Yanan bir ülkeye tanık oluyoruz. 9 Ekim’de, Hatay’ın Belen ilçesinde sabah saatlerinde ormanlık alanda başlayan yangın, rüzgarın da etkisiyle ilçedeki yerleşim yerlerine sıçradı. İssume, Müftüler, Fatih ve Sarımazı mahallelerini etkileyen yangın, daha sonra İskenderun ve Arsuz ilçesindeki birkaç mahalleye de zarar verdi.

Evleri yanan vatandaşlar ve risk bölgesinde oturan mahalle sakinleri güvenlik güçleri tarafından tahliye edildi. Yangında can kaybı olmadı ancak doğal hayatta kıyım ve mal kaybı ortaya çıktı. Hatay halkının kaçarken kameralara yansıyan görüntüleri dehşet vericiydi.

Yangında ihmalden çok sabotaj şüphesi var. Farklı noktalarda eş zamanlı başladı. 2 seçenek üzerinde duruldu. Daha önce de bazı yangınları üstlenen ve kendisine propaganda malzemesi yaratan, ‘Ateşin Çocukları İnsiyatifi’ adlı bir grup “Biz yaptık” dedi. Olayı derhal çözmeye meyilli medyamız, bundan kendine malzeme çıkardı.

GÖZALTINA ALINANLAR AÇIKLANMALI, SOMUT BİLGİLER VERİLMELİ

Sosyal medyada servis edilen bazı görüntülerin geçmiş yıllara ait olduğu ve Suriye’de çekildiği anlaşıldı. Resmi makamlar sabotajı gerçekleştiren 6 kişinin yakalanıp gözaltına alındığını duyurdu. Şüpheye yer kalsın istenmiyorsa yakalananların kimlikleri de olaya ilişkin somut detaylar da bir an önce kamuoyu ile paylaşılmalı.

MADEN ŞÜPHESİ

Eğer ‘suçlamalar’ benzer olaylardaki gibi askıda kalırsa, kimse ikna olmayacaktır.

Yangınla ilgili bir diğer şüphe ise bölgenin madencilik faaliyetlerine açılacak olması. Hatay’ın Belen ilçesi ile İskenderun-Arsuz sınırları arasında çıkan yangının bulunduğu bölgede maden projesi yapılacağı ortaya çıktı.

Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, köylere gönderdiği 30 Eylül tarihli resmi yazıda, 12 Ekim tarihinde Arsuz ilçesine bağlı Hüyük Mahallesi’nde projeyle ilgili ÇED toplantısı yapılacağını duyurdu.

AKP’NİN DÖNÜŞÜM VE İNSANSIZLAŞTIRMA PROJELERİ

Türkiye’de, bölgesel dönüşümler birkaç yolla gerçekleştiriliyor. Uyuşturucuyu yaygınlaştırmak, mahalleleri terörize etmek, etnik rahatsızlıkları körüklemek ve yangın çıkarmak. Bu yöntemler, rant sağlamanın yanı sıra gençleri depolitize etmek ve demografiyi değiştirmek amaçları taşıyor.

-UYUŞTURUCU

Antep’in Kürt mahallelerinde, ateş-buz adlı kristal metamfetamin satarak gençleri siyasetten uzak tutuyorlar. Aynı planı yıllardır, İstanbul’daki denize nazır örgütlü Alevi mahallelerinde uyguluyorlar. Mahalle yapısını bozmak, halkı kaçırmak ve sonrasında bölgeyi ranta açmak esas plan. Bir tarla iki kuş. Siyasi yapıları kır, plazaları kur.

-MAHALLELERİ TERÖRİZE ETME

İstanbul Bağcılar’da, özellikle 2014 yılından itibaren gençler arasında hızla yaygınlaşan bonzai trendi sonrasında ne olduğunu kısa yoldan anlatalım. Ölen genç bedenler üzerinde TOKİ binaları yükseldi. Bölge halkı tehlikeyi görüp oturduğu yerleri terk etmek zorunda kaldı. Halkın varlıkları ucuza kapatıldı!

-ETNİK OLAYLARI KAŞIMA

Maraş’taki Alevi Terolar köyüne, cihatçı kampı yapılarak, Maraş katliamı hafızlarında dün gibi canlı olan topu topu 2 bin 700 Alevi yurttaşımızın bölgeden nasıl kaçırıldığına bakarsanız, Hatay’daki yangını bir başka açıdan değerlendirme imkânı da bulursunuz.

AKP iktidarının, 18 yıldır, herhangi bir bölgede ekonomik ve kültürel amaçlarla temizlik yapmak için birkaç yöntemi hayata geçirdiğini biliyoruz. Önce bölge insansızlaştırılıyor, sonra demografik ve kültürel özellikler değiştiriliyor. Söz konusu alan aynı zamanda ranta açılıp peşkeş çekiliyor.

AKP pratikleri göz önünde tutulduğunda Hatay’daki yangında, ‘ne olduğu belirsiz, kime hizmet ettiği şüpheli’ Ateşin Çocukları İnsiyatifi ikinci planda kalıyor. Hatay’da çok geçmeden maden faaliyetlerinin daha yüksek sesle duyulması mümkün.

Öte yandan Hatay hassas bir bölge, yanı başındaki Reyhanlı’nın yüzde 90’ı Suriyeli. Gelenlerin çoğu cihadizm menşeli. Yangının, bölgeyi kültürel olarak ne kadar etkileyeceğini, maden faaliyetlerinin geleceğini ve sınırın karşı tarafını birlikte tartışmak lazım.

BAKAN İÇİMİZE SU SERPTİ!

“Ormanlar Anayasa’yla korunduğu için imara açılması, madene, turizme tahsis edilmesi söz konusu değildir. Bu konuyla ilgili asla bu spekülasyonlara da vatandaşlarımızın kulak asmamasını, gülüp geçmesini özellikle rica ediyorum.” Krom madeni tartışmalarına ilişkin yetkili açıklaması.

Peki, bunu kim söylüyor? İzmir yangınında ‘pahalı’ diye uçak kaldırmayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli. Her koşulda, ‘artan yangınlara’ değil, yanan-yakılan mahvolan bir ülkeye içimiz sızlatarak bakıyoruz.