Haydarpaşa Garı’ndaki kazılar arkeolojik zenginlik barındırıyor: Kilise kalıntıları, binlerce sikke, toplu mezarlar, mimari yapılar
İstanbul Kadıköy’de Haydarpaşa Garı’nın istasyon bölgesinde başlatılan ve 1 yılını geride bırakan arkeolojik kazılar, tarihe ışık tutuyor. Gar önü, peron 1, peron 2, menfez ve İbrahim ağa bölgeleri olmak üzere 5 ayrı bölgede yürütülen çalışmalar kapsamında ortaya çıkan buluntular, “Körler Ülkesi” olarak adlandırılan Khalkedon (Kadıköy) antik şehrine ait önemli ipuçları verdi. Titizlikle yürütülen kazılarda bugüne […]

İstanbul Kadıköy’de Haydarpaşa Garı’nın istasyon bölgesinde başlatılan ve 1 yılını geride bırakan arkeolojik kazılar, tarihe ışık tutuyor.
Gar önü, peron 1, peron 2, menfez ve İbrahim ağa bölgeleri olmak üzere 5 ayrı bölgede yürütülen çalışmalar kapsamında ortaya çıkan buluntular, “Körler Ülkesi” olarak adlandırılan Khalkedon (Kadıköy) antik şehrine ait önemli ipuçları verdi. Titizlikle yürütülen kazılarda bugüne kadar, Khalkedon’a ait çok sayıda mimari yapı, 5’inci yüzyıla ait olduğu belirtilen bir kilise, yine aynı döneme ait ve anıt mezar olduğu düşünülen bir yapı ile 6 bine yakın bronz sikke bulundu.
Peron 2 kazı alanında yapılan çalışmalarda önemli buluntulara rastlanıldı. Burada rastlanılan mimari kalıntıların, birçok kaynakta Khalkedon kent haritası üzerinde işaretli olan Hristiyan dünyasında önemli bir yeri olan Sainte Bassa kilise-manastırı olduğu tahmin ediliyor.
Kazı çalışmaları ve ortaya çıkarılan buluntular hakkında bilgi veren İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Rahmi Asal, çalışmaların 300 bin metrekare alanda devam ettiğini belirterek, “Genel olarak mimariye bakarsak buradaki yapıların birçoğu Erken Bizans Dönemi yapı gruplarıdır. Ama buradaki kazı alanında bir de ilk kazı sırasında tahmin ettiğimiz farklı bir yapı grubu ile karşılaştık. Elde ettiğimiz tespitlerde bu yapının Helenistik döneme ait olduğunu yani M.Ö 4’üncü yüzyıla ait bir platform olduğu tahmin ediliyoruz. Maalesef günümüze ulaşan parçaları bu kadar. Bizi şaşırtan olaylardan birisi de içinde kemiklerin olduğu gömüyle karşılaşmamız. Muhtemel bunlar dinsel anlamda önemli kişiler” diye konuştu.
“İbrahim Ağa” bölgesinde kazı bölgesinin sonundaki çalışmalar hakkında konuşan Asal, “Buradan inanılmaz sayıda bir sikke geliyor. Bugüne kadar bütün alanda 6 bine yakın sikke tespit edildi. En büyük grubu da buradan geldi. İlk etapta biz buranın sikke üretim alanı olabilir mi diye bir tereddüt yaşadık. Ancak ona yönelik herhangi mimari kalıntı ve bu düşüncemizi destekleyecek bir bulgu çıkmayınca bu fikrimizden vazgeçtik. Sonuç olarak bu yapı grubunun olduğu bölge liman arkası diye adlandırdığımız bir bölgede. Paranın en çok, ticari alışverişi için döndüğü noktalardan birisi bu liman bölgesi” İfadelerini kullandı.
Asal, kazı çalışmalarının geneli hakkında da “Geç Osmanlı, Osmanlı, Bizans, Helenistik ve Klasik Döneme dair Kadıköy’ün güzel bir tabakalaşmasını burada tespit ettik. Her arkeoloğun yapmak istediği bir şeyi biz bu proje sayesinde yapabildik. Çok mutluyuz. Kadıköy hep yazılarda, tarihçilerin bahsettiği antik kaynakların aktarımları ile arkeolojisi ve tarihi ile biliniyordu. Bu yaptığımız işle Kadıköy gerçekten arkeolojisi ve tarihi ile yeniden gündeme oturdu ve gün ışığına çıktı diyebiliriz” diye konuştu.