Haydi şimdi dansa devam

FÜSUN DEMİREL

Kadınların durumu bugün hâlâ gündemde en birinci sıradaki konular arasında yerini korumakta. Bugün hâlâ kadına yönelik her türlü şiddeti, taciz, tecavüz ve cinayetleri cinsiyetçi bir dille anlatmaya devam eden ve kadınları suçlu gibi göstermeye çabalayan bir medya var. Bugün hala her türlü şiddeti, taciz, tecavüzü yaşamış kadınlar mahkemelerde kendi ‘mağduriyetlerini’ anlatabilmek için inanılmaz çaba harcıyorlar. Çünkü kadının yaşadığı tüm bu acıları görmezden gelen, hatta erkek şiddetini meşrulaştırıp, buna örtülü şekilde rıza gösteren bir zihniyet ülke yönetiminde hâkim.

Kadınların bağırmaktan seslerinin tükendiği İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamamak için türlü bahaneleri var. Bugün itibari ile 2020‘nin ilk 2 ayını 68 kadın cinayeti ile kapattık. 2019 yılı ise 474 kadın. İktidarın hala İstanbul Sözleşmesini inceleyelim gibi bir yaklaşımı sadece kadınların acılarını perçinliyor ve acıya acı katıyor. Kadınlar artık var olma hakkının peşinde. Kadınlar muazzam örgütlü bir tutumla sokaklarda, meydanlarda, sosyal medyada, sahnede, adliyelerde ve her yerde ‘anne’, ‘karı’, ‘kız’ gibi geleneksel rollerin ötesinde var olma savaşı vermekteler.

Ayrımcılığın ve cinsiyetçiliğin o anlamsız, çirkin ve akıl almaz mantığına ve söylemine karşı dimdik durup dans etmekteler.

Kadınlar, kadın ve erkekliğin zıt kutuplar olduğu ile ilgili değiller, ama her gün kazanılması gereken bir sosyal eşitliğin çekirdeğini oluşturmak derdindeler. Kadınlar Türkiye‘de ve tüm dünyada azimle, hayal gücüyle ve cesaretle akıllarını ve kendi kaderlerini değiştirmek üzere harekete geçti.

Sevgili Kadınlar, hâlâ gidilecek uzun bir yolumuz, anlatılacak yüzlerce hikâyemiz var. Cesaretle ileriye bakacağız. Evde, okulda, işyerlerinde, kamusal alanlarda, derneklerde, cezaevlerinde, eğlence yerlerinde ve her yerde kadının var oluş mücadelesini vermeyi ve ‘rahatsız edici’ kadın olmayı bırakmayacağız. Bize dayatılan bu ayrımcı kültürü destekleyenleri utandırmalıyız. Erkek şovenizmine seyirci kalan kadınları ve tüm insanları aydınlatmak için sabırla, inatla, cesaretle mücadeleyi sürdürmeliyiz. Bizler sahneden sizler bulunduğunuz her yerden seslenmeye devam edeceğiz.

“Kendimize olan saygımızı ve onurumuzu korumak için cesaretimiz ve inadımız bize yeter, haydi şimdi dansa devam…”