HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP'nin kapatılma davasına ilişkin "Anayasa Mahkemesi bu davayı hemen şimdi derhal reddetmelidir" dedi. Eymür'ün itiraflarına değinen Sancar, "Çetelerle birlikte hareket etmeyi marifet sanan iktidar var. İçişleri Bakanı hukukun çiğneneceği mesajını vermekten çekinmiyor" dedi.

HDP'li Sancar: İktidar çetelerle birlikte hareket etmeyi marifet sanıyor

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Meclis'te düzenlenen grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

HDP'nin kapatılma davasına dikkat çeken Sancar, Anayasa Mahkemesi'ne verdiği ön savunmayı hatırlatarak, “Katkı sunan değerli hukukçulara, akademisyenlere teşekkür ediyoruz. Bu davanın sadece HDP’ye yönelik operasyon olmadığını Türkiye’de demokrasi güçlerini sindirmeye çalışan bir darbe hamlesi olduğunu vurguluyoruz” ifadelerini kullandı.

Sancar'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Bu davanın sadece HDP’ye yönelik operasyon olmadığını Türkiye’de demokrasi güçlerini sindirmeye çalışan bir darbe hamlesi olduğunu vurguluyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin esasa girmeden bundan sonraki aşamaları işletmeden davayı hemen şimdi bugünden reddetmesini istiyoruz. Teknik olarak ön savunma adını taşıyan bu metinde temel talebimiz budur."

EYMÜR'ÜN İTİRAFLARI

"Eymür’ün söyledikleri yeni değil. "Dertliyim" diyor. Devletin nasıl insan öldürdüğünü nasıl işkence yaptığını MİT mensubunu basına nasıl yerleştirdiğini örneklerle alınıyor. Ağır suçlar işlendiğini itiraf ediyor. Ama itiraflarının işleme alınmamasından yakınıyor. Benzer itiraflar çok yapıldı. Bu belgeler yıllardır ortalıkta dolaşıyor. Sedat Peker'in açıklamaları da buna örnektir. Esas sorun; bu suçlarla, bu karanlık geçmişle hesaplaşma yapılmamış, yapılamamamış olmasıdır. Bizim de bununla mücadelede eksikliğimiz olduğunu kabul ederiz. Çetelerle iş tutmayı marifet olarak sunan bir iktidar anlayışı var.

Çetelerle birlikte hareket etmeyi marifet sanan iktidar var. İçişleri Bakanı hukukun çiğneneceği mesajını vermekten çekinmiyor. Burada devletten hukuku çıkartma arayışının en üst noktasına doğru ilerleyen bir anlayış var. Bunu yaparsanız sadece çete ortaya kalır. Bir birimin çeteleşmesini düşünmek bile ürkütücüdür.

Ülkeyi hırsızlar için bir cennet vatandaş için ise cehennem haline getirdiler. O yüzden de devleti çeteleştirme cabasına hep birlikte karşı durma mecburiyetimiz vardır. Aksi taktirde bir avuç oligarkın emeği aşı ekmeği gasp edeceğini görmemiz lazım. bu suçların üstü örtülürse ilerde daha büyükleri işlenecek. bunu akıldan çıkartmamak lazım."

İŞ CİNAYETLERİ

İş cinayetlerine değinen Sancar, şu ifadelere yer verdi:

"Devletin göz yumduğu suça ortak olduğu çok büyük bir alan var: İş cinayetleri. İş cinayetleri de iktidar zihniyetinden bağımsız değildir. İş cinayetleri İşçi katliamlarıdır. Devletin ahbap çavuş anlayışının sonucudur. Denetimsizlik bir politik tercih olarak karşımıza çıkıyor. Bu cinayetleri üreten sistemi değiştirmek zorundayız. Bu düzen mutlaka değişmeli. İşçinin emekçinin hakkından önce yaşamını savunmalıyız."

CEZAEVLERİNDE HAK İHLALİ

"Bir diğer ağır sorun da cezaevlerindeki hak ihlalleri ve işkencelerdir. Cezavlerindeki durum, faşizmin yüzünü en çıplak biçimde ortaya koyuyor. Cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı duyarlılığı artırmak zorundayız"

OHAL KOMİSYONU

"Bir diğer adaletsizlik alanı akademide yaşanıyor. OHAL Komisyonu geçtiğimiz günlerde Barış Akademisyenlerinin başvurularına ilişkin 4 yıl sonra ilk kararını verdi. 16 akademisyenin başvurusu reddedildi. Bu düzeni kuran ile bu komisyonu kuran aynı irade. Bu ihlalleri yapan irade aynı ihlalleri incelemek için komisyon kurdu. Bu komisyon, yeni darbe sürecinin meşrulaştırılması için, uluslararası hukuk yollarını işletmemek için kuruldu ve kendisine verilen görevi yapıyor. AYM, 'Barış bildirisi' ifade özgürlüğü derken hangi gerekçeyle ihraç durumunu devam ettiriyorsunuz?"

AKADEMİSYEN KUTUM'UN TUTUKLANMASI

Kürdistan paylaşımı yaptığı gerekçesiyle tutuklanan akademisyen Hifzullah Kutum'a ilişkin açıklama yapan Sancar şöyle konuştu:

"Kürdistan kelimesi bu ülkede suç değil. Çok örnek var. Erdoğan, 'ilk meclis zabıtlarında Kürdistan kelimesini görecekler' diyor. CHP ve MHP karşı çıkıyor. Erdoğan sonra çıkıp 'kelimelerden kavramalardan korkanlar büyük ülke kuramazlar' demişti.

Bu sözlere bir şey yok ama bir akademisyen Kürdistan dediği için görevden alınıyor. İşte biz bu yalanlara karşı hakikati savunmak için varız.

Batmani türküsü söylenirken Erdoğan alkışlıyor. O şarkıda neler geçtiğini bir kez daha dinlesinler bakalım, Batmani’den sonra ne geliyor? Onu da söylüyorlar tabii oradaki sanatçılar onu da alkışlıyor. Bunlara hiçbir söz yok. Ama bir akademisyen bu sözü kullandı diye linçe maruz kalıyor, görevinden alınıyor ve tutuklanıyor. Hani inkar bitmişti, hani yargı adaletli işliyordu? Bunların hepsinin palavra olduğunu da biliyoruz değerli arkadaşlar."

ORHAN PAMUK'A SORUŞTURMA

"Bir garip soruşturma da Orhan Pamuk’a açıldı. Garip demeyeceğim cünkü yapılmak istenen bu Bahçelinin bugün yaptığı toplantıya bakın baştan aşapı kin nefret buna yargıdan bir şey yok. Ama Orhan Pamuk’a var. Atatürk’ün hatırasına hakaret diyor. Aydınlara burdan selam yollamak istiyorum Özellikle Fazıl Say’a selam gönderiyorum çok açık yüreklilikle tepki koydu. “Susma sustukça sıra sana gelecek” bizde diyoruz ki susmayacağız sıranın başkasına gelmesine izin vermeyeceğiz"