Hastalıktan sağlığa, savaştan barışa, politikadan sanata: 10 dumanlı maddede haşhaş

ENGİN ÖZER - @enginzer

44 yıl önce bugün Türkiye’de haşhaş ekimi yasaklandı. Yasaktan önce Amerika’yla haşhaş yüzünden tarihimizin en büyük krizlerinden birinin eşiğine gelmiştik. Bu haşhaş bitkisi öyle bir nane ki tarih boyunca savaşlar çıkarmış, toplumları yok etmiş, kültürleri dumanıyla boğmuş, acı vermiş, öldürmüş. Ama aynı zamanda savaş karşıtlığının sembolü olmuş, yeni kültürler doğurmuş, acıları dindirmiş, hayatları kurtarmış. İkisi de aynı nebatat: Haşhaş.

Binlerce yıldır insanlıkla birlikte. Homeros destanlarından bugünlere kadar insan hayatına her dönem etki etmiş, ülkeleri birbirine düşürmüş, hatta sınırları değiştirmiş.

Kayıtları 6000 yıl önceye Sümerlere kadar gidiyor. Tanrının insanlığa armağanı olarak görüldüğü zamanlar da olmuş, tanrının insanlığa ebedi cezası olarak da. Var olduğu süre boyunca dünyaya her daim etki etmiş ve yaşam üzerinde derin izler bırakmış. Bu izlerin önce Türkiye’deki etkisine sonra dünyadaki kültürel ve politik durumlarına bir bakış atalım.

1- Sultanahmet Camii’ni bombalarız! (Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı bombalaması değil, gerçek)

Türkiye, BM denetiminde yapılan yasal haşhaş üretim alanının neredeyse yarısına sahip. Yani dünyada nadir lider olduğumuz alanlardan biri haşhaş ekimi. Lider olduk mu da dünyanın en kritik meselelerinden birinde oluruz J Ülkenin her karışı mı karşıtlık olur arkadaş. Patatesi, elmayı ithal et, haşhaşta şampiyon ol. Bu şampiyonluğun ardında, yani bundan 40 sene önce hayli sert tartışmalar yaşanmış.

Dönemin Nixon hükümeti, Amerika'daki uyuşturucu tüketimi çığırından çıkmaya başlayınca ülkemizden haşhaş ekimini durdurmasını ister. O dönemde dünya uyuşturucu alemlerinde “Türk Malı” Alman arabası gibi bir şeydir. Amerika'ya Avrupa üzerinden giren uyuşturucunun önemli miktarı da ülkemizde ekilen topraklardan çıkar. Başta geçtiğimiz günlerde göçüp giden Demirel vardır. Seçimler yakındır ve Türkiye o dönemde bir tarım toplumudur. Yaklaşık 1.5 milyon insan haşhaş üretimiyle uğraşmaktadır. Yasak demek, altından kalkılamaz ekonomik sorunlar demektir. Demirel kontrolü arttırsa da Amerika'nın isteğinin kabul edilir yanı yoktur. Süleyman, 12 Mart 1971'de darbe sonucu yönetimden iner. Nihat Erim yasağı uygulamaya koyar.

2- Darbe yönetiminin ardından gelen Karaoğlan, “Kimse sabrımızı zorlamasın” geyiklerine girmez

Haşhaş ekimini yeniden serbest bırakır. Amerika'nın Sultanahmet Camii'ni bombalarız tehdidi o zaman gelir. Haşhaş vakası o dönemler kayıtlara Kıbrıs ile birlikte tarihimizde Amerika'yla yaşadığımız en büyük sorun olarak geçer. Türkiye'ye ekonomik yardım kesilir. Nato üyesi olduğumuz halde sürekli “Yok 4 adam yollarım yok 8 füze attırırım" tehditlerinin ardı arkası kesilmez. Ecevit geri adım atmaz ama haşhaş üretiminde devlet denetimini sıkılaştırır. Zaten dümbelek Nixon'un ABD'deki durumu da sallantıya girmiştir. Nixon ilerleyen zamanlarda Watergate skandalı yüzünden istifa etmek zorunda kalır ve istifayla giden tek ABD başkanı olarak tarihe geçer. Oh canımıza değsin.

Haşhaşın üretimine 1986'da çıkarılan 3298 Sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanun ve Yönetmelik çerçevesinde devam ediliyor. Haşhaş ekiminin kontrolü, haşhaş kapsülü, ham afyon ve tıbbi afyon üretimi, satın alınması, bunlardan uyuşturucu madde imalatı, yurt içinde satışı ve ihracı konularında tek yetkili mercii ise Toprak Mahsulleri Ofisi.

3- Fıtığım pırtladı, başım çatladı, karnım patladı, aman doktorcuğum bana bi çare!

İnsanlığın bu hallerine antik çağlarda pek bir çare bulunamamış. O devirde hastalanmak ya da yaralanmak demek çoğunlukla üç vakte kadar ölmek demek. Yine de özellikle antik Mısır, Hindistan, Yunanistan ve Çin'de tıp için cesur denemeler yapıldığı biliniyor. Anestezi o dönemden günümüze değişmeden gelen bir kavram. Lokal anestezi için yapraklarından kokain üretilen koka ağacı, tüm vücudu uyuşturmak içinse haşhaştan üretilen afyon kullanılmış. 19. yüzyılda yine bu bitkide doğal olarak bulunan maddelerden geliştirilen morfin sayesinde artık ameliyatlar daha kolay ve etkili yapılabilir hale gelmiş.

4- Hong Kong’u Çin’den almak

Haşhaş mevzusunun konu edilmesi dahi devletlerin pek hoşuna gitmiyor olacak ki, ne tarih kitaplarında ne de araştırmalarda bu bitkinin sebep olduğu krizlere ya da savaşlara pek değinilmiyor. Oysa bugünün dev ekonomik gücü olan Çin, 1800'lü yıllarda yapılan afyon savaşlarında İngilizler tarafından fena hırpalanmış. Neredeyse tüm Çin, sinsi İngilizler tarafından afyon bağımlısı haline getirilirken, koca ülke parçalanmanın eşiğine gelmiş. Ayıp.

Olay İngilizlerin, Hindistan ve bölgenin zenginliklerini talan etmek için kurduğu "British East India Company" adlı yapının Çin'in kontrolündeki çay ve gümüş üretimine göz dikmesiyle başlıyor. Çay, Çin için en önemli ürün ve o dönemlerde öyle her önüne gelene satışı ve ticareti yapılmıyor.

İngilizler için "yapılmıyor" kelimesinin şu hayatta pek bir yeri yok. Biliyorsunuz yapılamayanı yapmak için her türlü planı yapıyorlar. Ne yapsak ne etsek, What can we do sometimes derken, tüm Çin’i, ülkeye sokulan afyonla bağımlı hale getiriyorlar. Yasal olmayan afyon ve dumanlı kafalar sayesinde ülkede ağır bir rüşvet ve yozlaşma ağı peydah ediliyor. Afyonu veren şirket, karşılığında çay ve gümüş alıyor. Çin hükümdarı kadim ülkenin elden kaydığını görüyor ve İngilizleri uyarıyor. Tabii ki İngilizler uyarıları sallamıyor.

5- Hükümdar Tse-Hsu, “sizi bi kaşık çayda boğarım” diyerek haşhaş yüklü İngiliz gemilerine el koyuyor

İngilizler zaten olay çıksa da girişsek diye beklemekte. Modern savaş silahları var, kimseden korkuları yok. Hatta tarihte ilk demirden yapılma savaş gemisi bu hadisede kullanılmış. Çay, afyon, gemi derken Çin, Honk Kong limanını bu savaşlar sonucunda kaybediyor. Kapitülasyonlar öyle ağır ki koca Çin hanedanının köküne kibrit suyu dökülüyor. 1839-1842'deki ilk afyon savaşının ardından 1856-1860 arasında Çin'in yeniden isyan etmesiyle bu sefer II. Afyon Savaşı çıkıyor. Fransa yancı olarak İngiltere'nin peşinde. Çin ikinci defa yeniliyor, 20. Yüzyıla kadar belini doğrultamıyor.

6- Para para para…

Bugün bile haşhaşın piyasada çevirdiği yekûn öylesine büyük ki, savaş ve silah kaçakçılığı gibi diğer kayıt dışı faaliyetlerle birlikte tüm dünyada dönen kirli paranın odağında duruyor. Amerika baz alınarak yapılan basit bir hesaba göre haşhaşın kilosu 300$'a mal oluyor. Bu 1 kilonun ilk elden satıcıya geçişi 800$ ,satıcının 1 kilogramdan ürettiği eroinin değeri ise 16.000$.

7- Hem kabus savaş katliam, hem yeşil reçete, hem çiçekler böcekler…

Haşhaş çiçek olarak da satılan ve yetiştirilen bir bitki. Sınıf olarak gelincikgillerden olan haşhaş, çiçeğinin güzelliğiyle de biliniyor. Dünyanın birçok yerinde kırmızı, beyaz, mor çiçekli haşhaş bahçeleri bulunuyor. Hem paket olarak tohumdan hem de doğal yayılımla çoğalabiliyor.

Ayrıca farmakoloji sektöründe yoğun finansal değeri var. Öksürük şuruplarında ve ağrı kesicilerde kullanılan kodein ve morfin, beynin reseptörleri tarafından “hoşgeldin birader” tadında aniden algılanıyor. Narkotik analjezik denilen bu maddelerin bağımlılık yapıcı özellikleri nedeniyle prospektüsleri uyarılarla dolu. Örneğin içerikte “araba kullanılmayın” gibi uyarılar bulunuyorsa, muhtemelen ilacın içinde afyon bazlı maddeler bulunuyor.

8- Edebiyat öğretmeninize danışınız

Her ağır ortamda adı geçen Homeros amcanın dev destanı Odysseia’da afyonun acı dindiren ve zevk veren hallerinden bahsedilir. Eserde Helena hüzünlere çare olmak için şaraplara afyon karıştırır.

Efsane film Oz Büyücüsü ve esinlendiği kitapta da direkt olarak haşhaş tarlasına göndermeler var. Hikayede çılgınlar çılgını Oz Büyücüsü ekibi, çiçek açmış dev bir haşhaş tarlasıyla karşılaşır.

9- Bağımlılık mı? Asla! Bende olmayan şeye bağımlılık denir.

Uyuşturucu kuşkusuz en büyük bağımlılık sorunlarından biri. “Doğal bu, hatta organik valla bişey olmaz” kafası, sigaradan bile daha az zararlı imajı, ya da kimyasal işlenen malzemelere olan aşırı güven... Nerdeyse sabahları iki kaşık pekmezle alınca kan yapıyor diyecekler.

Kullanıcılar bağımlılık yaratan diğer maddelerde olduğu gibi kendilerini ve kullandıklarını her koşulda haklı gösterecek onlarca sebebe sahipler. Tabii bir de uyuşturucuyla mücadele altında özellikle gençlere dayatılan yalan yanlış ve abartılı bilgilerin yarattığı güven - bilgi kirliliği var. Doğru ve tarafsız bilginin değeri nedense bir türlü kavranamıyor. Bunun yerine 80'li yıllarda kalan öcüleştirme politikaları tam gaz devam.

10- Evimizdeki tehlike! Haşhaşlı kekler, börekler, tatlılar !!!

Haşhaş tohumunda az da olsa bir kısım uyuşturucu madde kalabiliyor. Gerçi gördüğü işlemlerden sonra bunun yok olduğu aşikar ama kayıtlı bazı olaylarda haşhaş katkılı şeyler yedikten sonra uyuşturucu testi pozitif çıkan insanlar var. Aman ha, zaman kötü valla kimse inanmaz :)