Gerici çevrelerin son dönemde hedef aldığı festival ve konserler iptal edilip dava üstüne dava açılırken Gülşen ise önceki gün tutuklanarak Bakırköy Cezaevi’ne gönderildi. Gülşen’in tutuklanmasına halkın tepkisi büyük. Sanatçılar Gülşen’in derhal serbest bırakılmasını isterken akademisyen ve hukukçular ise laikliğe vurgu yaptı. Doç. Dr. Süreyya Karacabey, “İmam hatipler bir eğitim yeri. Tanrısal varoluşu olan bir tapınak değil” dedi. Akademisyen-Yazar Yasin Durak, Gülşen’in tercih ettiği kıyafetlerin uzun süredir yobazlar tarafından gündeme getirildiğini belirterek “İçinde bulunduğumuz dönemin ideolojik dokusu nedeniyle ibretlik olsun diye tutuklandı” diye konuştu. Doç. Dr. Özge Yücel, “Maalesef muhalif kesimlerde de laikliğe sahip çıkan kimsenin olmadığını görüyoruz” derken bazı muhalefet milletvekillerinin ise bu hukuksuz ve siyasi kararı protesto etmek yerine Gülşen’i suçlaması tepki çekti.

Hedef sadece Gülşen değil yaşamımız, neşemiz...
Fotoğraflar: Depo Photos-AA

Dilan ESEN
Kayhan AYHAN

Aylardır gerici cemaat, tarikat mensuplarıyla AKP’lilerin hedef aldığı Gülşen, talimatla bir gün içinde tutuklandı. Gülşen, birçok kadın gibi kıyafetleri, sözleri ve davranışları nedeniyle laiklik düşmanı gericilerin uzun süredir hedefindeydi. Gülşen’in tutuklanıp cezaevine gönderilmesi ülkeyi zifiri karanlığa doğru bir adım daha itmiş oldu.

Aladağ’da kız çocukları yanarken, Erzurum’da istismar edilirken, Elazığ’da baskı sonucu intihar yaşanırken susanlar imdi konuştu. İktidar her zaman bu sürecin gerçek suçlularını korudu.

“Katli vacip” diyenlerle “Gülşen’in esprisi maksadını aştı ama…” sözlerini sarf edenler koro halinde ses yükseltirken laiklik sadece Anayasa metninde kalan ve cümle içinde kullanılan bir kelimeye dönüştü.

Seçim telaşının yaşandığı bugünlerde, TBMM çatısı altında yer alan muhalefet partileri bile Gülşen’in yanında tam olarak duramadı/durmadı.

Ama halkın büyük çoğunluğu sanatçı ve akademisyenlerle birlikte Gülşen’in yanında oldu. Dinci karanlığa karşı, laiklik mücadelesini vermeyi sürdürüyor.

GERİCİ KUŞATMA​

Uzun süredir gericilerin hedefinde olan Gülşen, giydiği sahne kıyafetleri ve açtığı LGBT bayrağı ile tehdit ve hakaretlere maruz kalıyordu. Bu baskılara boyun eğmeyen Gülşen, 4 ay önce söylediği sözler gerekçe gösterilerek tutuklandı. İmam hatiplere yüklenen kutsiyet konusu ise tartışılan bir başka mesele oldu. Tüm meselenin yaklaşan seçim ile birlikte bir kutuplaşma oluşturmak olduğunu söyleyen yazarlar ve akademisyenler, AKP’nin din malzemesinden başka bir şeyinin kalmadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un 2018 yılında attığı “Siyasi hegemonyanız bitti, kültürel hegemonyanız da bitecek...” tweetinin ardından ise birçok sanatçı benzer soruşturmalar ve tutuklamalarla karşılaştı. Kendinden olmayanların yaşamına müdahale eden bu anlayış insanları nefes alamayacak konuma getirdi.

İMAM HATİP BİR OKUL!

İmam hatip okullarına bir kutsiyet yüklendiğini belirten Doç. Dr. Süreyya Karacabey, “İmam hatipler bir eğitim yeri. Tanrısal varoluşu olan bir tapınak değil ki burası. İmam hatip denince sanki Kuran'a laf söylenmiş gibi bu kadar tepki gösterilmesi bana çok acayip geliyor. Peygambere küfretmemiş ki bu kadın. Üstelik de özür dilemiş. Buradan çıkan herkes tanrısal katta bir peygamber mi oluyor ? Ayrıştırmanın en berbat biçimi. Kutsallarına neredeyse kendilerini de dahil ediyorlar” diye konuştu.

Bu sert açıklama ve yapılanların bir politik manevra olduğunu kaydeden Karacabey, “Ellerinde hiçbir şey kalmadığı için kullana kullana insanları da dinden ettikleri o seviyeye geçtiler. Herkesi öldürmekten yana konuşuyor kimsenin inancına saygı duymuyorlar, Cemevleri ile ilgili zaten bir tarih var. Artık insan utanıyor yurttaş olmaktan. Ama bunların okulları bile kutsal. Bunlar nasıl geldiler ifade özgürlüğü ile. Şimdi de olay tam tersine döndü. Doğrudan bu insanların yaşantısına müdahale” ifadelerini kullandı.

SEÇİM ÇALIŞMASI

Halk TV’ye konuşan Yazar Fatma Yavuz ise “Polisin, savcının araya girmesine gerek yok. Neden girdi? Bu tamamen seçim çalışmasıydı. Kutuplaşma üzerinden bir siyaset izleyecekler. İmam hatipli arkadaşlarıma sesleniyorum: Bizim üzerimizden kendi siyasal iktidarlarını tahkim etmelerine izin vermeyin. Sizi imam hatip gettosuna hapsetmeye çalışıyorlar. Buna karşı durmamız gerekiyor. Kolluk kuvvetleri ortada gezen katil, tecavüzcüye baksın, bizi rahat bıraksın” İfadelerini kullandı.

SEBEP KIYAFETLERİ

Akademisyen-Yazar Yasin Durak, Gülşen’in tercih ettiği dekolte kıyafetlerin uzun müddettir yobazlar tarafından gündeme getirildiğini belirterek, “Kadın düşmanlığından şeriatçılığa doğru çeşitlenen bir nefret diliyle hedef gösteriliyordu. Gülşen siyasi yönü baskın bir figür olmasa da konserlerin, festivallerin aymazca yasaklandığı bir dönemde şeriatçı propagandaya karşı duranlara cesaret veriyor, kendisini ‘çorabını çek’ diye uyarmaya yeltenen belediye memuruna mikrofondan alkışlar eşliğinde yanıt verebiliyor, hatta sahnede açtığı gökkuşağı bayrağıyla LGBTİQ+’a selam yollamayı dahi ihmal etmiyordu. Özetle, Gülşen içinde bulunduğumuz dönemin ideolojik dokusu nedeniyle ibretlik olsun diye tutuklandı” şeklinde konuştu.

"Gülşen’in espirisi maksadını aştı ama..." diyen bazı muhalifleri eleştiren Durak, “Zırt pırt kültürel iktidar olamamak şekvasını sunan iktidar irtifa kaybettikçe şeriatçı propagandaya bel bağlarken, sarayın sağladığı salahiyetle bürokratik kademeleri işgal eden bir kısım yobazın ayyuka çıkardığı ‘hassasiyet’ söylemine kananların artık bunu bir görmesi gerekiyor. Bitmek bilmeyen hassasiyet söylemi tebliğden tacize, tahammülden tahakküme doğru yol alırken farklı türden hayatlar üzerinde tasarruf sahibi olmak isteyen yobazlığın kültür politikaları folklorik tahakkümden kültür kırıma dönüşeli çok oldu. Bunda muhaliflerin payı çok büyük olmakla birlikte, yıllardır tüm demokrasi tartışmalarında ‘laiklik’ dediğimiz anda sözü ağzımıza tıkayan liberaller vardığımız bu noktada şeriatçı iktidarın suç ortakları olduklarını belki artık kavramışlardır” şeklinde konuştu.

LAİKLİĞİ SAVUNMALIYIZ

"Sürekli bir takım tarikat, cemaat ve iktidar sahiplerinin hassasiyetini gözetmekten kendi hayatımızı yaşayamaz hale getirildik" diyen Hukukçu Doç. Özge Yücel, "Zaten hukuk devletinin olmadığını biliyorduk ama siyasal İslamcılığa dayalı bir faşist düzenin çok açık bir karşılığı bu. ‘TCK’de şu yazıyor, ifade özgürlüğü şudur’ demek yerine laikliği savunmak gerektiğini düşünüyorum. Laikliği savunmadığımız zaman bu saldırılar daha da artacak. Hiçbir siyasi kimliği olmayan bir şarkıcı bile sırf kendi olmaya çalıştığı için bu duruma düşürülüyor. İmam hatiplerle ilgili istediğini de söyleyebilir insanlar. Her gün kutsallaştırdıkları şeylere bir yenisini ekliyorlar. Pek çok kez bir hakaret için dava açılmazken apar topar tutuklama çıkarılması açık bir siyasi karardır. Ve maalesef muhalif kesimlerde de laikliğe sahip çıkan kimsenin olmadığını görüyoruz. Şu anda sadece Sosyalist Güç Birliği laikliği savunuyor. Bazısı bu siyasal İslam’ın saldırılarından çok memnun, bazısı utangaç ama laiklik birlikte yaşamanın akılcı tek aracı" ifadelerini kullandı.

***

HER YERDE BASKI

Halka yönelik saldırılar yalnızca hedef almakla bitmiyor. Konser yasaklarından üniversitelere yapılan müdahaleler, cemaat ve tarikatların eline terk edilen çocuklardan buralarda yaşanan istismar, cinayet ve intiharlar karşısında herkes tehlike altında.

Uzun süredir hedef alınan Boğaziçi Üniversitesi’ne yönelik müdahaleler de sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin (BÜMED) içinde bulunan ve ruhsatlı içki satışı yapan restoran mühürlendi. Cumhuriyet’in haberine göre BÜMED Başkanı Hülya Cesur, “Son iki ayda rektörün aldığı karar üzerine önce alkol satışı yapıldığı için tam altı defa toplam 690 bin 444 lira ceza geldi” dedi. Boğaziçi’nde bununla birlikte gericilerin hedef alması sonucu çok kez müdahale gerçekleşti. Öğrenci kulüplerinin film izleme etkinlikleri engellendi, Onur Yürüyüşü’ne polis müdahale etti.

Gericiler istemeyince ülkedeki konser ve festivallere de yasak geldi. Meryem Ana Panayırı, Zeytinli Rock Festivali, Başkent Kültür Yolu Festivali, Milyonfest Fethiye, Munzur Kültür ve Doğa Festivali, Anadolu Fest ile Niyazi Koyuncu, Apolas Lermi, Aynur Doğan, Metin & Kemal Kahraman’ın konserleri ise engellendi.

Cemaat ve tarikatların baskıları, gençleri yaşamdan da kopardı. Elazığ’da Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, kaldığı cemaat yurdundaki baskılara dayanamayarak yaşamına son verdi. Aladağ’da cemaate ait yurt yandı, İstanbul’da yine tarikat yurdunda çocuklar darp edildi, Erzurum'da Diyanet'e bağlı Hacı Bahattin Evgi Yatılı Kuran Kursu’nda 7 çocuk cinsel istismara maruz bırakıldı.

***

KATLİ VACİPTİR

Yeniden Refah Partisi Kağıthane İlçe Başkanı Ömer Yıldız, hedef gösterilmesinin ardından tutuklanan Gülşen için “Katli vaciptir” açıklamasında bulundu. Yıldız, büyük tepki çeken paylaşımını kısa süre sonra sildi.

***

ÇOCUĞUMUN BANA İHTİYACI VAR

Gülşen, savcılık ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. Söz konusu ifadelerinin grubundaki müzisyenlerle şakalaşmadan ibaret olduğunu söyleyen Gülşen, suç işleme kastının olmadığını belirtti. Gülşen, "Bu kısa görüntü aylar sonra kim tarafından, ne amaçla servis edildi bilmiyorum. Ancak provokatif amaçlı olarak servis edildiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

hedef-sadece-gulsen-degil-yasamimiz-nesemiz-1056878-1.

Gülşen, daha sonra sevk edildiği mahkemedeki ifadesinde ise "Bana ihtiyacı olan bir çocuğum var. İhtiyaç olunan her an gelebilirim. Suçlamayı kabul etmiyorum, serbest bırakılmamı talep ediyorum" dedi.

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, Gülşen’in tutuklanmasına karar verirken ‘adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı’ iddia edildi. Kararının ardından Gülşen, Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’ne götürüldü. Dün ise avukatı Emek Emre, tutukluluğun kaldırılması talebiyle İstanbul Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi.

***

GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASINA SANATÇILARDAN TEPKİ

Feridun Düzağaç​: İmam kılığına bürünmüş bir sapkının “dinde zorlama vardır, sopalanabilirler” dediği, ilahiyatçı kılığındaki bir meczubun “namaz kılmayanlar öldürülebilir” buyurduğu , İslam’ı savunduğunu iddia eden bir zavallının “iptal ettirdiğimiz festivaller listesi" yayınladığı bir günde sahne arkadaşına yaptığı orantısız bir şaka yüzünden orantısızca , siparişle ve zevkle tutuklanan bir kadın şarkıcının maruz bırakıldığı hukuksuzluk mide bulandırıcı ve tiksinç. Üzülme Gülşen. Haklısın. Utanç duyulacak çok şey var.

Harun Tekin: Dayattıkları gibi olmadığı, giyinmediği, konuşmadığı için bugün bir kadın sanatçı tutuklandı.

Redd: Utanç, endişe ve öfke duyuyoruz. Gülşen'i serbest bırakın!

Selda Bağcan: Gülşen’i hemen serbest bırakın… Bunca şöhreti ile nereye kaçacaktı…

Sıla Gençoğlu: Adalet herkese lazım, hep lazım ve herkese eşit lazım. Tutuklamak nedir?

Nazan Öncel: Hayat hakkı elinden alınan, cinayete kurban giden kadın katilleri elini kolunu sallayarak dolaşırken, Kuran kurslarında, yurtlarda çocuk tecavüzcüleri kol gezerken Gülşen tutuklansın. Adalet herkes içindir.

Aynur Aydın: Hakaret ettiyse gidip hakaret davası açarsınız, tutuklamak nedir?

Tarkan: Hukuksuzlukların, adalet sistemimizin iki yüzlülüğünü ve çarpıklığı karşısında her gün biraz daha hayretler içinde kalıyoruz. Çocuklara cinsel istismarda bulunanları, kadın katillerini, tecavüzcüleri tutuksuz yargılayan bazen yargılamayıp serbest bırakanlar, Gülşen’e gelince hızla harekete geçiyor.

Ahmet Ümit: Gülşen’i tutukladılar. Tutuklanmayı gerektiren suç nedir? Gerçekten burada bir insanı hapse attıracak suç nedir? Ey hukukçular, bir kadını özgürlüğünden mahrum bırakacak suç nedir, açıklar mısınız?

Hadise: Size soruyorum, kadınları vahşice öldüren iki ay yatar çıkarım diyen adamları, çocuklarının yanında karısını döven adamları bugün Gülşen’in tutuklandığı gibi tutuklasalardı kaç tane kadın bugün hayatta olurdu?

***

SAVCI İLE TUTUKLAMA KARARINI VEREN HÂKİM KİM

Gülşen’i tutuklayan hakimin ve tutuklamayı isteyen savcının ise tecrübesinin olmadığı ve İstanbul’a yeni atandığı belirtildi.

Gazeteci Alican Uludağ, Gülşen’i tutuklayan hakim İbrahim Eroğlu’nun İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne HSK tarafından 12 Ağustos’ta atandığını belirterek, "Yani, Sulh Ceza’da tecrübesi yalnızca 13 gün. Hakimliğe ise 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başladı. Yani, özel seçilmiş biri. İstanbul’a da geçen yıl getirildi" dedi.

Gazeteci Barış Pehlivan ise, şarkıcıyı tutuklamaya sevk eden savcının İstanbul Başsavcılığı Basın Soruşturmalarından Sorumlu Türkşat Kuntay Uçuk olduğunu ve kendisinin 20’li yaşlarda olduğunu söyleyerek, "Bu savcı Sedef Kabaş’ı gözaltına aldıran savcıdır. Kendisi 2018 yılında hukuk fakültesinden mezun olmuş" dedi.

Bağımsızlığı Hatırladı

Tepkiler sürerken Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), ‘yargı bağımsızlığı’nı hatırladı. Gülşen tepkilerinin artmasının ardından bir açıklama yayımlayan HSK, “Yargı bağımsızlığına saygı göstererek, yargılama süreçlerine müdahale içeren, hâkimlere emir ve talimat niteliği taşıyan her türlü eylem ve söylemden kaçınması anayasal zorunluluktur” dedi.

***

YARGILANMAYAN SANATÇI NEREDEYSE YOK

Yalnızca Gülşen’e değil çok sayıda sanatçı, oyuncu ve şarkıcı hakkında çeşitli dava ile soruşturma bulunuyor.

Genco Erkal: Usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal hakkında geçen yıl ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasıyla 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Erkal’ın beraatına karar verildi.

Müjdat Gezen- Metin Akpınar: Sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’e ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasıyla açılan davada, beraat kararı verildi.

Ezgi Mola: İpek Er’e yönelik ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçundan ceza alan uzman çavuş Musa Orhan’a hakaret ettiği iddiasıyla Oyuncu Ezgi Mola’ya 6 bin 960 lira para cezası verildi.

İlyas Salman: Sosyal medya hesabından paylaşım yapan İlyas Salman hakkında ‘Türk milletini alenen aşağılama’ iddiasıyla 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Kutsal Evcimen: Sosyal medya hesaplarından 2019 yılında yaptığı paylaşımlar gerekçe gösterilerek ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya hakaret ettiği’ iddiasıyla sanatçı Kutsal Evcimen hakkında iki dava açıldı.

Farah Zeynep Abdullah: Adana’da Kozan Belediyesi Başkanı Kazım Özgan, ilçede Bergen filminin yayınlanmasının yasaklanmasıyla ilgili yaptığı açıklamaya tepki gösteren oyuncu Farah Zeynep Abdullah'a ‘hakaret’ suçundan 100 bin liralık tazminat davası açtı.

Nilüfer Aydan: Yeşilçam oyuncularından Nilüfer Aydan ismiyle tanınan Aydan Canbula’ya sosyal medya paylaşımları nedeniyle ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan 11 ay 20 gün hapis cezası verildi.

Erdal Güney: ‘Babacığım’ ifadesinin yer alan şarkısı nedeniyle Sanatçı Erdal Güney, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ten 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Zuhal Olcay: Bir mekanda şarkı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği öne sürülen sanatçı Zuhal Olcay’a, 2019’da 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Ceza Yargıtay’ca onandı.

Levent Üzümcü: Sosyal medyada yaptığı 3 yıl önceki paylaşımlar nedeniyle geçen yıl ‘spekülasyon yapmak suretiyle doların fiyatını yükseltmek’ iddiasıyla ifadeye çağrılan Oyuncu Levent Üzümcü hakkında pek çok konuda soruşturma başlatıldı. Üzümcü, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ten de ifade verdi.

Ferhat Tunç: Albüm kapağı, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek hakkında çok sayıda dava açılan Ferhat Tunç, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ iddiasıyla da yargılanıyor.

***

KADINLAR SOKAKTA

Gülşen'in tutuklama kararı büyük tepki çekti.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Ey vatan kurtaran savcı ve hakim, ‘Çürükler, adiler, s**tükler, cibilliyetsizler…’ bunlar kimin laflarıdır? Hukuka, adalete ihanet etmeyin; sanatçıyı hemen serbest bırakın!

HDP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş: Türk yargısı ‘halkı kin ve düşmanlığa sevk etmeyi’ büyük operasyonla engelledi.

SOL Parti: Fiili şeriat rejiminin tüm gerici odakları dağıtılmalıdır! Tecavüzcüler aklanırken gerici odakların hedef göstermesiyle karar veren yargı bir grup gericinin talimatıyla hareket ediyor Gerici düzeninizi yıkacağız

TİP Genel Başkanı Erkan Baş: AKP'li Ömer Çelik, şunları söylemiş: "Toplumun bir kesimini 'sapıklık' iddiası ile hedef almak insanlık ayıbıdır." Genel Başkanı milyonlarca insana "sürtük" diyen partinin sözcüsü diyor bunu.

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Özür dileyen birine ceza sopasıyla çullanan zihniyet ne adalet ne de merhamet sahibidir. Tutuklu yargılama istisna olmalıdır.

Nar Kadın Dayanışması: Çocuk istismarlarında, cinsel saldırılarda, kadın cinayetlerinde, gericilerin her gün kadın bedenine ve laikliğe saldıran açıklamalarında Cumhurbaşkanı halka ‘sürtük’ derken işlemeyen sözde hukukları bir kadın sanatçı kendi hizalarına gelmediği için işledi.

hedef-sadece-gulsen-degil-yasamimiz-nesemiz-1056877-1.

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan: Muhaliflere her gün ağız dolusu küfreden iktidar kadroları ve yandaşlarının, namaz kılmayanlar, oruç tutmayanlar için ölüm fetvası verenlerin sözleri ifade özgürlüğü Gülşen’in sözü suç oluyor. Bu düzen değişecek.

Türkiye Barolar Birliği: Bir yargılamayı gerektirip gerektirmediğinden bağımsız olarak, tutuklama tedbirinin yalnızca sarf edilen ifadeler nedeniyle ve özellikle oluşan siyasal atmosferden de etkilenmek suretiyle orantısız bir şekilde kullanılması, bağımsız yargıya güveni azaltacak, adil yargılanmaya duyulan inancı zedeleyecektir.

MUHALEFETİN MUĞLAK İFADELERİ TEPKİ ÇEKTİ

Bazı muhalefet partilerinden milletvekillerinin destek için yaptığı sosyal medya paylaşımları ise tepki çekti. ‘Maksadını aşmış espri’ şeklindeki yorumlar yurttaşlar tarafından Gülşen’e sahip çıkılmamak olarak değerlendirildi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, tutuklama kararının hukuksuzluk olduğunu belirterek, “Gülşen derhal serbest bırakılmalıdır” dedi. Özgür Özel öğle saatlerinde yaptığı basın toplantısında ise, "Maksadını aşmış bir espri insanların kalbini kırdı, hızlı bir şekilde telafi edileceğini umuyoruz. Biz de sürecin takipçisi olacağız” dedi.

HDP milletvekili Garo Paylan ise Gülşen’in sözlerini ‘nefret söylemi’ olarak değerlendirdikten sonra gelen tepkiler üzerine attığı tweeti sildi.