Türk Lirası tarihi dip değerine inmişken iktidar ve çevresinden gelen “Her evde araba var”, “Çıkar telefonunu” çıkışları trajikomik bir hal aldı. Pembe gözlüklü açıklamalar, halkın gerçek sorunlarını örtmeye artık yetmiyor.

Hayal satıyorlar

EKONOMİ SERVİSİ

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmada ekonomi eleştirilerine yanıt verdi.

Sokak röportajlarında gençlere “Çıkar telefonunu” diyen AKP seçmeni üslubuyla konuşan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Şu anda her evde araba var, kapıcısında araba var, şu anda ikinci el araba yetişmiyor. Bunları nasıl görmemezlikten geliyorsun. Bunu televizyon ekranlarından vatandaşa anlatır, vatandaşı kandırabilirsiniz ama bizi kandıramazsınız. Hepsinin istatistiklerini tutuyoruz. Nerede ne oluyor, ne satılıyor bunların hepsini gayet iyi biliyoruz.”


Erdoğan’ın dışında AKP’li bürokratlar ve sözcüler de sık sık bu tarz açıklamalarda bulunuyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz de geçtiğimiz günlerde Türkiye ekonomisinin iyiye gittiğini ifade ederek, “Ekonomimiz çok mu kötü beyler? Türkiye’de son 20 senede her eve bakın ya bir otomobil ya da 2 otomobilimiz var. Her evde 2-3 telefon var” ifadelerini kullanmıştı.

Türk Lirası tarihi dip değerlerine inmişken iktidar ve çevrelerinden gelen bu açıklamalar trajikomik bir hâl almaya başladı.

EMEKÇİDEN HABERİ YOK

Erdoğan’ın sözlerine ise ilk tepki Tüm Belediye ve Konut İşçileri Sendikası’ndan geldi. Ülke genelinde aileleriyle birlikte 3 milyon konut işçi bulunduğunu belirten sendika Genel Başkanı Alican Kayhan tepkisini şöyle dile getirdi:

“Sayın Cumhurbaşkanı bizi Saray’ın kapıcılarıyla karıştırmış. Ülkeyi yönetiyor tek adam olarak ama bu ülkenin halkının, işçisinin emekçisinin nasıl yaşadığından haberi bile yok. Sayın Cumhurbaşkanı’na çağrımız kapıcıların ekmeğinden elinizi çekin. Çekmiyorsanız bari dilinizi çekin. Üç kuruş asgari ücretle mi bu insanlar ev, araba alabiliyorlar? Buradan kapıcılara çağrımız bundan sonra bu zihniyete oy vermeyin.”

Geniş halk kesimlerinin nasıl bir dar boğazda olduğu ise sıradan insanların bile Merkez Bankası’nın faiz kararına odaklanmasından görülebiliyor.

HALKIN DERDİ GEÇİM

Sokakta her gün artan fiyatlar dar gelirlilerin döviz sayacını yakından takip etmesine neden oluyor. Zira Kurdaki bir kuruşluk artış halkın sofrasına zam olarak yansıyor. Borç batağına saplanan milyonlar tek derdi geçinmek.

Saray iktidarının ve sözcülerinin görmediği ve ülke yaşayan 84 milyonun gerçek sorunlarını derledik.

***

1- Bir milyon yeni borçlu

Artan pahalılık karşısında eriyen ücretler dar gelirlileri kredi ile geçinmeye itiyor. Ülke genelinde bireysel kredi kullanan kişi sayısı bir yılda 1,1 milyon kişi artarak 34,5 milyona yükseldi. Bankalara olan ortalama kredi borcu 27,4 bin lira. Sadece temmuz ayında 107 bin kişi ilk defa kredi kartı, 89 bin kişi ise ihtiyaç kredisi kullandı. BDDK’ye göre halkın tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarının 921,9 milyar liraya ulaştı.Bu borcun 19,9 milyar liralık borç ise takipte.

2- İş bulma ümidi tükendi

Ülkenin en önemli sorunlarının başında işsizlik geliyor. İstihdama dahil edilen her 100 kişiden sadece 45’i bir işte çalışıyor. TÜİK’e göre işsiz sayısı ağustosta bir önceki aya göre 11 bin kişi artarak 3 milyon 965 bin kişi oldu. Uzun süreli işsizliğin sonucunda işsizler iş bulma ümidini yitiyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. İşgücüne dâhil olmayan 31 milyon 337 bin kişinin içerisinde yer alan 1,6 milyonun iş bulma ümidi yok, 1,6 milyon kişi ise bir iş olsa çalışabilecek durumda.

3- Alım gücü kalmadı

Dolar kuru karşısında halkın alım gücü sürekli azalıyor. Yılbaşında 2 bin 825 lira olarak belirlenen asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Birleşik Kamu İş’in yaptığı hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ekimde bir önceki aya göre 80 lira daha artarak 3 bin 708 liraya yükseldi. yoksulluk sınırı da önceki aya göre 216 lira artarak 12 bin 685 lira oldu. Birleşik Metal İş’in raporuna göre asgari ücretlinin alım gücü ağustos 2020-ağustos 2021 arası yüzde 6,2 eridi.

4- Asgari değil ortalama

Ülke genelinde asgari ücret giderek ortalama ücret halini alıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) haziran sonu verilerine göre yaklaşık 20 milyon ücretli çalışandan asgari ücret ve civarında maaş alanların oranı yüzde 45-55 arasında tahmin ediliyor.Türk Lirası’ndaki değer kaybı ücretlerin erimesine neden oluyor. Dolar kurunun tarihin en yüksek seviyelere çıkmasıyla birlikte asgari ücret 2006 yılından bu yana ilk kez 300 doların altına indi. Ekonomi Servisi