Adıgüzel: Aşk, haziranın bitmezliği, yenilenip yenilenip tazelenmesi sendendir.

Berkin: Sıcak ekmek kokulu, kaşları kuşlu, haziranın en güzel çocuğu.

Cömert: Aşk cömerttir, ve dünyayı ancak aşk bağışlayabilir.

Çiçek: Şiirle haziranın düğününde “Haziran gelini çiçeği” açar.

Direniş: İşçi sınıfından gençlik hareketlerine Haziran hareketi.

Edip: Cansever: Haziranın şairi, “Söz haziranın” demişti.

Fener: alayı, şehrayin, şen olasın haziran şehri...

Gezi: “Waldo sen neden burada değilsin?”

Göğü: “kucaklayıp getirdim sana/kokla açılırsın diye” Arkadaş Z. Özger,

Hayalperest: Ütopya okulunun hazırlık sınıfında okuyan kişi.

Işık: Yazın, arkadaşlığın, iyiliğin, aşkın ışığı, haziran.

İmece: Bedreddin’i, Börklüce’yi, Torlak Kemal’i hatırla, o imeceyi.

Jeopolitik: Coğrafya kaderse, haziran da gelecek!

Kuşkanat: Göğe bakma durağında haziran bekliyor kuşkanatlarıyla.

Lirik: Haziran liriktir, şiiri içinde, şarkısı iyiliğinde...

Mavi: Her alfabede şart, haziranda yerin göğün rengi de mavi, sesi de.

Nar: İçinde haziran saklayan kırmızı buğday, yaz ateşi, güz güneşi.

Onyedi: Haziran hep onyedisinde.

Öpüş: Dudaklarını hazirana uzat, ilk öpüşün tadını duyacaksın.

Pul: Hazirana mektup yazarsın, yanıtı aşk olarak gelir.

Rakı: Beyaz peynir, sarı kavun, mavi haziran ve şarkısı kırmızı.

Sevda: Sevdadandır. Sevdadandır. Sevdadandır. Sevdadan.

Şiir: “Hazirandır, yalnızlık gibi aşkın ortasındadır.”

Turna: Tren kuşu, eşlikçi kuş, haziranı şehrimize getirir.

Uçurtma: Göğün yalnızca çocuklara açık olduğu ayın yıldızı.

Üzüm: Sanki bütün güzel şeyler haziranda olur. Haziran üzüm gibi buğuludur.

Vuslat: Haziran bir kavuşmadır hep, aşkı yenileyen.

Yaz: Haziranla başladığını düşün, yaz uzun sürsün!

Zeytin: Dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, sanki haziran ağacı.