Hastanemi Açın Platformu, depremlerin ardından hastanelerin yeniden gündeme geldiğine ve önemine dikkat çekerek “Sağlık hizmetlerinin planlanmasında, sağlık kurumlarının yapımında ve yenilenmesinde bilimin gereklerinden ayrılmamak gerekir. Bunları yaparken kent rantı yaratmak hevesinden vazgeçilmeli, hizmet satın alma-hasta garantili şehir hastanelerinin değil kentlerin hatta Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre planlama yapılmalıdır” dedi.

Hasta garantili şehir hastanesi değil ihtiyaca göre planlama olmalı

HABER MERKEZİ

Hastanemi Açın Platformu üyeleri, düzenledikleri basın toplantısında “Depremler hastanemizin önemini bir kez daha gösterdi” dedi.

Hastanemi Açın Platformu adına açıklama yapan Ankara Tabip Odası yönetim kurulu üyesi Dr. Asuman Doğan, deprem bölgelerinde hastaneler dahil sağlık kurumlarının da sağlam yapılmadığının ve yenilenmediğinin görüldüğüne dikkat çekti. Doğan “Son dönemde yapılanların bile dayanıklı olmadığını gördük. Devlet hastaneleri, özel hastaneler, aile sağlığı merkezleri, diyaliz merkezleri kullanılamaz hale geldi. Örneğin Hatay’da il sağlık müdürlüğü binası dahi yıkıldı. TTB’nin raporuna göre, Hatay’daki aile sağlığı merkezlerinin neredeyse tamamı, Antakya Toplum Sağlığı Merkezi kullanılamaz hale geldi. Hatay’daki son depremlerle birlikte bu şehrimizde kullanılabilir kamu hastanesi kalmadı. Günlerce kent merkezi ve ilçelerde sağlık hizmetleri yetersiz kaldı, sadece ilk müdahale ve sevk işlemleri yapıldı, yaralılara aşılar yapılamadı. Çok sayıda hasta Adana’ya Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk ediliyordu, 20 Şubat Hatay depreminde orası da hasar aldı, hastane boşaltıldı” diye konuştu.

HASTANE KAPATMA OLMAMALI

Hastaların çevre illere naklinin yapıldığını kaydeden Doğan, yapılması gerekenleri şöyle özetledi:

“Sağlık hizmetlerinin planlanmasında, sağlık kurumlarının yapımında ve yenilenmesinde bilimin gereklerinden ayrılmamak gerekir. Bunları yaparken kent rantı yaratmak hevesinden vazgeçilmeli, hizmet satın alma-hasta garantili şehir hastanelerinin değil kentlerin hatta Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre planlama yapılmalıdır. Yaralıların tedavi için bin 100 kilometre uzaklıktaki hastanelere sevk edilmek zorunda kalması sağlık hizmetlerinde planlamanın merkezi dev hastaneler üzerinden yapılmasının sakıncalarını tekrar göstermiştir. Önce pandemi şimdi deprem göstermiştir ki Türkiye olağan dışı durumların, afetlerin sık yaşandığı bir ülkedir. Mevcut hastanelerimize ihtiyacımız olduğu açıktır. Hastane kapatmalar tümüyle gündemden çıkmalıdır. Kentlerin kolay ulaşılabilir yerlerindeki mevcut hastanelerimize, özellikle “nasıl olsa kapatılacak” denerek yıllardır yatırım yapılmayan, çivi dahi çakılmayan hastanelerimize gerekli yatırımlar yapılmalı, bu hastanelerimiz tarihi kimlikleri korunarak yerlerinde güçlendirilmeli ve yenilenmelidir. Aynı durum kapatılmış ve çürümeye terk edilmiş Türkiye Yüksek İhtisas, Ankara Numune, Ankara Fizik Tedavi, Ankara Atatürk, Bursa Memleket gibi hastanelerimiz için de geçerlidir. Bu hastanelerimiz de doğru planlamayla, gerekli yatırımlar yapılarak sağlık hizmetlerine kazandırılmalıdır. Depremde 100 binin üzerinde yaralımız oldu. Uzun dönemde ne yazık ki bu yaralılarımız arasında felçler (parapleji, hemipleji), kafa travması, amputasyon, kırık, kırık sonrası geç komplikasyonlar gibi nedenlerle yetiyitimi olan yurttaşlarımız olacak. Bunun anlamı zaten çok uzun tarihlere randevu verilerek zor alınan rehabilitasyon hizmetlerine ihtiyacın daha da artmasıdır. Kapatılmadan önce 297 yataklı olan bu hastanemiz gerekli hazırlıklar yapılarak öncelikle açılmalıdır. Bu hastanemiz rehabilitasyon hastalarının refakatçıları ile kalarak tedavi almalarına, psikososyal destek çalışmalarına uygundur. Bu planlamalar ve yenilemeler yapılırken mutlaka alanın uzman kuruluşları olan Tabip Odaları, Dişhekimleri Odaları, Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ve Şehir Plancıları Odası ile çalışanların sendikaları, muhtarlıklar ve yerel halkın temsilcileri sürece dahil edilmelidir. Gelin bu acıları bir daha yaşamamak için bilimin gereklerinden ayrılamayalım. Evlerimiz, hastanelerimiz, okullarımız başta olmak üzere tüm binalarımızı doğru yerlere, sağlam yapalım. Mevcutları güçlendirip, yenileyelim. Sağlık hizmetlerimizi doğru planlayalım. Her işin başı sağlık olsun, rant değil.”