Daha önce de bu köşeden yazdık kot kumlama yöntemiyle kotları ağartmanın hayatları nasıl kararttığını. Sefil bir şekilde “moda” “talep

Daha önce de bu köşeden yazdık kot kumlama yöntemiyle kotları ağartmanın hayatları nasıl kararttığını. Sefil bir şekilde “moda” “talep” “müşteri” bahanelerinin arkasına sığınanlar, büyük markalar bilerek ve isteyerek bir katliamın en azılı müsebbipleri. Zira başka pek çok ülkede kot beyazlatmak için silika kullanımı ya tümden yasak, ya da öylesine sınırlı ki böyle bir işe girişmek nerdeyse imkansız.
Bu markalar uluslararası olduklarından bu düzenlemelerin farkındalar. Ama gözleri kara. İnsan hayatları paranın karşısında önemini kaybediyor onların gözünde. Sınıf eksenli bir katliam bu. Yoksulluktan, savaştan kurtulmak için göç etmek zorunda bırakılanların, yaşamak için çalışmaktan başka seçeneği olmayanların, bu yüzden işte ölümcül bir hastalığın avucuna bırakılanların öncelikli kurbanı oldukları bir katliam.
BEŞ bin İŞÇİ ölümün pençesinde!
Genelde bize gösterilene bakarız ama. Tuzla’da olduğu gibi. Kararan insan hayatları gözümüzün önünden rakamlar olarak geçmeye devam eder. Otuzuncu işçi hayatını kaybetti. Kırkıncı işçi hayatını kaybetti. Sonra yasaklama gelir. Evet, kot kumlama nerdeyse bir buçuk senedir tümüyle yasak. Ama yasaklamak başka, yasağı uygulayabilmek, denetleyebilmek başka, yasaklayana kadar mağdur olanların durumu başka. Bu yavaş yavaş ilerleyen katliamın ölçeği tahminlerin, düşünebileceğinizin çok ötesinde.
Şu anda 600 işçinin mücadelesi sürüyor hem silkozis’le hem de kendilerini ölüme terk eden umursamazlıkla. Ama teşhis konulmamış, yanlış teşhis konulmuş, hastalıklarının sebebini bilmeyen binlerce evet binlerce işçi var. Şu an en az beş bin kot kumlama işçisi silikozis hastası ve hastalıklarının farkında değil.
Kot kumlama sürüyor mu?
Daha vahimi de var. O da bu çalışma şeklinin ortadan kalkmamış olması. Şu an siz bu satırları okuduğunuz anda, birileri “beyazlatılmış” ve “yumuşak kot” giysin diye, başka birileri o mavi kumaşın üzerine kumu püskürtmeye devam ediyor. O kumu ciğerlerine de doldurarak her solukta. Her solukta tedavisi imkânsız bir hastalığa bir adım daha yaklaşarak. Üstelik yalnız küçük, mahalle içindeki, kayıtsız atölyelerde değil belki. Belki hiç ummadığınız o büyük anlı şanlı fabrikalarda da belki.
Biliyoruz ki “kot kumlama” yöntemi öyle bir yasakla ortadan kalmadı. Bir kısmı yer değiştirdi, doğru. Bangladeş’e gitti bir kısmı örneğin: Daha da çaresiz insanların hayatlarını söndürmeye. Tümüyle ortadan kalkması gerekirken büyük markalar başka bir ülkeye taşımayı uygun gördüler bu “teknik”lerini. Yani başka insanları öldürmeye gittiler. Ama bir bölümü hâlâ buralarda.
Hayat kurtarabilirsiniz!
O yüzden şimdi gözlerinizi mavi ekrandan ayırın ve etrafınıza bu gözle bir daha bakın. Etrafınızda kot kumlamada çalışmış olan birileri var mı? Ya da şu an çalışmakta olan biri var mı? Bu işi yaptığı bilinen atölye ya da fabrika var mı? Ya da bizzat böyle bir işin yapıldığı bir yerde mi çalışıyorsunuz? Ya da çalışıldığına tanık mı oluyorsunuz? Bu işyerinde hangi markalara üretim yapılıyor? Vereceğiniz bilgi hayat kurtarabilir, sizin yahut arkadaşınızın ya da sizin gibi hayatını çalışarak kazanan bir başkasının.
Bu bilgileri  info@kotiscileri.org adresine gönderebilirsiniz. Ya da 0535 - 333 54 45’i arayabilir, çağrı bırakabilir, mesaj atabilirsiniz. Bu köşenin iletişim adresini de aynı amaçla kullanabilirsiniz. Verdiğiniz her bilgi Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi, kot işçilerinin kendileri, sendikalar, gönüllüler, dünyanın herhangi bir yerinde bu işi yapmak zorunda kalanlar için hayati önem taşıyacak. Tabii bu işin sorumlularını bulmak için de.
Onları durdurmak için tek dayanağımız satın alınamayan onurunuz, kendi gücünüz, kendi insanlığınız.

Askerlik borçlanması ne olacak?
İsmim Hüseyin Ovacık. 1956 doğumluyum.
12.03.1987 yılında sigortalı olarak işe başladım. Halen 8500 günün üzerinde sigortalı çalışmışlığım var. Askerlik yaptıktan sonra sigortalı çalışmaya başladığım için ben de 540 gün askerlik borçlanmasını ödedim. Öğrenmek istediğim askerlik borçlanmasını yatırdığım için sigortaya giriş tarihim 12.03.1987’den ne kadar önceye çekilir, aydınlatırsanız sevinirim. Kolay gelsin.
Askerlik borçlanması ile emeklilik
Askerliğinizi sigortalı olarak çalışmadan yapmış olduğunuz için ve askerlik borçlanmasını ödediğiniz için sigortalı olma tarihiniz geri çekilecek. Vermiş olduğunuz SSK no ile hizmet dökümünüzde bu tarih, yani işe giriş tarihi 04.03.1985 olarak görünmekte. Bu emekli olma durumunuzu ciddi şekilde etkiliyor ve emeklilik şartlarınız değişiyor. Şöyle ki eğer askerlik borçlanmasına gitmemiş olsaydınız emeklilik şartlarınız 50 yaş 25 yıl ve 5375 prim gün sayısı olacaktı. Ve 50 yaş şartını yerine getirdiğiniz için 1 yıl 8 ay 5 gün daha çalışmanızı gerektirecek ve  12.03.2012 tarihinde emekli olacaktınız. Ancak askerlik borçlanmasına gittiğiniz için işe giriş tarihiniz geriye çekildiği ve 04.03.1985 tarihi esas alındığı için emeklilik şartlarınız 25 yıl 48 yaş ve 5225 prim gün sayısı şartlarına tabi oluyor. Şu an ki yaşınız 54 sigortalılık süreniz 25 yılı geçmiş durumda ve prim gün sayınız 9191. Yani iyi haber: Bu durumda şu an emekli olabilirsiniz.