Google Play Store
App Store

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında açıklama yaptı. Hatimoğulları, Hakkari Belediyesine kayyum atanmasını savunan Devlet Bahçeli'yi eleştirerek "Sinan Ateş cinayetini açıkla sen önce" ifadelerini kullandı. Hatimoğulları, konuşmasını bitirirken kayyuma karşı Hakkari'de 13 Haziran'da yapacakları mitinge çağrıda bulundu.

Kaynak: Haber Merkezi
Hatimoğulları'ndan Bahçeli'ye 'kayyum' yanıtı: "Siz Kürtlere seçme ve seçilme hakkın yok diyorsunuz"
Fotoğraf: DEM Parti fotoğraf servisi

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları partisinin grup toplantısında konuştu.

Hatimoğulları, Bahçeli'nin grup toplantısında kayyum atamasına ilişkin yaptığı konuşmaya "Türkiye’nin uzun darbeler tarihine 3 Haziran 2024’te yeni bir darbe halkası daha eklendi. Hakkâri halkı baskılara, zulümlere, engellere rağmen sandığa gitti. Oyunu kullandı. Belediye eş başkanlarını seçti. AKP-MHP iktidarı ise kayyum atadı. Özellikle az önce bu kürsüden konuşan iktidarın küçük ortağı kulağını açarak bizi dinlesin. Siz bu uygulamayla Kürtlere senin seçme ve seçilme hakkın yok, sen bu ülkenin asli yurttaşı değilsin, demiş oluyorsunuz. Kürt halkı ve onlarla dayanışma içinde bulunan demokrasi güçlerine siz ulusal güvenlik sorunusunuz demiş oluyorsunuz" yanıtını verdi.

BAHÇELİ KAYYUMU SAVUNDU

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Hakkari'ye atanan kayyumu savundu. Şunları söyledi:

"DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı’nın görevden el çektirilmesi, ardından geçtiğimiz günlerde silahlı terör örgütünü yönetmek suçundan 19 yıl 6 ay hüküm alarak tutuklanması, Türk devlet ve hukuk onurunun şaşmaz onurudur.

Yalnızca Hakkari belediye başkanı değil, haklarında yargısal süreçlerin devam ettiği 30’a yakın belediye başkanı koltuğunda oturuyor olması demokrasi ile izah edilemeyecek, despotluk ve düşmanlık alametidir. DEM’in hedefi yöre insanımızın derdine deva olmak değildir.

Ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde bazı belediye başkanları talimatı bölücü terör örgütünden alırken, devletin hazinesinden aktarılan paraları da teröristlere yağmalattırmaktadır."

Hatimoğulları'nın konuşmasındaki satır başları şöyle:

"Biz kayyum atandığı andan itibaren eş başkanımızla birlikte MYK ile birlikrte Hakkari'deydik. Hakkari, halkı, esnafı kayyuma karşı olduğunu söyler. Oysa bunlar kendilerini halkın üzerinde bir hak olarak görülüyorlar. Hakkari'den İstanbul'a halk direniş içerisinde. Genciyle yaşlısıyla kadınıyla çocuğyla halk iradesine sahip çıkıyor.

ERDOĞAN'A SESLENDİ

Ey Erdoğan, ey AKP'liler siz darbecilerin paltosundan çıktınız. FETÖ'cülerin yazdığı iddianamelerle arkadaşlarımızı yargılamaya kalkıyorsunuz. Erdoğan 'yargının verdiği karar kimseyi rahatsız etmesin' diyor. Sen Hakkari halkının 31 Mart'ta verdiği karardan niye rahatsız oluyorsun, çık bunu açıkla.

Seçimler bittikten hemen sonra 'Sandık iradesine sahi çıkacağız' dedi. Ama bunu söylerken Kürdün iradesine saygı duymayacağım demedi. Peki Hakkari'de sandıktan çıkan irade halkın iradesi değil mi, Hakkari halkı halk değil mi? Bir tek seni seçince mi halk halk oluyor?

BAHÇELİ'YE: "SİNAN ATEŞ CİNAYETİNİ AÇIKLA SEN ÖNCE"

İktidarın küçük ortağı çıktı ve saatlerce bizimle ilgili konuştu, ki Bahçeli zaten DEM Parti'ye Kürt halkına bu ülkedeki demokrasi güçlerine, solculara, devrimcilere küfretmeden dayanamıyor. Hakaret etmediği bir konuşma dahi yok. O dil o üslup zaten bu kürsüye yakışmaz. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Ve kayyum için 'yasaldır' diyor. Demokrasi üzerinden demagoji yapıyor ve demokrasi dersi vermeye kalkıyor.

Ey küçük ortak, ey AKP’nin kayyumu ortak sana kalsa AYM’yi de kapatacaksın ne demokrasisi ne insan hakları sen bunları nasıl ağzına alabiliyorsun? Nasıl bunlardan bahsediyorsun? Bunlara bu kadar uzak olan bir anlayış olarak. Sinan Ateş cinayetini açıklayın önce bu kürsüden.

Bize laf atacağınıza bize hakaret edeceğinize, kayyumu meşru göstermeye çalışacağınıza, yasaldır diyecek kadar ileri gitmenize, yasaları çiğneye çiğneye bunu söyleyeceğiniz yere yapacağınız şey Sinan Ateş cinayetini çıkıp açıklamaktır. Bu karanlık yapı yani sizler asla demokrasiden bahsedemezsiniz. 

'Dosyası olanı DEM Parti neden aday yapıyor' diyorlar. Dosyası olmayana da kayyım atadınız. Mardin Nusaybin Belediye Eş Başkanı Semire Nergiz'in dosyası yoktu. Van Başkale Belediye Eş Başkanı Erkan Acar'ın dosyası var mıydı? Hayır. Dosya tamamen bahanedir.

Hakkari'de Mehmet Sıddık Başkanımızın daha davası, mahkemesi görülmeden kayyum atandı. Demek ki siz ne bir mahkeme kararı aramadan kayyum atıyorsunuz. Hakkari Belediye Eş Başkanları Mehmet Sıddık Akış ve Viyan Tekçe, halk oylamasıyla adaylaştı ve Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) onayıyla aday oldular, YSK denetiminde yapılan seçimlerde yüzde 'ye yakın oy alarak seçildiler. Mazbatalarını YSK verdi. Ancak sonra 'Terörle mücadele' bahanesiyle, 'Seçilebilirsin ama yönetemezsin' denildi. Bu, düpedüz keyfiliktir, ikili hukukudur, düşman hukukudur. Seçilmişin yerine atanmışı getirmek faşizmdir.

GAZZE MESAJI

Filistin’e yaşatılan zulümle, Türkiye’de burada bizlere uygulanan şiddetin arasında hiçbir fark yoktur. Hakkari Gazze'dir, Gazze Hakkari'dir.

9. YARGI PAKETİ: "HEP BİRLİKTE HAYIR DİYELİM"

Sevgili kadınlar, bizler ikili hukukla karşı karşıyayız desek de bu bile karşılamıyor. Kadınların bedeni üzerinden siyaset yapmaya devam ediyorlar. AKP de bunu en çok yapan siyaset. Şimdi de Meclis'e gelecek olan 9. Yargı paketiyle 6284 sayılı kanunu engellemek istiyorlar. 9. yargı paketi parlamentoya geldiği zaman kadınların eşitliği, özgürlüğü için hep birlikte; başta kadın milletvekilleri olmak üzere hep birlikte hayır diyelim. Buradan kadın dayanışmasının güçlü çıkacağına inanıyoruz çünkü artık katledilmek istemiyoruz. O yüzden diyoruz ki: Kadın, yaşam, özgürlük; Jin, jiyan, azadi."

REZERV ALAN MAĞDURLARI DEM PARTİ GRUP TOPLANTISINDA

Hatimoğulları, rezerv alan mağduru Hataylı depremzelerin grup toplantısında olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

"Samandağ'da rezerv alanı çalıştayı yapıldı. Bu çalıştay bölge halkı, bilim insanlarının katılımıyla gerçekleşti. Rezerv alan bölge halkını yerinden eder. Rezerv alan demek orada yaşayan Arapları, Kürtleri, Ermenileri, Türkleri yerinden etmek demektir.

AKP'nin en çok kazanmak istediği iki il vardı. Biri İstanbul, biri Hatay'dı. Hatay'ı kazandı. Hatay'ın yarısı yıkılmış bir kent, AKP orayı 5'li çeteye peşkeş çekmek istiyor.

DEM Parti olarak, Hatay'da dün olduğu gibi bugün de hep birlikteyiz. Sizin talebiniz bizim talebimizdir. Rezerv alana ikna olun diyor Kaymakam, 'Jandarmayla, polisle geliriz burayı dümdüz ederiz' diyorlar. Biz bu sözlere boyun eğecek değiliz.

"KAYYUM MEZARA GİTMEYE MAHKUMDUR"

Kayyum her yerde, deprem bölgesinde rezerv alan ilan eden yerde, parlamentoda, bizim belediyelerimizde.. Kayyum politikasına izin vermeyeceğiz. Anayasayı çiğniyorlar, hukuku ayaklar altına alıyorlar. 

Bizler kayyuma karşı, Artvinli Havva anne gibi mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu anlayış şunu bilsin ki bu topraklarda analarımız olduğu sürece, geleceğine sahip çıkmak isteyenler olduğu sürece kayyum mezara gitmeye mahkumdur. Faşizm gerilemeye mahkumdur. 

İki dönemdir uygulanan kayyum rejimi şu an çökmüştür. Gelin kayyuma karşı güçlü bir yanıt verelim, demokrasiyi hep birlikte inşaa edelim.

MİTİNG ÇAĞRISINI YİNELEDİ

Herkesi barış içinde yaşayacağı bir toplum için 13 Haziran'da Hakkari'de yapacağımız mitinge davet ediyorum. Hepimiz orada olacağız, sizleri de bekliyoruz."