Dijital hikâye anlatımı montaj/kurgu programları, düşük bütçeli kamera ve dizüstü bilgisayarlarla kısa hikâyelerin oluşturulmasını sağlamakta. Bu hikâyeler genelde öznel/kişisel hikâyeler, internet ortamında yayınlanmak üzere yapılmakta. Dijital hikâyeler geleneksel yayın materyallerine benzememekte

Hepsi hikâye…

Mehmet Utku Şentürk - Maltepe Üniversitesi İletişim Bilimleri Doktora Öğrencisi m.utkusenturk@gmail.com

Gündelik yaşamın önemli bir unsuru olan hikâyeler, teknolojinin gelişimiyle birlikte sosyal medyaya taşındı. Buradaki dijital hikâye anlatma, dijital biçime dönüştürülmüş hikâyelerden oluşmakta. Dijital hikâye anlatma kavramı; etkileşimli bir ortamda grafik, ses, görüntü ve metne dayalı anlatının “sunulma” süreci olarak tanımlanmakta. Bu tanımdan yola çıkılarak dijital hikâyelerin; görüntü, ses, müzik ve anlatımla oluşan dokunun gücüyle birlikte; deneyim, karakter, durum ve kavramlara akılda kalıcılık katılmasıyla meydana geldiğini söylemek mümkün. Fakat bu unsurlar, dijital hikâyenin sadece bir bölümünü oluşturuyor.

2010’da yazdığı “Digital storytelling” başlıklı makalesinde Leslie Rule’a göre dijital hikâyeler görüntü, ses ve anlatımın birleşimiyle ortaya çıkan güçlü dokunun, karakter, deneyim, durum ve kavramlara etkileyici bir boyut ve kalıcılığın eklenmesiyle ortaya çıkmaktadır. Fakat bunlar ‘dijital hikâyeyi meydana getiren oluşumun yalnızca bir parçasıdır. Hikâye anlatırken, hareketli bir alan olan “dijital alan”ın bileşenlerini ortaya koymak gerekir.

İletişim ortamları zenginliği kuramına göre, yüz yüze iletişim kurarken jest, mimik, beden dili gibi bir takım sözsüz ipuçları fark ederiz. Bir çeşit iletişim biçimi olan bu ifadeler yazılı iletişimde çoğunlukla bulunmaz. Bilgisayar destekli iletişimde bireylerin duygularını ifade etmekte zorlanması, sözsüz iletişimin yerini tutabilecek teknolojilerin gelişmesine olanak sağladı. Bu noktada ortaya çıkan, duygu ve düşünceleri ifade eden grafiksel ifade şekli olan duygu ikonları, teknoloji içindeki sözsüz iletişim ipuçları olarak yorumlanmakta.

Fotoğraflar da, hikâyelerin anlatılması, geniş kitlelere yayılması, sosyal medyada etkileşim sağlaması ve trafik yaratması açısından önemli bir yere sahiptir. Bu konuda yapılan araştırmalara göre fotoğraf kullanılarak hikâye anlatmanın avantajları:

• Makaleler görsel ile desteklendiğinde %94 oranında daha fazla okunmaktadır,

• İçinde fotoğraf barındıran basın bültenlerinin incelenmesi %45 oranında daha fazladır,

• E-Ticaret sitelerinde ürünün tüketiciye fotoğraflı sunumu, tüketicinin satın alma davranışı üzerinde %67 etkisi bulunmaktadır,

• Ürünün kaliteli fotoğrafı online satış noktalarında tanıtım metinlerinden çok daha önemlidir.

Bir diğer hikâyeleştirme unsuru da video temelli uygulamalar; Sosyal medya içerisinde var olan bu uygulamalar arasında en popüler olanı tabii ki Youtube. Google’a ait olan bu uygulama televizyon, DVD, VHS (Video Home Sistem) gibi platformlardan herhangi birinde yayınlanmış olan hikâyenin yeniden yayınlanmasına olanak sağlıyor.

Dijital hikâye anlatımı montaj/kurgu programları, düşük bütçeli kamera ve dizüstü bilgisayarlarla kısa hikâyelerin oluşturulmasını sağlamakta. Bu hikâyeler genelde öznel/kişisel hikâyeler, internet ortamında yayınlanmak üzere yapılmakta. Dijital hikâyeler geleneksel yayın materyallerine benzememekte.

Uzun lafın kısası sevgili okurlar, her birimiz artık sosyal medya uygulamalarını kullanarak hikâyelerimizi gerek tanıdığımız gerek ise tanımadığımız insanlara anlatıyoruz. Hikâye paylaşımı sırasında teknolojinin özelliklerinden faydalanıyoruz, duygu ikonları, yazılar ve çeşitli şekillerle hikâyemizi sunuyoruz. Böylece geleneksel hikâye anlatımı, teknoloji ile birleşerek farklı bir boyut kazanıyor ve her birimiz birer Sait Faik, Çehov, Gogol oluyoruz (ya da olduğumuzu zannediyor, “mış gibi” yapıyoruz…)