“Sanırım bir badire atlattık” diyeceğim ama öyle şartlandırdılar ki, gazete matbaaya gitmeden saat 9 civarında yazıya noktayı koyarken hâlâ kesin konuşamıyorum. Seçim öncesi gibi seçim günü de bin türlü rezaletin yaşanmasıyla geçti. Sonuçlar gazetemizin manşetindedir. Tekrarlamayayım.

Peki sıcağı sıcağına sorarsak, ne olacak? Kara senaryo, koyu gri senaryo ve gri senaryo seçeneklerinden gri senaryoyla karşı karşıya gibiyiz.

Çünkü Haziran 7, AKP (ve patronu) ayvayı yedi!

Ama kısa dönemde kesinlikle pembe bir tablo yok. AKP dışında işbaşına her kim gelirse toplumsal kaosu ve ekonomik krizi yönetmek için seçilmiş sayılacak. Seçim sonuçlarının Ortadoğu ve artık Kürdistan sorunu haline gelen Kürt sorunu üzerindeki etkileri de önemli. Muhtemel bir AKP azınlık hükümetinin yapacağı ise şimdiden belli: Diktatör huyundan vazgeçmeyecek.

Seçim sonuçlarından önce de anketlere bakıp en çok sözü edilen erken seçim senaryoları değil miydi? AKP (1-2 puan çok şey değiştirebileceğinden, sabaha doğru hilekarlıkta zirveye ulaşmazsa) 275 altında kaldı ve patronu muhtemelen önce azınlık hükümetini dayatacak. Koalisyon mu? Kiminle? MHP’yi bilemeyiz, HDP’yi ise hakikaten merak ederiz, bakalım neler olacak?

Farkındayım, AKP yenilgisinden ziyade hepimizin yüreğini soğutan şey şudur: O artık “topal diktatör”. Gerçi bu sıfatı O’na 17 Aralık 2013’ten hemen sonra yakıştırmıştım. Ama bugüne dek “Dimdik ayaktayım” diyordu. Şimdi can havliyle kendisine yeni bir baston (sehem anlamında bir koalisyon!) arayacak, dayanacak. Baston önemli. Hani şu içinden kılıç çıkan baston gibi…

Bilmeyenler için tekrarlayayım: “Topal Ördek” tabiri Amerikan siyasetinde başkanlık seçimleri ardından, yeni seçilen Başkan’a görevi devretmeden önceki Başkan’lar için kullanılır. “Topal Ördek” olan Başkan’ın politik gücü azalmıştır ve yönetim kademesindekiler onu pek ciddiye almazlar. Ancak Topal Ördekler (battı balık yan gider misali) pek cüret edilemeyen işlere girişmekten de çekinmezler. İşte bu yüzden O her zamankinden daha korkutucu; elbette korkmayalım ama bunu da unutmayalım.

Seçim sonuçlarına bakıp yüreğimiz soğusa da iyi niyetli laflarla avunacak değiliz. Çünkü biliyoruz ki seçim sonuçlarından kara senaryo çıkarmaya çalışanlar hemen pes etmeyecek. Hâlâ karanlık peşindeyseler, merak etmeyin, bizler var ya bizler, karanlıkta da buluruz birbirimizi ve karanlıkta da gözlerimizin içine bakmasını biliriz ve orada okuruz ne yapmamız gerektiğini.

Ama seçim sonuçları ne olursa olsun şunu çok iyi biliyoruz: Bundan böyle devrimciye her gün 7 Haziran, yani her gün iktidara meydan okuma günü.

Haziranlaşmaya devam!