Haydi havuz patronu sen de #BozDoları!

Türk matbuatına göre hep dolar rekor kırıyor malum, rekor düzeyde değer kaybeden aslında Türk Lirası değilmiş gibi. 1 dolar hâlâ 1 dolar. Yükselen şeyi başlığa taşımanın daha cazip olduğunu gayet iyi biliyor editörler. “Dolar rekor kırdı” başlıkları sayesinde ulusal para birimimizin her geçen dün daha çok değer kaybetmesi satır aralarına gizleniyor.

Döviz kurlarındaki Türk Lirası aleyhine her yükseliş, toplumun geniş kesimlerini her dakika daha fazla yoksullaştırıyor. Buna yol açan hataları ve sorumlularını tartışmak, başka bir yazı konusu. Ama son dönemde sosyal medya ve havuz medyası üzerinden başlatılan “dövizini bozdur” kampanyaları ile orta sınıfın elindeki üç beş kuruşa göz dikenlere dikkat çekmekte fayda var.

Doların 3.47 TL olmasıyla twitter’da #dövizinitürkiyeiçinboz etiketiyle bir kampanya başlatıldı. Bir merkezden yönetildiği oldukça belli olan trol hesaplar, Türk Lirası’ndaki değer kaybını durdurabilmek için vatandaşlara ellerindeki dövizi bozdurma tavsiyesinde bulunuyordu. Milyon dolarlarla oynayan iç ve dış yatırımcıların pozisyonları karşısında, sıradan vatandaşın elindeki birkaç bin dolarının bir etkisi olacakmış gibi...

Havuz medyasının yaptığı ise twitter’daki bu kampanyanın yanında masum kalıyordu. Devletten milyarlarca dolarlık ihale alan yandaş medya patronları, vatandaşlara gazete manşetleri üzerinden dövizlerini bozmalarını salık veriyorlar. Havuzun en küçük kardeşi Güneş gazetesinin dünkü #BozDoları manşeti gerçekten göz yaşartacak cinstendi. Vatan-millet-Sakarya tadındaki manşetin zeminini, “Yenikapı ruhu” fotoğrafı süslüyordu. Manşete göre vatandaşların döviz bozdurursa, “Yenikapı’da taçlanan demokrasi nöbetlerinde olduğu gibi yeni bir tarih yazmış” olacak.

Bu manşet gerçekten yerli ve milli şuurumuzu zirveye taşıdı. Yalnız küçük bir sorumuz olacak. Türk Liramız erirken biz dolar bozalım da ülke ekonomimize destek verelim, tamam. Ama peki siz ne yapacaksınız? En az bizim kadar vatanınızı seviyorsanız, AKP iktidarı döneminde kaptığınız ihaleler karşılığında devletten alacağınız milyarlarca doları ne yapacaksınız? O alacakları da TL’ye çevirseniz? Ne dersiniz, “Milletin ..... koymak” yerine bunu yapsanız hoş olmaz mı? Haydi, havuz patronu, #BozDoları!

***

Başbakan’ın bu hesabında bir sorun yok mu?

Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, Başbakan Yıldırım’ın da canını sıkmış doğal olarak. Daha önce “Dolar dolsa ne olur dolmasa” diyerek siyasi literatüre büyük katkıda bulunan Başbakan’ın da sabrı “dolmuş” anlaşılan... Memleket ekonomisinin dolarizasyonundan şikâyet etmiş, haksız da değil.

Yıldırım, ilk alınacak önlemlerden biri olarak “devletin milyarlarca dolarlık döviz alacaklarının Türk lirası üzerinden tahsil edileceğini” açıklamış. Normalde alacağına şahin, vereceğine karga olan devletimiz, Türk Lirası’nı korumak için bu huyundan şimdilik vazgeçmiş görünüyor.

Buraya kadar bir sorun yok. Alacağımızı TL cinsinden alacağız, peki ya döviz cinsindeki borçlar ne olacak? Dağıtılan milyarlarca dolarlık ihalelerden kaynaklanan borcunu devlet yine döviz üzerinden mi ödeyecek?

Üzerinden geçsek de geçmesek de borcunu ödediğimiz Deli Dumrul köprülerinin dolar üzerinden belirlenen ücretleri ne olacak? “Dolsa ne olur dolmasa” sözünü yeniden hatırlayarak yandaş işadamlarını Karun etmeye devam mı edeceğiz yine?

***

haydi-havuz-patronu-sen-de-bozdolari-215215-1.

Olağan haller göreceğiz çocuklar

Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Olağanüstü Hal ile ilgili eleştirilerini geçen cumartesi günü İstanbul’da atıksu tesisi açarken yanıtladı: “OHAL’ı belki üç ay, belki üstüne üç ay daha uzatacağız, size ne ya?”

Brüksel’e atıksu açılışında verilen bu ayarı dikkate alacak olursak, memlekette olağanüstü haller pek yakında kalkmayacak gibi görünüyor. 20 Temmuz’da 3 aylığına ilan edilen OHAL’ın, ikinci üç ayının içindeyiz. Erdoğan’ın “müjdelediği” gibi olursa 2017 Temmuzu’na kadar olağan haller görmeyeceğiz çocuklar.

Erdoğan’ın bu açıklamasından 48 saat sonra hükümetten dün gelen iki ayrı açıklama oldukça ilginçti. AKP’nin ilkbaharda referandum planı yaptığı kulislere yansımasına rağmen Başbakan Binali Yıldırım şu açıklamayı yaptı: “OHAL varken referandum olmaz.”

Referanduma götürülecek anayasa değişikliğinin konuşulduğu dönemde Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in sözleri de çarpıcıydı: “OHAL varken anayasa değiştirilmez.”

Kafalar karıştı, değil mi... AKP’nin MHP ile anayasa müzakereleri yaptığı, iktidar sözcülerinin baharda referandum olacağını açıkladığı bir OHAL ülkesinde yaşamıyor muyuz? Ya da Binali Yıldırım ile Tuğrul Türkeş, bambaşka bir ülkeden söz ediyorlar.

***

haydi-havuz-patronu-sen-de-bozdolari-215216-1.

2014: Kadın ile erkek eşit olamaz
2016: Erkek kadından üstün değil

Erdoğan’ın kadın meselesine dair önemli bir açıklaması geçen haftanın gündeminde ezilip gitti. Kızı Sümeyye Erdoğan’ın Başkan Yardımcısı olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) töreninde konuşuyordu Cumhurbaşkanı... “Kadın”, “erkek” ve “eşitlik” sözcüklerini aynı cümle içinde kullanan Erdoğan, “Erkek kadından üstün diye bir şey yok, yaradılışta eşitlik var” dedi.

Bu açıklamanın haber değeri nerede diye soracaksınız haliyle... Malumun ilamı bir yerde... Ama hafızamızı hafif yoklayınca, aynı Erdoğan’ın, aynı derneğin, iki yıl önce aynı ayda yapılan etkinliğindeki konuşmasını anımsadık. Kadın hareketini ayağa kaldıran açıklama aynen şöyleydi: “Kadın-erkek eşitliği fıtrata ters. “Kadınların ihtiyacı olan, eşitlikten ziyade eşdeğer olabilmektir.”

Cumhurbaşkanımızın 2016 model açıklaması, memlekette iyi bir şey olmuyor diyenlere kapak olsun.