HDP, özel sektörde çalışan öğretmenlerin hak ve taleplerini aktarmak için gerçekleştirdikleri eylemde darp edilerek gözaltına alınmalarının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterilmelerine tepki gösterdi. Konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Milyonlarca insanı temsil eden HDP üzerinden eğitim emekçilerini hedef almak hiç kimsenin haddi değildir" dedi.

HDP: İçişleri Bakanı eğitim emekçilerine yönelik şiddeti savunarak suç işliyor
Fotoğraf: AA

Halkların Demokratik Partisi (HDP) taban maaş hakkı ve temel taleplerini dile getirmek için Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası çağrısıyla Ankara'da bir araya gelen öğretmenlere yapılan sert müdahale ve eyleme katılan öğretmenlerden Betül Koca'nın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterilmesine ilişkin yazılı bir basın açıklaması yaptı.

HDP Eğitim Politikaları Komisyonu Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit imzasıyla yapılan "İçişleri Bakanı eğitim emekçilerine yönelik şiddeti savunarak suç işliyor" başlıklı açıklamada, "İnsanca yaşam talep eden, emeğinin karşılığını isteyen öğretmenlere biber gazı ile saldıran polisin, nefret ve şiddet dolu tutumu haklı olarak pek çok insanı rahatsız etmiş ve tepkilere neden olmuştur. Gösterilen tepkiler sonrasında şiddeti, sokaktaki işkenceyi savunan İçişleri Bakanı bu şiddetin birinci dereceden sorumlusudur" ifadelerine yer verildi.

"İçişleri Bakanı Soylu’nun polis şiddetini örtbas etmeye, eğitimciye karşı gerçekleştirilen saldırıyı unutturmaya ve elbette şiddete karşı bir arada yaşama arzusu içinde olan kesimleri hedefine almaya niyetli bir şekilde, eğitimci bir kadının partimizin bayrağıyla çektirdiği umut dolu fotoğrafını ‘suç’ olarak adlandırmıştır" denilen açıklamada, asıl suçun, 'İçişleri Bakanlığı’nın emrindeki polislerin barışçıl protestolarda eylemcilere yönelik gösterdiği işkence pratikleri' olduğu kaydedildi.

HDP tarafından yapılan açıklama şöyle:

"Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının “Taban maaş hakkımız geri verilsin” talebiyle dün Ankara’da bir gerçekleştirdiği buluşma ve Milli Eğitim Bakanlığına yürüme girişimlerine yapılan polis saldırısını en sert biçimde kınıyoruz. Polisin orantısız ve kanunsuz güç kullandığı eylemde 9 eğitim emekçisi kötü muameleyle gözaltına alınmıştır.

İnsanca yaşam talep eden, emeğinin karşılığını isteyen öğretmenlere biber gazı ile saldıran polisin, nefret ve şiddet dolu tutumu haklı olarak pek çok insanı rahatsız etmiş ve tepkilere neden olmuştur. Gösterilen tepkiler sonrasında şiddeti, sokaktaki işkenceyi savunan İçişleri Bakanı bu şiddetin birinci dereceden sorumlusudur. İçişleri Bakanı polis şiddetini örtbas etmeye, eğitimciye karşı gerçekleştirilen saldırıyı unutturmaya ve elbette şiddete karşı bir arada yaşama arzusu içinde olan kesimleri hedefine almaya niyetli bir şekilde, eğitimci bir kadının partimizin bayrağıyla çektirdiği umut dolu fotoğrafını ‘suç’ olarak adlandırmıştır.

'HDP ÜZERİNDEN EĞİTİM EMEKÇİLERİNİ HEDEF ALMAK HİÇ KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR'

Asıl suç, bu ülkenin yasalarında ve imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelerde belirtilen masumiyet karinesinin ayaklar altına alınmasıdır, hak arama mücadelesinin kriminalize edilmesidir. Asıl suç, İçişleri Bakanlığı’nın emrindeki polislerin barışçıl protestolarda eylemcilere yönelik gösterdiği işkence pratikleridir. Partimizin değerlerini benimsemiş her bir yurttaş, bu ülkede yasalarla korunan eşitlik ilkesine haizdir. Bir bakan tarafından eğitimci bir kadının fotoğrafının paylaşılması cinsiyetçi, tekçi ve eril sistemin sürdürülmesinin amaçlandığını göstermektedir. Milyonlarca insanı temsil eden HDP üzerinden eğitim emekçilerini hedef almak hiç kimsenin haddi değildir.

Bizler farklılıkları ile bir arada yaşayan halklar bahçesini tüm engellemelere rağmen yaşatmaya devam edeceğiz. Eğitim emekçilerinin talebi talebimizdir. Bir kez daha özel okullarda ve dershanelerde çalışan öğretmenlerin çalıştıkları kurumlarda yaşamış oldukları hak gasplarının derhal son bulması gerektiğini belirtiyor, eğitim emekçilerinin haklı mücadelesini selamlıyoruz!"