Sokak köpeklerinin harita üzerinde yerini gösteren Havrita uygulamasına yönelik tepkiler sürerken, dün de uygulamaya mahkemeden erişim engeli getirildi. Yaşam savunucuları, “Yapılması gereken, köpekleri hedef göstermek değil, uygulanan politikaların ve ikiyüzlü yasaların deşifre edilmesidir" dedi.

Hayvanları hedef göstermeyin artık
Fotoğraf: Depo Photos

Sibel BAHÇETEPE

Sokak köpeklerinin harita üzerinde yerini gösteren internet uygulaması Havrita’ya yönelik başlayan tartışmanın ardından Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla uygulamaya erişim engeli getirildi. Tartışmalar sürerken, geçen yıl çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu’nu anımsatan hayvan hakları savunucuları “Kağıt üzerinde hayvana şiddet suç kapsamında deniyor ama pratikte bunun bir karşılığı yok. Yapılması gerekenler haritalarda köpekleri hedef göstermek değil, bu politikaların ve iki yüzlü kanunların deşifre edilmesidir” dediler.

Sokak köpeklerinin yaşadıkları yerleri harita üzerinden gösteren Havrita uygulaması, sosyal medyada da birkaç gündür kamuoyunun büyük tepkisine neden oldu. Söz konusu uygulamaya ilişkin dün Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla erişim engeli getirildi. Kişilik hakları ihlali gerekçesiyle verilen erişim engelleme kararı, internet servis sağlayıcıları tarafından uygulanmaya başlandı.

KAĞIT ÜZERİNDE BİR YASA

Havrita uygulaması ile birlikte zehirlenen sokak hayvanlarının sayısının arttığını söyleyen ve konuya ilişkin BirGün’e değerlendirmeler yapan Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, “Havrita tamamen kapatılmalı. Hayvanların sokakta başıboş olmasının nedeni kanunların yetersizliği ve belediyelerin üzerine düşen görevi yapmaması” dedi. Hayvanları Koruma Kanunu’nun geçen yıl çıkarıldığını anımsatan Sayılgan “Hayvana karşı işlenen suçlar güya bu yasa ile Kabahatler Kanunu’ndan çıkarılıp, Ceza Kanunu kapsamına alındı. Fakat öyle bir sistem getirdiler ki vatandaş doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunamıyor. Bir kademelendirmeyle tarım ilçe ve il müdürlüklerine yönlendiriliyor. Kağıt üzerinde hayvana şiddet suç kapsamında deniyor ama pratikte bunun bir karşılığı yok. Çünkü vatandaş olarak tarım il ve ilçe müdürlüklerine gittiğinizde, şikayette bulunduğunuzda onlar uygun görmezse hiçbir şekilde suç duyurusunda bulunulmuyor ve siz de hayvanların hakkını korumakta son derece yetersiz kalıyorsunuz. Ben Konya’nın bir ilçe belediyesi tarafından yola atılan yavru köpeklere araba çarpıp ölmesi olayında tarım il ve ilçe müdürlüklerine sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulması için başvuruda bulundum ancak hiçbir şey yapılamadı” diye konuştu.

CEZALAR YETERSİZ

Cezaların da yetersizliğine dikkat çeken Sayılgan, özetle şunları kaydetti:

“Verdikleri cezalar alt sınırda. Dolayısıyla para cezasına çevriliyor. Yasanın tek olumlu tarafı kişinin siciline suçunun işlenmesi. Ceza var ama göstermelik olmanın ötesine gidemedi, dağ fare doğurdu diyoruz. İnsanların aklını karıştıran bir yasa hazırladılar. Parlamento yaptığı yasalarla, hiçbir şekilde kâr odaklarına dokunmamakla kararlı. ‘Petshop’larda hayvan satışını yasaklıyoruz dediler, hayvanların yalnızca fiziksel olarak camekânda bulundurulmasını yasakladılar. Kâr odaklarına dokunulmadığı için insanlara saldıran köpekler de olacak, hayvan zehirlenmeleri de sürecek. Yapılması gereken haritalarda köpekleri hedef göstermek, bu politikaların, bu iki yüzlü kanunların deşifre edilmesi ve bunlara karşı toplumsal olarak örgütlü şekilde mücadele edilmesi gerek. "

HER ŞEY YANLIŞ YAPILIYOR

24. dönem CHP milletvekili olan ve o dönem Hayvan Hakları Komisyonu’nda çalışmalarda yer alan Melda Onur ise hayvanların aşılı ve düzenli olarak kontrol ediyor olmalarının önemine dikkat çekti. “Köpekleri barınaklara sokamazsınız, sokaklar bizim kadar hayvanlara da ait” diyen Onur, sınırlardan kontrolsüz şekilde hayvan girişlerinin olduğunu da belirtti. Onur, özetle şunları söyledi: “Bu girişler kesilmeli. Hayvan nüfusunu öldürerek azaltamazsın ki. Ayrıca yasak olan köpek dövüştürme meselesi var. Köpek dövüştürenler genelde vahşi köpek besler. Bunlara antreman olsun diye önlerine sokak köpeklerini atarlar. Bu dövüşlerden çıkan ve artık dövüşemez duruma gelen köpekleri sokaklara salıyorlar. Bu hayvanlar dövüşmeye alışık ancak bunların takibi yapılmıyor. Bunlara bakılmadan hayvanları öldürmek olmaz. Her şey o kadar yanlış ki. Yasalar her gündeme geldiğinde hayvanlarla ilgili çalışanların söylemleri ne yazık ki gözardı ediliyor.”