolayısıyla o fayın ne kadarlık bir kısmının kırıldığını bilemeyiz. Açıklamaların pek anlamı yok. Depremin oluşum mekanizması ise çözüldü. Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından düşey bir harekette meydana geldiğini görüyoruz. Bu depremde faylanma tarzı doğrudan atımlı değil. Marmara’da biz doğrudan atımlı bir deprem bekliyoruz ama bu fay düşey atımlı bir fay. Ege sahillerinde, bizim hissettiğimiz depremlerde ilk defa tsunami görülüyor. Burası çok önemli.

Dolayısıyla ‘Arkasından büyük deprem gelir mi’ diye bir soru soruluyor. Yani bilinmez, doğa olayı. Ama düşey faylanma olduktan sonra, büyük deprem meydana gelmesinin ardından zor bir ihtimal. İzmir’deki hasar depremin büyüklüğünden ziyade binalardan kaynaklı. Binalar çok yaşlı ve eski olduğu için deprem, hem hasara neden oluyor hem de maalesef can kayıplarına.

MARMARA’DA DAHA BÜYÜK SONUÇLARI OLUR

Uzmanlar olarak yıllardır iktidarı yollardır uyarıyorsunuz. Uyarılarınız ise görmezden geliniyor. Bu konudaki çözüm önerileriniz nelerdir?

Genel bir çözüm var. Bütün dünya zamanında bunu yaptı: Kentsel dönüşüm. Başka bir çözüm yok. Yıkıp yeniden depreme dayanıklı yapıların yapılması oluşan bir sistem. İstanbul için tren kaçtı örneğin. Çok sayıda can kaybı beklediğimizi rahat bir şekilde söyleyebilirim. 7’nin üzerinde deprem bekleyen bir kent, Marmara Denizi’nde fayın kırılmasıyla oluşacak depremde İzmir’dekinden çok daha büyük sonuçlar olur.

İzmir’de Seferihisar’da olan düşey bir faylanmanın etkileri. Biraz İzmir’e daha yakın olsa bu İzmir’i çok zorlayan bir şey olacaktı. Ama şu anda 20 tane ev yıkılmış veya ağır hasarlı olduğu belirtiliyor. Yine de İzmir’in çok darbe aldığını söyleyebiliriz. Bu zararların tamirinin büyük bir zaman ve masraf alacağını biliyoruz. Ama zamanında kentsel dönüşümler uygulansaydı bu zararlar ortaya çıkmazdı, hatta depremde can kaybı bile olmazdı.

hasarin-sebebi-eski-binalar-799618-1.

SÖYLEMEKTEN BIKTIK

Ülkedeki kentsel dönüşüm projeleri oldukça tartışma konusu. Dönüşümde amaç deprem güvenliğinden ziyade, rant. Sizin bu konudaki çözüm öneriniz ne?

Kentsel dönüşüm yapılmış bir yapı yok, kent de yok. Lafla söylüyoruz ama uygulamada sıfır. Çünkü kentsel dönüşümün arkasında devletin durması gerekir. Milletin hali mi var, bu parayı yatıracak? Muhakkak devletin desteklemesi gerekir. Bizden 1999’daki Gölcük Depremi’nden beri para toplanıyor, maaşımızdan hâlâ kesiliyor. Bu para doğru yere harcanacaktı. Bu tartışma Elazığ depreminde de sürdü. “Neden bu paraları harcamıyorsunuz?” diye soruldu. İzmir’den gelen haberlere inanacak olursak, kentsel dönüşüm iznini vermemişler. Tek başına belediye yapabilir mi bunu? Yapamaz. Ben Avcılar Belediyesi’nde danışmanlık yaptım. Oranın halini iyi biliyorum. Doğru düzgün oturacak bina yok. Bunu halka bırakmanın faydası yok. Bunu muhakkak devletin desteklemesi lazım. Bunun için toplanan parayı mı ayarlıyorsunuz. Yoksa bütçeden para mı ayarlıyorsunuz. Ne buluyorsan harca. Böyle depremlerden sonra hep bunlar akla geliyor. 1999’dan beri bunları söylemekten bıktık.

Kentsel dönüşüm için öncelikle her binayı kontrol edeceksiniz. Sağlam mı, maksimum kaç şiddetinde depreme dayanıklı, diye bakacaksınız. İkincisi, bina bazında iyileştirmenin hiçbir amacı yok. Parası olan bina diktiriyor. Peki, yandaki bina üstüne yıkılsa ne olacak? Bu hesaplanmıyor. Yasal bir çerçevesi olması lazım bu işin. Parası olmayana devlet yardım edecek, parası olanın da devletin kontrolünde belli kurallara uygun bir şekilde yapması gerekiyor. Ne kadar süreyle güçlendirilecek bakılması lazım. Güçlendirilebilecek evlerin yıkılması gerekmiyor. Güçlendirme kentsel dönüşümden daha ucuz bir şey. Fakat bu bir kısım binanın ayakta kalmasıyla mümkün.