Şimdi o zaman işte!

Belki sadece şunu yazıp bırakmalıyım: Eğer bütün muhalifler; ülkeye bir kan banyosu yaşatılıp seçim falan da bir kenara itilerek Türkiye’nin iktidara ortak olmayanlar için zindana dönüştürülmesine karşı olan herkes, bu cinayet karşısında ortak ve etkin bir tavır almazsa…

Her parti bu saldırı kendi partilerine yapılmış ve kendi üyeleri katledilmiş gibi tepki vermezse ve gelmekte olduğunu herkesin hissettiği bir karabasana karşı omuz omuza duvar örülmezse…

Bugün Deniz’e olan yarın hepimize olacak.

Bir süredir oluyor zaten; sokak ortasında gazeteciler dövülüyor, siyasilere saldırılıyor, Kılıçdaroğlu linç edilmeye çalışılıyor, Akşener gelini olduğu Rize’de hedef alınıyor…

Ve Cumhurbaşkanı’nın ağzından, bu saldırılara uygun iklimi yaratan inanılmaz cümleler dökülüyor: “Bu daha bir, daha neler olacak neler… Bunlar iyi günler.

Bugünleri yarın “iyi günlermiş” diye anmamak için, artık faşizme karşı gerçekten omuz omuza olmak gerek!

Sürekli hedef gösterilen, muhalefet cephesini bölmek için araçsallaştırılan, terörle arasına mesafe koyması çağrıları yapılan HDP’ye dönük bir katliam girişimi oldu. İçeride kim olsa, kaç kişi olsa katledeceğini söyleyen ve olasılıkla 40 kişiyi katletme planı yapmış olan bir kişi, hasta annesi yerine işe gelen bir genç kadını hunharca hayattan kopardı.

Terör mü, terör! Ve işte; “terörle araya mesafe koymak” konusunda herkes için bir samimiyet testi!

Hedef alınan kendinmiş gibi tepki vermiyorsan, sen de dönüp “terörle arandaki mesafe”yi sorgulamalısın! O öyle bir mesafe olmalı ki, zaten seni beni hepimizi hedef aldığı açık bir saldırıya karşı, doğrudan seni hedef almış gibi karşı durabilmelisin.

Tamam, açıklamalar yapılıyor; provokasyon! Peki ne için? Ne amaçlanarak? Nereye varmak istiyor bu provokasyonu planlayanlar?

Planlayanlar var, kesin. O kadar kesin ki, tetikçi olarak kullandıklarına hep aynı şeyleri söylettiler şimdiye kadar yaşadığımız benzer olaylarda: “Kimse ile bir bağlantım yok. PKK’dan (Ermeni’den, Komünistten, Alevi’den…) nefret ettiğim için binaya girdim, rastgele ateş ettim. Başka kişiler olsaydı onlara da ateş edecektim.

Mehmet Ali Ağca’dan, Kartal Demirağ’dan, Ogün Samast’tan bildik ifadeler…

Her biri birer birer hedef olurken, muhalefet cephesinden de bildik ve ortaklaşamayan tepkiler geldiği için devam ediyor saldırılar.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin açıklaması hedef alınanın bir parti, katledilenin bir kişi olmadığının altını çiziyor: “Saldırının demokratik, parlamenter sisteme yönelik bir amaç taşıdığı açıktır. Türkiye’de yaratılan kirli siyaset ortamında şiddeti teşvik edenler, en az şiddet uygulayanlar kadar sorumludurlar.

O halde, demokratik parlamenter sistem diyen herkesin, bütün diğer ayrılıkları bir kenara bırakıp karşı durması, omuz omuza durması gerek bu saldırıya karşı.

HDP ile yan yana görünürsek aleyhimizde kampanya yapılır” diyenlere cevabı da geçmişte benzer işlere kardeşini gönderdiğini açıklayan Sedat Peker’in vermesi düşündürücü değil mi? “Bazı kesimlerce şahsıma aleyhte kampanya yapılır diye başsağlığı dilememiştim. O saatten bu saate kadar çok düşündüm. Eline silah almamış genç bir kızın hunharca katledilişine bile başsağlığı dileyemiyorsak, muktedir olanlar bizi tam olarak birbirimizden uzaklaştırmışlar. … Deniz Poyraz isimli kardeşimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.

Şimdi tüm muhalif kesimler düşünsün: Tepkileri Peker’in tepkisinden bir adım ileri gidecek mi? “Hepimiz Deniz Poyraz’ız!” diyerek, gelmekte olduğunu gördükleri karabasana karşı omuz omuza bir duvar örebilecekler mi?