HDP’den Şirvan raporu: Maden faciasında Bakan’ın sorumluluğu bulunuyor
HDP, Siirt Şirvan’da maden ocağında meydana gelen facianın ardından yaptığı inceleme çalışmaları sonrasında ihmalleri ortaya koyan bir rapor hazırladı. Raporda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin son dönemde denetim için sahaya gelmediği belirtilerek, "Bakan'ın faciada sorumluluğu bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi
HÜSEYİN ŞİMŞEK
HDP Emek Komisyonu, milletvekilleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi ve HDK Mühendis, HDK Mimar ve Şehir Plancıları Meclisi (MMŞP) uzman üyelerinden oluşan bir heyet, 17 Kasım’da Siirt’in Şirvan ilçesinde meydana gelen maden faciasına ilişkin ön rapor hazırladı. Uzman heyet raporunda, maden sahası ve facianın soruşturma aşamasına ilişkin tespitlere yer verdi.
16 işçinin toprak altında kaldığı ve henüz 11 işçinin cenazesine ulaşılan maden sahasında yaşanan faciaya yol açan kaymanın aşırı yağışa bağlı olarak meydana geldiğine yönelik herhangi bir emarenin tespit edilmediği vurgulandı. Ocağın içerisinden tespitlere de yer verilen raporda, gece vardiyaları için yeterli aydınlatma sağlanmadığı ve çalışma sisteminin 12’şer saatten iki vardiya şeklinde olduğu ifade edildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin son dönemde denetim için sahaya gelmediği yönünde bilgilerin alındığı belirtilen raporun tespitler kısmında, “Soruşturma aşamasında eksik soruşturma yürütüldüğüne dair kaygılar ciddi boyutta. Savcılığın arama kurtarma faaliyeti devam ederken orada olmadığı ve delilleri toplamadığını, kaybolan delillerle ilgili kayıt tutulmadığı şeklinde bilgiler alınmaktadır” ifadelerine yer verildi.
“Bakanlık sorumludur”
Meydana gelen toprak kaymasının büyüklüğü dikkate alındığında, maden ocağında işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden gerekli organizasyonun yapılmadığı ve riskli durumlara karşı bir denetim sisteminin oluşturulmadığının anlaşıldığının altı çizilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Kurtarma çalışmalarında görülen aksamalar acil durum planlarının uygulamaya dönük olacak şekilde oluşturulmadığını göstermektedir. Asıl işverenin, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında yapması gereken çalışmaların kağıt üzerinde kaldığı, çalışan işçileri koruma açısından işlevsiz olduğu anlaşılmaktadır. Gerek ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ ve gerekse de ‘İş Kanunu’ hükümleri, kararlılıkla uygulanmalı, bu konuda yandaş sermayeler başta gelmek üzere, denetimi yapılmayan bir alan bırakılmamalıdır. Bu yönde gerekli çalışmaların yapılmasını sağlamamış olan ‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın faciada sorumluluğu bulunmaktadır.”