HDP'li Bilgen'den Erdoğan'ın çıkışına: Ülkenin kaderi özetlendi

HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, “Anayasa’nın 138. maddesinde deniyor ki 'Hiç kimse mahkemelere emir talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.' Bu açık bir suç tarifidir” diyerek Cumhurbaşkanı’nın mahkemelerde telkinde bulunduğunu söyledi.

Erdoğan'ın "kimse ismimi kullanmasın" sözlerine "15 yıl boyunca yapılan işlerden ben mesul değilim, adımın kullanılmasını istemiyorum. Bundan sonra benim adımın kullanılmasına izin vermeyeceğim.’ Bir ülkenin kaderi 15 yılın en üst yöneticisi tarafından böyle özetlenince söylenecek söz kalmaz" diyerek yüklendi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya "OHAL değil, demokrasi istiyoruz" kampanyası başlatan DİSK, KESK, TTB ve TMMOB temsilcileri de katıldı.

Bilgen, ilk olarak iki yıl önce katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'yi anarak konuşmasına başladı. Bilgen, bugün Ankara'da JİTEM Kızıltepe davasının görüldüğünü ve Elçi'nin katledilmediği takdirde bugün o duruşmada olacağını ifade ederek, "Faili meçhullerle ilgili mücadeleye adanmış bir hayat. 2 yıl önce bugün İstanbul’da barış amaçlı bir toplantıda buluşacaktık ama son anda Sur’u savunmak için Baro’nun basın açıklamasına katılmaya karar verdi. Ne yazık ki hatırası kaldı" ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN'IN ÇIKIŞINA: ÜLKENİN KADERİ EN ÜST YÖNETİCİDEN ÖZETLENDİ

Bilgen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın partisinin grup toplantısındaki söylemlerine yanıt vererek, "Bugün toplantımızı tek gündemle yapacağız, OHAL’i konuşacağız. Bugün iki grup toplantısı yapıldı. Özellikle Cumhurbaşkanın ki ilginçti, akşam kendinize eziyet edip izlemeyin. ‘15 yıl boyunca yapılan işlerden ben mesul değilim, adımın kullanılmasını istemiyorum. Bundan sonra benim adımın kullanılmasına izin vermeyeceğim.’ Bir ülkenin kaderi 15 yılın en üst yöneticisi tarafından böyle özetlenince söylenecek söz kalmaz" dedi.

'OHAL DEMEK HUKUKSUZLUKTUR'

"Bizim bugün biricik gündemimiz OHAL. Aslında bütün gündemlerimiz OHAL ile doğrudan bağlantılıdır" diyen Bilgen, şöyle devam etti: "15 yıl önce, üstünlerin hukuk için değil, hukukun üstünlüğü için siyasete girdiler ama bırakın hukuk devletinin, polis devleti bile olmanın çok gerisindeyiz. Bakın çok somut bir madde Anayasa’nın 138. maddesinde deniyor ki 'Hiç kimse mahkemelere emir talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.' Bu açık bir suç tarifidir. Türkiye’de şu anda görülmekte olan Eş Genel Başkanlarımızın, milletvekillerimizin, akademisyenlerin, gazetecilerin davası çok net bir göstergedir. Yine başbakanın bürokrasiye nasıl davranmalarına dair verdiği talimat her şeyi özetliyor. Diyor ki bürokratlara ‘Mevzuata takılmayın, hukuk hatası yapmaktan da asla korkmayın.’ Bu cümleler, sözün bittiği yerdir. Bir ülkede Cumhurbaşkanı, Başbakan böyle şeylerden bahsedebiliyorlarsa, hukuk devletinden söz edilemez. Onun için, OHAL demek hukuksuzluk demektir."

AYM HÜKÜMETİN SUÇUNA ORTAK OLMUŞTUR'

OHAL ilanından bu yana 28 Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) çıkarıldığını ancak sadece 5 tanesinin Meclis'e geldiğini hatırlatan Bilgen, "Meclis gündemine kararnameleri getirmekten ısrarla kaçınıyorlar, çünkü fiili bir durumla yönetmek istiyorlar. Anayasa’da OHAL dönemlerinde KHK konusunda hükümete sınırsız bir yetki tanınmamıştır. Aksine sınırları net bir şekilde çizilmiştir. OHAL ilan edilme nedeni ne ise o nedene bağlı kalmak şartı ile kararname çıkarılabilir. Hepimiz biliyoruz, kış kar lastiklerinden araba filmlerine, sigortaya, kuaföre kadar pek çok konu KHK’lere konu yapılmıştır. Ne yazık ki bu anayasal sınırlar herkes tarafından biliniyor olmasına rağmen bu sınırları sadece hükümet yok saymamıştır, Anayasa Mahkemesi de bu suça ortak olmuştur. 'KHK’ler gündemimde değil' diyerek açıkça hükümete, 'ne istiyorsan onu yap' demiştir. Bu, suça ortak olmaktır" diye konuştu.

(MA)