Türkiye’de ilk vakanın açıklandığı 11 Mart’tan bugüne dek yüzlerce sağlık emekçisi Covid-19’a yakalanırken onlarcası da hayatını kaybetti. Sağlık meslek örgütleri aylardır iktidarı ve Sağlık Bakanlığı’nı uyardıklarını hatırlattı, en az 69 sağlık çalışanının Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiğine dikkat çekti

Hayatlar sayı değil!

Yaren ÇOLAK

Türkiye'de ilk Covid-19 vakasının açıklandığı 11 Mart tarihinin ardından yaklaşık altı ay geçti. Yüzlerce sağlık emekçisi Covid-19’a yakalanırken onlarcası da hayatını kaybetti. BirGün’e konuşan sağlık meslek örgütlerinin temsilcileri, aylardır yaptıkları açıklamalarla iktidarı ve Sağlık Bakanlığı’nı uyardıklarını hatırlatarak bugüne kadar en az 69 sağlık emekçisinin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı.

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) kayıtlarına göre bu güne kadar Covid-19 nedeniyle en az 32 hekim hayatını kaybetti. Türk Eczacıları Birliği (TEB) ise pandemi boyunca yedi eczacı ile iki eczane çalışanı çalışanın Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı. Ankara Dişhekimleri Odas’nın kayıtlarına göre de dört diş hekimi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Ayrıca bu güne kadar Covid- 19 nedeniyle bir veteriner, bir biyolog, iki hemşire ve 20 sağlık çalışanı da yaşamını yitirdi.

***

Dört meslektaşımızı kaybettik

Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dişhekimi Gamze Burcu Gül:


"Salgının başından bu güne kadar dört meslektaşımızı kaybettik. Acımız ve üzüntümüz büyük. Yüzlerce meslektaşımız ve sağlık çalışanı enfekte. Açıkça görüldüğü üzere salgın ile ilgili tablo ülke genelinde ağırlaşıyor. Sadece Ankara'daki vaka sayısı, her akşam Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan günlük toplam vaka sayısının üstünde. Pandemi hastaneleri dolu, hastalar kuyrukta bekliyor.

Beş buçuk aydır filyasyon uygulamasında olan dişhekimleri çok yoruldu, yıprandı. Meslektaşlarımızın sahada yaşadığı sıkıntıları defalarca dile getirdik. Özellikle son birkaç haftadır hızla artan vaka sayıları nedeniyle, sadece devlet hastanelerinde çalışan dişhekimleri değil, fakültelerde uzmanlığını yapan asistan meslektaşlarımız da filyasyona çağırıldı. Buna bağlı olarak hastanelerde azalan hekim sayısı ve artan iş yükü de enfekte olma riskini büyütüyor.
Biz tüm sağlık çalışanları için başından beri haftalık rutin PCR testi talep ediyoruz. Test pozitif olan sağlık çalışanının başta ailesi olmak üzere, tüm temas ettiği kişilere de test yapılmalı. Bazı ayrıcalıklı kişilere ayda 8 defa test yapılırken, aylardır yüksek risk altında çalışan, hastalarla temasta olan, sahada on saflarda mücadele veren arkadaşlarımız için hala rutin test yapılmaması kabul edilemez.

Bununla birlikte Covid-19 hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilip, hastalık ve vefat durumlarında hak arttırıcı düzenlemeler yapılması, tazminat süreçlerinin buna göre yürütülmesi gerektiğini ısrarla belirtiyoruz. Salgınla mücadele eden sağlık çalışanlarının özlük hakları yeniden düzenlenmeli, çalışma koşulları iyileştirilmeli, ek ödemeleri bir an önce yapılmalıdır. Zira sağlık çalışanını korumadan toplumun sağlığını korumak mümkün değil. Tek bir sağlık çalışanını, tek bir yurttaşımızı daha kaybetmemek için salgın sürecinde şeffaf ve katılımcı bir yönetim sergilenerek aklın, tıbbın ve bilimin gereği yapılmalıdır."

***

Tedbirlerin yetersiz olduğunu gösteriyor

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi CHP Milletvekili Ali Şeker:

“Onlarca sağlık emekçisinin hayatını kaybetmesi, olayın ciddiyetini ve alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu gösteriyor. Özellikle genç sağlık emekçileri atama beklerken bu atamaların yapılmamış olması da ayrıca önemli bir eksikliktir. Bir çok sağlık emekçisi ataması yapılmadığı için evinde oturuyor. Bir an önce genç ve işsiz sağlıkçılar göreve başlatılmalıdır. Sağlık şehidi düzenlenmesi yapılmalı ve hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin geride kalan ailelerine sahip çıkılması gerekiyor.”

***

hayatlar-sayi-degil-775056-1.

Yedi eczacıyı ve iki eczane çalışanını kaybettik

Türk Eczacıları Birliği (TEB): "Pandemi boyunca yedisi eczacı ikisi eczane çalışanı olmak üzere dokuz sağlık çalışanını kaybettik. Yaşadığımız bu zorlu dönemde en büyük yük, pandemiye karşı en büyük gücümüz olan sağlık çalışanlarının üzerinde ve bu yük her geçen gün katlanarak artıyor. Pandemi sona ermişçesine davranan, kuralları hiçe sayan her birey sadece kendi yaşamını değil en yakınından en uzağına herkesin yaşamını tehlikeye atmaktadır.

Öte yandan Türk Eczacıları Birliği olarak daha önce de kamuoyuyla ve gerekli mercilerle paylaştığımız talepler güncelliğini korumaktadır:

♦ Tüm eczacılarımızın ve eczane çalışanlarımızın düzenli aralıklarla testten geçirilmesini istiyoruz.

♦ Koruyucu ekipman temini konusunda yardım çağrısında bulunuyoruz.

♦ Eczanelerimizin dezenfekte işlemlerinin düzenli olarak yapılmasını bekliyoruz.

♦ Covid-19’un tüm sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmesini öneriyoruz."

***

Sağlık sisteminin başarılı olduğunu söyleyemeyiz

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz:

“Pandemi sürecinin en güç, en zorlu dönemlerinde en ön saflarda karşılayan grup hekimler ve sağlık emekçileri oldu. Bu süreç içerisinde inanılmaz özveri ile çalıştılar. Bazı zaman canlarını önemsemeden yoğun bakımlarda acillerde olmak üzere ciddi çalışmalarda bulundular. Sağlık sistemini yönetenlerin en temel görevi sağlık sorunlarının yaşandığı dönemlerde sağlık çalışanlarının yaşam haklarını korumaktır. Ne yazık ki Türkiye’nin sağlık sisteminin başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Eğer Türkiye’de kısmi de olsa bir başarı varsa bu sağlık çalışanlarının fedakarlıklarındandır. Sistemin bir başarısı söz konusu değil. Üzüntümüz çok derin çünkü bu fedakarlıklarına rağmen sağlık çalışanlarının en temel hakları görmezden gelinerek sağlık çalışanlarına verilmiyor.

Meslek hastalığı bunlardan biri. Bu kadar yoğun çaba içerisinde arkadaşlarımız hastalandılar ve yaşamlarını yitirdiler. Ama bu süreci yönetenler onlara bir meslek hastalığını bile görmekten uzak durumdalar.”

***

TTB’nin uyarıları bir an önce dikkate alınmalı

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi HDP Milletvekili Serpil Kemalbay:

“Türkiye’deki pandemi sürecinin yönetimi şeffaf ve ölçülebilir değil. Her akşam Fahrettin Koca çıkıp bir tablo açıklıyor. Ancak bu gerçeği yansıtmayan bir açıklama üstelik de son derece yetersiz bilgiler içeriyor. Bu tabloların en ağır bedelini ne yazık ki sağlık çalışanları ödüyor. Sağlık çalışanları artan Covid-19 vakaları nedeniyle çok yoğun iş gücüyle karşı karşıya. Hastane kapasiteleri birçok ilde dolmuş durumda. Yaşanan yoğunluk nedeniyle sağlık çalışanlarının hem sayısı yetersiz hem de çalışma koşulları zor. En başında daha sağlık çalışanlarının kişisel koruyucuları konusunda dahi yeterli destek verilmiyordu. Süreç, bu kadar boş vermişlik içerisinde yürütüldü. Oysa biliyoruz ki birçok doktor mesleğe dönmeyi bekliyor, hekim olarak veya sağlık emekçisi olarak atanmayı bekleyenler var. Ancak bu süreç az sayıda sağlıkçı ile yürütülmeye çalışıldı. Bu kötü yönetim sonucunda birçok sağlık emekçimiz yaşamını yitirdi. Başta hekimler olmak üzere, temizlik çalışanlarına kadar herkes zor koşullarda süreçle mücadele ediyor. Bir an önce TTB’nin uyarıları dikkate alınmalı.”