PINAR İÇEL Kadın Hastalıkları ve Doğum Asistanı Dr. Burcu Özdoğan ile kadın sağlığı, gebelik, kürtaj, sağlıkta şiddet ve bu alandaki deneyimlerini konuştuk. Doğum kontrolüne eşi ile birlikte gelen erkeklerin eşleri üzerinde yarattığı baskıyı, kadın hekime de hissettirmek istediklerini söyleyen Özdoğan, “Erkekliklerini kanıtlamak gibi huyları var” diyor. Baskılar nedeniyle kürtaj yapılmasının tercih edilmemesi gibi durumların kadınları […]

Hasta-hekim ilişkisi gericilik kıskacında

PINAR İÇEL

Kadın Hastalıkları ve Doğum Asistanı Dr. Burcu Özdoğan ile kadın sağlığı, gebelik, kürtaj, sağlıkta şiddet ve bu alandaki deneyimlerini konuştuk. Doğum kontrolüne eşi ile birlikte gelen erkeklerin eşleri üzerinde yarattığı baskıyı, kadın hekime de hissettirmek istediklerini söyleyen Özdoğan, “Erkekliklerini kanıtlamak gibi huyları var” diyor.

Baskılar nedeniyle kürtaj yapılmasının tercih edilmemesi gibi durumların kadınları zora soktuğunu aktaran Özdoğan kadınların akrabalarından gördüğü baskılara da sık sık tanık olduklarını ifade ederek şu anısını paylaşıyor:

“23 yaşında beşinci gebeliğinin takibine gelmiş hastamı unutmuyorum. Okuma yazması olmadığı için eltisinin gözetiminde yanıma geldi. Eltisine çıkması gerektiğini, isterse kendisini ifade edebileceğini söylediğimde onaylar şekilde göz kırpışını, gözündeki ışıldamayı hafızamdan silemem.”

  • Kadınların kendi bedenleri ve üreme sağlığıyla ilgili bilgileri ne düzeyde?

Kadınların kendi bedenlerine ne kadar yabancı ve ona karşı korkak olduklarını aslında tam olarak branşımda çalışmaya başlayınca öğrendim diyebilirim. Kendine saklanması ve bahsinin bile geçmemesi gerektiği öğretilmiş şeyleri; kadınların kendi sağlıkları konusunda hekime bile güvenememeleri, yüksek sesle söylenmemesi gerektiğini düşündükleri biyolojik süreçlerin ‘muhafazakâr versiyonları’ ile ifade edilmesinin, regli tariflemek için kirlilik, namazsızlık gibi terimlerin revaçta olması bu yüzden diye düşünüyorum.

  • Karşılanmamış aile planlaması ihtiyacı var mı? Bu sebeple doğumla sonuçlanan istenmeyen gebelik ne kadar sık?

Aslında hem karşılanmamış hem de karşılanmasına izin verilmemiş aile planlaması söz konusu… Son 20 yılda giderek muhafazakârlaşan ve kadının, kadın kimliğinin silinerek sadece anne kimliğinin öne çıkarıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Kadınların kendi iradeleri ile kurmadıkları ailelerinde kaç tane çocuk doğuracaklarına kendilerinin karar vermediklerini görüyorum. Eşlerinin istekleri doğrultusunda çocuk yapıyorlar ve aile planlaması yapılması gerektiği ve buna izin verildiği zamanda da tüm yükü kendi omuzlarında hissediyorlar. İstenmeyen gebelikler tüm gebelik oranlarına bakılırsa çok değil. Ancak devlet kurumlarında yasal olarak yasak olmasa da baskılar nedeniyle istemli kürtaj yapılmasının tercih edilmemesi bu gibi durumlarda kadınları zora sokuyor.

  • Kliniğe başvurduğunda kadının sorununun kendisi yerine eşi veya yakınları tarafından ifade edilmesi durumları yaşanıyor mu?

Bu yaşadığımız en büyük sorunlardan bir tanesi. Biz hastanın gizliliğini ön planda tuttuğumuz için eşleri muayene odasına almıyoruz, ancak bu konuda ısrarcı olan, kavga çıkaran, şiddete başvuran erkekler söz konusu. Sağlık sorunları nedeniyle muayeneye ‘getirilen’ kadına şikâyeti sorulduğunda içerideki kadın yakını tarafından cevap verilmesi hem hekim hem hasta için hasta-hekim ilişkisine zarar veren bir durum ve aslına bakarsanız bu bağlamda onur kırıcı. Özelleşmiş polikliniklerimizden olan infertilite (kısırlık ) polikliniğinde erkliğin en büyük simgelerinden birisi olan kayınvalide şiddetini ve etkisini net bir şekilde kullanılan ifadelerden anlayabiliyorsunuz. Hastanın eşiyle yaşadığı cinsel ilişkinin sayısına kadar kadına fırsat vermeden söyleyen hasta yakınları gördüm.

  • Kadınların sağlık hizmetine veya bilgiye ulaşamama sorunu oluyor mu?

Ben İstanbul’un yoksulluğun belirgin olduğu bir ilçesinde çalışıyorum. Burada çalışmaya başlamadan önce okuma yazma oranının bu kadar düşük olabileceğini düşünmezdim. Aslında çokça hikâye var. Bu anlattığım çok çarpıcı gelmeyebilir ama 23 yaşında beşinci gebeliğinin takibine gelmiş hastamı unutmuyorum. Okuma yazması olmadığı için eltisinin gözetiminde yanıma geldi. Eltisine çıkması gerektiğini, isterse kendisini ifade edebileceğini söylediğimde hastamın onaylar şekilde göz kırpışını, gözündeki ışıldamayı hafızamdan silemem. Bu yüzden kız kardeşlik duygusunu çok önemsiyorum.