Hasat başlıyor fiyat ortada yok

Dr. Necdet ORAL

Ekmek azgelişmiş ülkelerde temel gıdalardan birisi. Birçok yabani buğday türüne ve kültüre alınmış buğday çeşidine ev sahipliği yapan Türkiye 150 kg ile kişi başına ekmek tüketiminde dünyada ilk sırada yer almakta. Buğday üretiminin yaklaşık yüzde 80’i kuru tarım alanlarında yapılıyor. Ekim ve başaklanma dönemlerinde kritik su ihtiyaçlarının karşılanamaması nedeniyle verim düşüyor.

BUĞDAYDA SON 14 YILIN EN DÜŞÜK REKOLTESİ

2021 yılında yaşanan kuraklıktan dolayı buğday rekoltesi 17,7 milyon ton ile son 14 yılın en düşük seviyesine indi. Oysa 1991 yılında üretim 20 milyon tonun üzerinde idi. Geçen 30 yılda üretim yerinde saydı, hatta bazı yıllar gerilediği bile oldu. Bu dönemde ekim alanları da yaklaşık yüzde 40 oranında küçüldü. Ancak verimlilik ve maliyet sorunlarını çözmek adına ciddi bir çaba gösterilmediği gibi uygulanan politikalar da çiftçiden yana olmadı.

EN BÜYÜK İKİNCİ BUĞDAY İTHALATÇISIYIZ

Ekim alanlarının daralmasının yanı sıra üretimin ve kalitenin de düşmesiyle ithalat hızla artıyor. İç piyasada artan buğday fiyatlarını frenlemek için çiftçiyi ithalatla terbiye etmek, üreticinin buğday ekiminden vazgeçmesine ve ithalata bağımlılığın artmasına yol açıyor. Bu politikalar sonucu Türkiye dünyanın en büyük ikinci buğday ithalatçısı haline geliyor.

GEÇEN YIL 2 BİN 250 LİRAYDI

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 17 Mayıs’ta 2021 hasat yılı için ekmeklik buğday alım fiyatını bir önceki yıla göre yüzde 36 artışla 2 bin 250 TL/ton olarak açıkladı. Oysa 2020 ve 2021 hububat hasat dönemleri arasında kimyasal gübre fiyatları yüzde 91-116 dolayında artmıştı. Kuraklık nedeniyle verim düşmüş, çiftçinin maliyeti ton başına 2 bin 500 TL’ye yükselmişti. TMO buğday alım fiyatlarını maliyetin altında açıklamanın yanı sıra hasat döneminde ithalat yaparak çiftçinin elindeki ürün fiyatlarını baskıladı. Buna karşılık hemen hemen tümü borçlu olan küçük çiftçiler ürünlerini maliyetin altında kalan fiyatlardan satmak zorunda kaldılar.

İTHALAT 4 MİLYON TONA YAKLAŞTI

Açıklamış olduğu alım fiyatları piyasa fiyatlarının altında kaldığı için TMO çiftçiden buğday alamadı ve ithalata yöneldi. 2021/2022 hasat yılında TMO iptal edilenler dışında 12 ayrı ithalat ihalesi yapmış, çıkılan ihaleler sonucunda 3 milyon 845 bin ton ekmeklik buğday alımı gerçekleştirmiştir. 30 Haziran 2021 tarihindeki ilk ihalede o günkü dolar kuruyla ton başına yaklaşık 2 bin 300 TL olan ithal fiyatı, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin başlamasının ardından 17 Mart 2022’de yapılan ihalede 6 bin 700 TL’ye kadar yükseldi. 23 Mart 2022’de yapılan ihalede ise 6 bin 300 TL/ton olarak gerçekleşti.

Öte yandan yurt içi borsalarda da ekmeklik buğdayın ton başına fiyatı 6 bin TL’nin üzerine çıktı. Son bir yılda gübre fiyatları yüzde 300’e varan oranlarda zamlandı. Mazot fiyatlarındaki artış ise yüzde 240 oldu. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılan hesaplamalar buğday maliyetinin 6 bin TL’yi aştığını gösteriyor. Basında maliyetlerindeki artışı gerekçe gösteren İstanbul’un bazı ilçelerdeki fırıncı esnafının ekmeği 4 TL’nin üzerinde satmaya başladıklarına ilişkin haberler yer alıyor.


hasat-basliyor-fiyat-ortada-yok-1017440-1.
TMO, 12 ayrı ihaleyle 3,8 milyon ton ekmeklik buğday ithal etti.

ÜRETİCİ VE TÜKETİCİYİ GÖZETEN ÇÖZÜM NASIL OLMALI?

Yurt içinde yaratılan değerlerin çokuluslu şirketler yerine yerli üretici ve tüketicilere aktarılması için:

•Sertifikalı tohum yerine atalık tohumlarla üretim yapan çiftçiler de destekleme kapsamına alınmalıdır.
•Tarımda kullanılan mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı, diğer girdilerdeki vergi yükü azaltılmalıdır.
•TMO buğday alımında maliyet+kâr+asgari refah payı hesaplamasıyla taban fiyat uygulamasına geçmelidir.
•Depolama ve bekletme imkânı bulunmadığı için ürününü TMO’ya teslim eden çiftçilere borsa ve/veya ithalat fiyatları yükseldiğinde telafi edici ödeme yapılmalıdır.
•Küçük çiftçilerin lisanslı depo ihtiyaçları merkezi ve/veya yerel yönetimler tarafından karşılanmalı, çiftçiler lisanslı depolara verdikleri ürünleri karşılığında bankalardan kredi sağlayabilmelidir.
•TMO ekmeklik un piyasası regülasyonunu tüketici ve ekmek üretici örgütleri aracılığıyla yapmalıdır.