HDP’ye yönelik operasyonları değerlendiren HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, bunun siyasi bir operasyon olduğunu belirtti. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ise, cesaretli bir şekilde AKP-MHP faşizminin karşısında durulması gerektiğini ifade etti.

HDP'li vekiller Beştaş ve Kemalbay, BirGün'e konuştu: "AKP-MHP faşizmini durdurmak bizim elimizde"

BERKAY SAĞOL

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 2014'te düzenlenen Kobane eylemlerine ilişkin soruşturma açması üzerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekilleri, belediye başkanı ve parti yöneticileri de gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında dokunulmazlıkların kaldırılması istemiyle HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile o dönemde MYK'de yer alan Garo Paylan, Meral Danış Beştaş, Hüda Kaya, Hakkı Saruhan Oluç, Sezai Temelli ve Serpil Kemalbay hakkında fezleke hazırlanıyor.

Haklarında fezleke hazırlanan HDP Grup Başkanvekili ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay operasyonları BirGün’e değerlendirdi.

HDP’ye yönelik saldırıların sistematik, sürekli ve aralıksız devam ettiğini belirten Meral Danış Beştaş, “İktidar halkın temel sorunlarını, sıkıntılarını ötelemek, görünmez kılmak, bu konudaki itirazları susturmak amacıyla bu tip operasyonları bilinçli bir şekilde belirli konjonktürlerde yapıyor ama bu HDP olunca söz konusu her mesele fırsata dönüştürülüyor. Pandemi, 15 Temmuz ve savaş ortamı büyütülerek her zaman bir fırsat yaratılıyor. Açıkçası Türkiye toplumunun şu anda bu ortamda büyük sorunları var. Bir kere işsizlik, yoksulluk var. Daha da önemlisi açlık var. Ancak iktidar içeride ve dışarıda savaş naraları atarak, halkı kutuplaştırarak, ötekileştirerek, Kürt meselesinde çözümü tamamen ıskalayarak, hatta öyle bir aşamaya geldik ki Kürtçeyi bile reddederek, neredeyse Kürtler yoktur diyecek noktaya geldi. Bu halk tarafından asla benimsenmeyecek dil ve politikadır. Eşit ve özgür yaşam kurmanın önünde maalesef her zaman milliyetçi, ırkçı, tekçi yaklaşımlar hep engel oldu. Bugün de AKP-MHP yeni bir şey keşfetmedi. Eskiyi tekrar yapıyor, başka yöntemlerle yapıyor” dedi.

“DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Bu tutumların tüm toplumu etkilediğini ve muhalefete bir bütün olarak gözdağı verildiğini söyleyen Beştaş, “Yoksullara, emekçilere, kadınlara, gençliğe gözdağı veriyor. HDP artık sadece HDP’lilerden oluşmuyor. HDP artık gerçeği temsil ediyor. Bunun gizlenecek bir tarafı kalmadı. Artık mızrak çuvala sığamaz. Bugün herkes biliyor ki 6 yıl önceki meseleden, tamamen keyfi sebeplerle yargı kullanılarak arkadaşlarımız gözaltına alındı. Biz demokratik siyaset konusundaki iddiamızı büyüterek mücadeleye devam edeceğiz. Bu intikam operasyonlarına intikam cevabıyla değil, demokrasi ve özgürlük mücadelesiyle yanıt vereceğiz. Biz durduğumuz yerde, yaptığımız bütün işler, söylediğimiz bütün sözler aslında sadece HDP’lileri değil, Türkiye’de 82 milyonun aydınlığa çıkması, baskı, tehdit ve korku imparatorluğunun sona erdirilmesi ve herkesin özgürce düşüncelerini ifade edeceği bir ortam için mücadele ediyoruz. Tabii ki bunun karşısında geri adım atmayacağız çünkü biz haklıyız ve gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz” diye konuştu.

6 yıl sonra gelen bu operasyonun siyasi bir operasyon olduğunu herkes bildiğini ifade eden Beştaş, “Bu operasyona karşı tüm muhalefetin ses vermesi gerekiyor. Bugün bize yapıldı yarın başka bir partiye yapılır. Bunun gayrimeşruluğunu, hukuksuzluğunu, zorbalık ve zulüm yönünü herkesin söylemesi siyasetin doğası ve etiği gereğidir. Herkes biliyor ki Kobane meselesinde sorumlu asla partimiz değildir. Ölen 33 kişi zaten bizim arkadaşlarımız. Öldürenler ise bulunmuyor. O dönem çözüm sürecinin olduğu bir dönem. Biz ölüm olmaması, çatışma olmaması ve barış olması için çok büyük bedeller ödedik ve bu konuda hala aynı noktadayız. Çözüm sürecini inkâr eden noktada değiliz. Çözüm sürecini onlar inkâr ediyor. 2014’te yaşananların sorumlusu biz değil, iktidardır. Kobane’de IŞİD barbarlarının halka karşı katliam yaptığı bir atmosferden söz ediyoruz. Bizim HDP olarak IŞİD’e karşı halkın korunması gerektiği yönünde bir duruşumuz oldu. Bunu hiç inkâr etmedik. IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonla aynı şeyi söyledik. Bu IŞİD barbarlığını durdurmak lazım. Bunun üzerinden onlara ekmek çıkmaz. Kendilerince kriminal bir mesele varmış gibi davranıyorlar ama asla böyle bir durum yok” ifadelerini kullandı.

“ASIL SORUN MUTFAKTAKİ TENCERENİN KAYNAMAMASI”

Türkiye’de 7 Haziran’dan bu yana meşruiyetini yitirmiş ve zorbalık politikalarıyla elinde tutan AKP-MHP bloğunun olduğunu vurgulayan Serpil Kemalbay ise, “Türkiye’deki toplumun baktığımız zaman şu an en önemli sorunları, mutfaktaki tencerenin kaynaması, enflasyon, Kürt halkının haklarına kavuşması, ırkçı saldırılar ya da Salihli’de arazilerine Cumhurbaşkanı eliyle el konan köylüler ve onlara yapılan müdahaleler. İnsanlar aslında hem özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyorlar hem de açlık ve yoksullukla baş etmeye çalışıyorlar. İktidar ise kutuplaştırmaya devam ediyor. Başta HDP ve Kürt halkı olmak üzere kim sömürüye, baskıya, şiddete, kutuplaştırmaya, ayrımcılığa, direniyorsa ona saldırıp, hedef alıyor. Yapılan operasyon başta Kürt halkı olmak üzere demokrasi güçlerine yapılmış bir saldırıdır. 6 yıl sonra gelen operasyonla, ‘Ben hukuk, yasa hiçbir şey tanımıyorum. Benim umurumda değil. İstediğimi istediğim zaman, istediğim bahaneyle hak ve özgürlüklerinden uzaklaştırabilirim, tutuklayabilirim’ deniyor. Aslında bütün topluma gözdağı vererek ‘Hiçbiriniz güvende değilsiniz’ diyor. Zorbalığını faşizmini göstere göstere yapıyor” dedi.

HDP’nin Türkiye’nin Meclis’teki 3’üncü büyük parti olduğunu ve 6 milyondan fazla oy aldığını belirten Kemalbay, “Daha önce 4 Kasım’da Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere Milletvekillerimize yönelik bir darbe girişimi olduysa, halkın iradesini yok saydılarsa, bizim hakkımızda fezleke düzenlenmesi de öyle bir saldırıdır. HDP boyun eğmediği, tek adam rejimine, faşist düzene biat etmediği için HDP’yi ezmeye çalışıyorlar. Fakat HDP’nin ezilmeyeceğini de bugün herkes biliyor. Bunun anlamını onun üzerinden düşünmek gerekiyor. Biz toplumsal muhalefet olarak, tek adam rejimine karşı olanlar olarak, parlamenter rejim ortadan kaldırılmalı iyileştirilmiş parlamenter sistem gelmeli diyenlerden, yeni bir demokratik Cumhuriyet istiyoruz diyenlere kadar bütün toplumsal kesimler, en temel demokratik ilkeler etrafında bir araya gelmeli ve bu saldırının karşısında durmalıyız. Bugün HDP’nin kapısı kırıldı, seçilmiş eş başkanımız Ayhan Bilgen’i zırhlı araçla gözaltına aldılar, bu pervasızlıklar bugün bize yapılmış olabilir ama yarın kim ki tek adam rejimine, faşizme itiraz ederse onun kapısına gidecekler. Bunu durdurmamız bizim elimizde. Cesaretli bir şekilde AKP-MHP faşizminin karşısında duran siyasi partilerin buna itiraz etmeleri lazım. Faşizm ancak böyle durdurulabilir” ifadelerine yer verdi.