HDP'li Başaran: Provokasyon İçişleri Bakanlığı tarafından planlandı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, partisinin Genel Merkez'inde yaptığı basın toplantısında önceki gün HDP binası önünde yaşananlara değindi.

Başaran, parti binasının önüne siyah çelenk bırakmak isteyenlerin aileler değil polisler olduğunu söyleyerek, "Dün gerçekleştirilen provokasyon İçişleri Bakanlığı tarafından planlandı. İçişleri Bakanlığı değil, suç işleri, propaganda bakanı" ifadelerini kullandı.

Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan’ı anarak, sözlerine başlayan Başaran, “Üzerinden 50 yıl geçti ama maalesef Türkiye’deki siyaset yürütme biçimi, muhaliflere ve devrimcilere yaklaşım değişmedi. Biz 3 fidan şahsında yaşamını devrim ve demokrasi mücadelesinde yitiren bütün yoldaşlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz” dedi.

'KADIN İŞSİZLİĞİ GENEL İŞSİZLİK İÇİNDE 2 KATINA ÇIKIYOR'

Türkiye ve dünyada yaşanan ekonomik krizin derinleştiğine dikkat çeken Başaran, krizden en çok etkilenen grubun en büyük etkisini kadınların yaşadığını ifade etti. Başaran, "Yoksulluğun adı artık kadınlaşmış durumda. Yoksulluk kadınlaşmış durumda. Türkiye'de kadınlar en fazla işsizliğin olduğu kategori içinde. Dünyada da Türkiye kadın işsizliğinin en yoğun olduğu yer. Genç kadın işsizliği, genel işsizlik içinde 2 katına çıkıyor. 1,3 milyon kadın ücretsiz bakım emeği adı verilen gelirle çalışma hayatının dışında tutuluyor. Çalışan her 10 kadından 3’ü kayıt dışı çalışıyor. Kadınlar açlık ve yoksulluk ile mücadele ederken iktidarların yürüttüğü savaş siyaseti sonucunda ırkçı cinsiyetçi saldırılarla yüz yüze kalmaya devam ediyorlar" dedi.

Ankara’da HDP Genel Merkezi önüne siyah çelenk bırakmak isteyen grupla partililer arasında yaşanan gerginlikte tehdit edilen Başaran, yaşanan olayları provokasyon olarak nitelendirdi. Başaran, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya işaret etti.

Başaran şöyle konuştu:

'AİLELER YOKTU, ANKARA EMNİYETİ VARDI'

Dün burada aile adı altına 3 kişiyi partimizin önüne getirerek bir provokasyon çıkarmaya çalıştılar. Ancak bir algıyı düzeltmekte fayda var. Dünden beri yandaş basın, farklı biçimde bütün gerçekliği ters yüz ederek yayın yaptı. Dün partimizin önünde aileler yoktu, Ankara Emniyeti vardı, İçişleri Bakanı vardı, AKP-MHP ittifakı vardı, eylemci onlardı. Partimizin önünde eylem yapan, siyah çelenk bırakan polislerdi. Siyah çelengi aileler bırakmadı polisler bıraktı. Dün gerçekleştirilen provokasyon İçişleri Bakanlığı tarafından planlandı. İçişleri Bakanlığı değil, suç işleri, propaganda bakanı. Orada bu organizasyonun onların yaptığını biliyoruz, ortaya çıkan tablo bunun en net göstergesiydi.

'TÜM YÖNTEMLERİ DENEDİNİZ, BAŞARILI OLAMADINIZ'

Gelenler de polis değil, güvenlik gücü değildi, güvenlikten sorumlu kişiler bir milletvekilini bu kadar pervasızca, bu kadar pespaye bir şekilde tehdit etme cüretini gösteremezler. Bu kişilere polis denmez, denemez, güvenlik gücü denemez! HDP Genel Merkezinde benim şahsımda bütün Kürtlere, bütün kadınlar, bütün HDP’liler tehdit edildi. ‘Seni çivilerim’ söylemi Türkiye'nin demokrasisine söylenmiş bir söylemdir. Hiç eğip bükmeye gerek yok. Bu söylem ve tehditlerle HDP’ye geri adım attıracaklarını zannedecek kadar akılsız bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu saldırılarla başarılı olacağını düşünen trajik durumda bir iktidar var. 7 yıldır yapmadığınız kalmadı. Buradan tekrar söyleyelim, 7 yıldır parti binamıza konulan bombalardan, mitinglerimizin bombalanmasına kadar eğitip, donatıp planını eline verdiği katili İzmir İl binamıza gönderip, genç bir arkadaşımızı katledip, tüm yöntemleri denediniz. Başarılı olmadınız. Dokunulmazlıkları kaldırdınız, belediyelerimize kayyım atadınız diz çöken geri adım atan bir HDP gördünüz mü? "