Hatay’da rezerv alan çıkmazı: Sözlerinizi tutun
Hatay’da rezerv alan uygulamaları yurttaş için zulüm haline geldi. İktidarın mülklerine adeta çöktüğünü söyleyen depremzedeler “Sözünü verdiğiniz kalıcı konutları ivedilikle ve ‘bedelsiz’ istiyoruz” diyor.
İlayda Kaya
ilaydakaya@birgun.netMaraş merkezli depremlerin üzerinden 16 ay geçmesine karşın depremzedelerin yaşadığı sorunların çoğu hâlâ çözülmedi. Depremden etkilenen 11 kentteki enkazların tamamının kaldırılmaması bir yana AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın verdiği 650 bin konut sözü bile yerine getirilmedi. Üstelik kentlerde rezerv alan sorunu da giderek artıyor. Rezerv alan nedeniyle evlerin akıbetinden endişe eden depremzedeler, şu talepte bulunuyor: "Rezerv alan içindeki az hasarlı binalarımızın yıkılmasını ve güçlendirilmesi yapılan orta hasarlı binalarımızın yıkılmasını kabul etmiyoruz. Kentin yeniden inşa sürecinin halkla birlikte yürütülmesini istiyoruz."
Depremden en çok etkilenen kentlerin başında gelen Hatay’daki depremzedeler, 'rezerv alan' uygulaması nedeniyle evlerinin akıbeti için endişeli. Çekmece'den Ürgenpaşa'ya, Gazi'den Gültepe'ye, Odabaşı'ndan Akevler'e, Saraykent'ten Akasya'ya, Samandağ'dan Kırıkhan'a her mahalleden rezerve karşı sokaklara dökülen yurttaşlar, soruna çözüm bulmak bir yana muhatap dahi bulamıyor. Düzenlemeye göre, rezerv alan sınırları içinde kalan yapıların yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılmasında mülk sahiplerinin rızası aranmıyor ancak oluşacak inşa maliyetini üstlenmeleri isteniyor. Konuya ilişkin geçen günlerde eylem yaptıklarında polisler tarafından gözaltına alındıklarını anımsatan yurttaşlar, belirsizlik içinde yürütülen sürece tepki gösteriyor.
SORU İŞARETLERİ DOLU
Depremzede Çiğdem Aslan, Çekmece Mahallesi’ndeki evinin az hasar aldığını anlatıyor. Az hasarlı evini güçlendirdikten sonra yaşamaya devam ettiğini söyleyen Aslan, mülkünü rezerv alan kapsamında kaybetmek istemediğini belirtiyor. Aslan, yaşadığı süreci şöyle anlatıyor:
“Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın 'az ve orta hasarlı binalar güçlendirilsin' açıklamasının ardından 'evlerinize dönün' dendi. Tadilatımızı yaptık, evimize döndük. Bu süreçte yardım da görmedik. Şimdi bir rezerv alan mevzusu yaşanıyor. Rezerv alan tespit edilirken tapu sahiplerine haber dahi verilmedi. Bizleri muhatap alan bir bakan, müdür dahi yok. Bize söz hakkı vermeden bizim alanlarımıza el koyuyorlar. Yıllarca kazanıp emek verdiğim tapuda nasıl söz hakkım olmaz? Bu süreçte en çok halkı birbirine düşürüyorlar.
Rezerv alana ‘Evet’ diyen de var ‘Hayır’ diyen de var. Biz demografik yapının bozulmamasını istiyoruz. 16 aydır 21 metrekare alana sığan yaşamlar var. İnsan gibi yaşamıyoruz. Amaçları muhtaç edilmiş bir toplum yaratmaktı ve Hatay halkı gerçekten muhtaç halde. Hükümet kanadı iyi bir şey yapılacaksa buraya davulla zurnayla geliyor ama şu an rezerv alan meselesi sessiz sedasız yürütülüyor. Yıllarca emek verdiğimiz tapularımızı bilinmezliğe teslim etmeyeceğiz. Devlet bu mülkleri alırken bize destek olmadı. Burası bizim. Biz soru işaretlerle, açıklarla dolu rezerv alanı istemiyoruz.”
Saraykent’te yaşayan bir yurttaş da Rezerv Alan Yasası’nın hukuki temellere dayanmadığını söylüyor. Süreçle ilgili kaygılı olduklarını söyleyen yurttaş “Biz yerimizden olmak istemiyoruz. Biz ‘Bina yapmayın’ demiyoruz. Rezerv alanı yurttaşlara yanlış anlatıyorlar. Biz bina yapılmasına karşı değiliz, biz ödeyemeyeceğimiz borçlar altına sokulma ihtimalimize karşıyız. Bu belirsizliği ortadan kaldırın” diyor.
∗∗∗
SÖZLE DEĞİL YASAYLA TEMİNAT İSTİYORUZ
Hatay Depremzede Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Deveci de kentte halk arasında ‘Rezerve evet’ ve ‘Rezerve hayır’ kutuplaşmasının olduğuna dikkat çekiyor. Deveci, şunları söylüyor:
"Rezerv alan yasasındaki belirsizliklerin giderilmemesi ve halka güvence verilmemesi; yasa değişmediği sürece sadece Hatay ya da depremden etkilenen diğer iller için değil tüm ülke için kanun yapıcıların ve kendileriyle iş birliği yapacak şirketlerin rantı, talanı ve yağmayı kolaylıkla gerçekleştirebileceği bir alan açma tehlikesi barındırıyor. İktidar, kentteki inşa sürecini ancak bu yasayla tamamlayabileceğini söyleyerek evleri yıkılmış vatandaşları çaresizliğe iterken, konutları yapabilmenin bir yolunun da binası hasarsız, az veya orta hasarlı binaları yıkmaktan ve bunlarla beraber boş arsalara el koymaktan geçtiğini söylüyor. Bu yolla halkı karşı karşıya getirmiş de oluyor. Evi yıkılıp rezerve mecbur hissedenle evi az hasarlı veya hasarsız olup rezervden korkan karşı karşıya geliyor. Kendi memleketinin yeniden inşasında söz sahibi olmak isteyen Hatay halkını ısrarla görmezden gelen ve sürecin dışında tutan bu yaklaşım devam ettiği sürece sadece rezerv alan değil bütün meseleleriyle memleketimizin yeniden inşasına dair aidiyet duygusu geliştirmemiz mümkün olmayacak ve iktidarın dayatması ile halkın talepleri ve duyguları karşı karşıya gelecektir.
Bu memleketin sokaklarında bir defa bile yürümeyenler, havasını solumayanlar bir araya gelerek binlerce yıllık kadim geçmişe sahip bu memleketin insanına hiçbir şey sormadan bir kent kurmaya çalışıyor, yasalar çıkarıyor, malımıza el koyuyor ve bu belirsiz ve tehlikeli yasayla kendilerine güvenmemizi istiyorlar. Sözlerine güvenmiyoruz. İktidara sesleniyoruz: Bu belirsizliklerle değiştirdiğiniz yasanıza güvenmiyoruz! ‘Mülksüzleştirme olmayacak, demografik yapı değişmeyecek, herkes kendi mahallesinde ve apartmanında yaşayacak, kentin ruhunu koruyacağız’ gibi söylemleri kabul etmiyor, yasayla teminat istiyoruz!”
∗∗∗
BİZ ŞİMDİ NEREYE GİDELİM?
Akasya Mahallesi’nde yaşayan Aykut Öztaş rezerv alan kapsamında yapılan eylemde polisin şiddetine uğrayarak gözaltına alınan afetzedelerden biri. Öztaş yaşadıklarını “Kötü bir şey yapmadık. Malımızı kimse gasbedemez” diyerek anlatıyor. Öztaş, şunları söylüyor: “Devlet burayı gasbedecekse bizim evimizin ruhsatını neden verdi? İşyeri açtırdı? Evlerimizi güçlendirdik şimdi ‘15 gün içinde boşaltın’ diyorlar. Rezerv alanlarını tekrar yenilemiş. Eskiden 3-5 yer vardı şimdi Antakya’nın yarısı rezerv alanı. Devlet bize ‘Kalın’, esnaflara ‘Dönün’ dedi. Cebimizdeki paraya mı göz diktiler? Bizi borçlandırıyorlar. Malımızı savunduğumuz için devlete başkaldırmadan gözaltına alındık. Ben yüz kızartıcı ne yaptım? Burayı daha beter hale getirdi.”
∗∗∗
KALICI KONUTLARI TESLİM EDİN
Hataylı depremzedelerin talepleri şöyle:
• Sözünü verdiğiniz kalıcı konutları ivedilikle ve ‘bedelsiz’ istiyoruz
• Rezerv alan içindeki az hasarlı binalarımızın yıkılmasını kabul etmiyoruz.
• Güçlendirilmesi yapılan orta hasarlı binalarımızın da yıkılmasını kabul etmiyoruz.
• 6306 Sayılı Kanun’la birlikte bizleri bekleyenlerin bütün şeffaflığı ile ortaya koyulmasını ve kentin yeniden inşa sürecinin halkla birlikte yürütülmesini istiyoruz.
• Tespit, plan ve uygulama süreçlerinin tümü şeffaf yürütülmelidir.
• Hatay halkına rağmen yürütülecek bir planın parçası olmayı reddediyoruz.
• Boş arsası, müstakil evi olanların ya da daire sahiplerinin arsa payları üzerinden mağdur edilmesini ve bu kapsamda hak kaybına uğramayı reddediyoruz.