HDP de Kadına Yönelik Şiddet komisyonundan çekildi: AKP ve MHP kaldı

Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’ndan önce CHP’li 4 üye, ardından da İYİ Partili 1 üye çekilme kararı almıştı. Bugün de HDP’den Filiz Kerestecioğlu ve Semra Güzel, komisyondan çekildiğini açıkladı. Komisyonda, 7’si AKP’li ve 1’i MHP’li olmak üzere olmak üzere 8 üye kaldı.

HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ile Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, TBMM’de bir toplantısı düzenledi.

Toplantıya katılan HDP’li kadın milletvekilleri, üzerinde “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Yaşamı savunuyor, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Hayatlarımız ve haklarımızdan elinizi çekin”, “Deniz Biziz” ve “Kadınları değil, katilleri yargılayın” yazılı dövizler açtı.

Filiz Kerestecioğlu, komisyondan çekilme kararının gerekçesini özetle şöyle açıkladı:

“Her alanda olduğu gibi Meclis’te de mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmedik. Kadınların haklarının gasp edilmesine seyirci kalamazdık. Tarihe not düşmek için komisyona dâhil olduk. Temel insan haklarına dayalı sözleşmeden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekilme karanının hukuksuzluğunu ifade ettik. ‘Biz çoğunluğuz, her istediğimizi yaparız’ düzenini asla kabul etmediğimizden mücadele ettik. Kadınların sesini komisyona taşımaya çalışarak müzakereye çağırdık. İktidar üyeleri, ısrarla yaptığımız önerileri dikkate almadığı gibi başka hak gasplarını meşru gören tutumda ısrarcı oldular. İlk imzacısı oldukları bu sözleşmeden neden çekildiklerinin cevabını hala almış değiliz. Milyonlarca kadının iradesinin hiçe sayılmasıyla komisyonda yer almamız ne mümkün ne doğru. Şiddet ve militarizm bu denli kışkırtılırken komisyonun toplum nezdinde hiçbir ikna ediciliği kalmamıştır. 1 Temmuz itibariyle bu komisyonun amacı, iktidarı düştüğü bataklıktan çıkarmak olacaktır. Biz bu oyunda yokuz.”

Semra Güzel ise “Komisyonda faili belli olan sorularımız cevapsız kaldı. Üniformalı faillerin cezasızlık zırhıyla nasıl korunduğunu görmüş olduk. Kadınların kendi canlarını kurtarmak için yaptığı öz savunmayı, erkek şiddetiyle aynı kefeye koyan yaklaşımlar sıklıkla devam etti. Kadına yönelik şiddet, doğrudan bir cinsi hedef alan erkek egemenliğidir” dedi. (ANKA)