Taciz edilen kız çocuklarını korumak isterken öldürülen Haydarcan Kılıçdoğan’ın babası Nurettin Kılıçdoğan, oğlunun duyarsızlığa karşı sembol olduğunu belirtti: Haydarcan katledildiği yerde yaşatılsın.

Haydarcan sembol oldu

Mustafa BİLDİRCİN

Ankara’da, taciz edilen iki kız çocuğunu korumak isterken bıçaklanan Haydarcan Kılıçdoğan, henüz 28 yaşında hayata gözlerini yumdu. Haydarcan için önceki gün Ankara Batıkent Pir Sultan Abdal Cemevi’nde düzenlenen cenaze törenine yüzlerce yurttaş katıldı. Haydarcan’ı son yolculuğuna alkışlarla uğurlayan sevenleri, “Katiller hesap verecek” sloganı attı. Haydarcan’ın babası Nurettin Nurettin Kılıçdoğan, gurur duyduğunu belirttiği oğlunu BirGün’e anlattı.

Haydarcan’ın sakin, kavgadan uzak bir yapısı olduğunu söyleyen Kılıçdoğan, “Herkesin çocuğu kendisi için melektir tabii ama Haydarcan gerçek bir melekti” diye konuştu.

MÜZİĞİ ÇOK SEVİYORDU

Haydarcan’ı, ‘kendisini müzikle ifade etmeyi çok seven biri’ olarak tanımlayan baba Kılıçdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

haydarcan-sembol-oldu-940325-1.
Baba Nurettin Kılıçdoğan


“Müziği çok seviyor ve müzisyen olmak istiyordu. Gitara merak saldı, kurslara gitti ve sürekli kendisini geliştirmek için çalıştı. Yaşamını müzik üzerine kurmak istiyordu. Batıkent’teki sokak müzisyenlerinin hepsini tanıdığını söylemişti bana. Onların yanlarına gidiyormuş. Bana da ‘Baba sokak müzisyeni gördüğünde 1-2 lira da olsa para ver’ diyordu. Yaşamı çok seveni neşeli bir çocuktu. Tartışmalarda alttan alırdı. ‘Niye cevap vermiyorsun oğlum?’ diye sorduğumda, ‘Benim konuşma tarzım sert, konuştuğumda karşı taraf yanlış anlıyor. Dürüst konuşunca karşı taraf kırılabiliyor’ derdi. Bu nedenle çok konuşmamayı tercih ediyordu. Benimle ilişkileri de öyleydi. Çok konuşan, her şeyi paylaşan biri değildi. Canı çok sıkkınsa, odasına gider elektro gitarını çalardı. Sakin olduğunda da klasik gitarıyla kendisini deşarj ederdi.”

KAVGADAN HOŞLANMIYORDU

Baba Kılıçdoğan, Haydarcan’ın kavgadan hoşlanmadığının altını defalarca çizdi. Oğlunun kavganın konuşulduğu ortamda dahi durmak istemediğini söyleyen Kılıçdoğan, “Gençlik arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde bazen, ‘Şu zaman şöyle kavga etmiş, böyle dayak yemiştik’ diye konuşurduk. O konular açıldığında kalkar yanımızdan giderdi. ‘Baba ben şiddete karşıyım’ diyordu” ifadelerini kullandı. Oğlunun, 12-13 yaşındaki çocukların tacize uğramasına duyarsız kalamadığını vurgulayan Kılıçdoğan, “Oğlumun öldürüldüğü yerden dakikada yüzlerce insan geçiyor. Kimse müdahale edip ayırma gereği duymamış. Oğlumun duyarsızlığının bedeli bu olmamalıydı. Oğlum insanların kayıtsızlığına karşı bir cevap oldu. İsminin yaşatılması gerektiğini düşünüyorum. İnsanların, ‘Duyarsızlığın karşı duruşu’ olarak Haydarcan ismini bilmesi gerekiyor. Bu acıyı yaşayan tüm anne babalar onore edilmek ister ama Haydarcan isminin bir sembol olarak, katledildiği yerde yaşatılmasını önemli olduğunu düşünüyorum.”