Washington, ABD finans aristokrasisinin talep ettiği cinayet politikalarını yürütüyor. Biden’ın sağlık önlemlerini reddetmesinin temelinde bilim değil ekonomik veriler ve kapitalist iktidar sınıfının çıkarları yatıyor.

Hepsi kâr için

Patrick Martin

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Omicron varyantı ile ilintili ‘yüksek risklere’ dikkat çekiyor. Joe Biden ise kasım ayı sonunda ulusal televizyona çıkarak ABD’nin aşılama haricinde herhangi bir ek önem almayacağını apaçık ortaya koydu. Yönetiminin ‘kapanma ya da karantina’ gibi uygulamalara başvurmayacağını ifade ederek ‘ülkeyi, işyerlerini, okulları açacaklarına’ yemin etti.

Omicron yüzünden ABD finans piyasalarında 2021 yılının en büyük düşüşü kaydedildi. Yeni varyantın aşıdan ya da bağışıklık sisteminden ‘kaçabilme’ ihtimali endişe yaratmış ve yeni önlemleri gündeme getirmişti. AXS Yatırım CEO’su Greg Bassuk NBC Haber’e verdiği demeçte. “Yatırımcıların salgın gelişmelerini halen yakından takip ettiklerini gördük” dedi. “Son 1-2 aydır piyasalar oldukça güçlü seyrediyordu.” Finansal oligarşinin merkezi Wall Street’teki kaygı, spekülasyon çılgınlığının Omicron yüzünden yara almasıydı.


Fakat Biden çıktı ve Wall Street’e net bir mesaj verdi: Ne kadar ölüm olursa olsun ABD hükümeti alışveriş mevsiminde yeni önlemler almayacak, sosyal mesai uygulamalarıyla hayat kurtarmaya çalışmayacak. Piyasalar hemen tepki verdi. S&P500 endeksi yüzde 1,5’lik yükseliş kaydetti. NBC Haber, “Yatırımcılar Joe Biden’ın açıklamalarından güven almış gibi görünüyor” dedi.

HALKIN SAĞLIĞINA ÖNEM VERİLMİYOR

Sağlık önlemlerini reddetmesinin temelinde bilimsel değil, ekonomik veriler ve kapitalist iktidar sınıfının çıkarları yatıyor. İşyerleri kapanmayacak çünkü işçilerin kapitalistler için katma değer ve kâr üretmesi gerek. Okullar kapanmayacak çünkü ebeveynlerin işe gidebilmesi gerek. Halbuki okulların hastalığın en hızlı yayıldığı yerler olduğunu ve işçi sınıfı ile çocukların bilhassa savunmasız olduğunu biliyoruz.

Diğer bir deyişle, finansal oligarşinin gözünde halkın sağlığının hiçbir önemi yok. Omicron varyantına karşı aşıların etkinliği halen tartışılırken Biden duruşunu savunmak için aşılama rakamlarından söz etti. Biden, “Halkımız aşılıysa ve maskelerini takıyorsa, kapanmaya gerek yok” dedi.

DSÖ teknik uzmanı Maria Van Kerkove’un defalarca altını çizdiği gibi, sloganımız yalnızca aşılama olmamalı. Kerkove, “Aşılama ve ‘sadece’ aşılama değil. Bu virüsü kontrol altına almak için toplumsal ve tıbbi müdahaleleri eşzamanlı olarak yürürlüğe koymalıyız” diyor.

AŞILANMA ORANLARI DÜŞÜK SEVİYELERDE

Biden’ın aşı üzerine kurulu toplum sağlığı savunusunu geçersiz kılan diğer bir nokta da, dünya nüfusunun çok büyük bir bölümünün aşıya erişimi dahi olmaması. Afrika’da aşılanma oranları halen yüzde 7 dolaylarında seyrediyor.

Dahası, ABD nüfusunun da önemli bir kısmı halen aşısız. Faşist sağcıların gerici tezlerine Demokrat Parti tarafından göz yumuluyor ve nüfusu bilinçlendirmek için doğru dürüst kampanya yürütülmüyor.

Biden iktidarı süresince 392 bin önlenebilir ölüm yaşandı. Şükran gününde Noel dekoru önüne geçip yaptığı konuşması, yalanlarla doluydu. Son bir ayda 75 bin ölüm yaşanmışken o, “Delta varyantı kaynaklı ölümlerin düşüşe geçtiğini görüyoruz” diyordu. Daha Pazartesi günü Michigan eyaleti hastaneye yatış rakamlarının rekor kırdığını duyurmuş ve hastanelerde görev almak üzere askeri personelden destek talep etmişti. Ülke genelinde ise düşüş bitmiş ve tekrar yükseliş trendine girilmiş gibi görünüyor.

BIDEN YENİ VARYANTI TAMAMEN HAFİFE ALDI

Biden yeni varyant konusunda ‘paniğe gerek olmadığını’ söyledi. Bu sözler Trump’ın 2020’de halkı ‘panikletmemek için’ koronavirüsü ‘hafife almasını’ hatırlattı.

Biden, “Geçen aralık ayı ile kıyasladığımızda, bambaşka bir salgın tablosuyla karşı karşıyayız” dedi. Bu berbat karşılaştırmayı daha ileriye götürmedi. Kasım 2020’de henüz 287 bin dolaylarında olan ölüm sayısının şu an 800 bine ulaştığından söz etmedi. Toplam vaka sayısının 14,3 milyondan neredeyse 50 milyona yükseldiğine de değinmedi. Bu yıl da Noel tatilinde kurulan aile sofralarında boş sandalyeler kalacak. ABD’de 85 yaş üstü her 35 kişiden biri koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.

Biden’ın çabaları propaganda mekanizmasında derhal karşılık buldu ve yeni varyantın yarattığı riskler hafife alındı. Halka ‘paniklememesini’ telkin eden birçok yazı yayınlandı. New York Times gazetesinde yazan David Leonhardt’ın makelesi iyi bir örnek: “Net konuşmak gerekirse, Omicron hakkında birçok bilinmeyen var. Önceki varyantlardan daha tehlikeli olması mümkün ve ilk bulgular hastalığın Delta varyantına kıyasla daha ağır geçtiğini gösteriyor. Fakat her varyant hakkında en kötüyü düşünmenin bilimsel ya da mantıklı bir tabanı yok.”

KİTLESEL KAYIPLARA YİNE GÖZ YUMULDU

Kamu sağlığının temel kaidelerinden biri ‘önlem’ almaktır. Tehdidin ölçeği bilinmiyorsa, anlaşılana kadar azami önlem alınmalıdır. Leonhardt ise tam aksini savunuyor. Omicron varyantının ‘kaygı verici’ olabileceği kanıtlanana (yani çok geç oluncaya) dek nüfusu korumak için hiçbir şey yapılmaması gerektiğini savunuyor.

Yakın zamana kadar Delta varyantı ABD’de günde bin ölüme sebep oluyordu. Bu esnada Times gazetesi ise “bilimsel ve mantıklı” hareket etmenin, DSÖ yönergelerini görmezden gelmekle olacağını savunuyor.

Biden’ın seçim zaferinin dayanağı Trump’ın salgın ile mücadele etmeyi reddetmesiydi. Trump kitlesel ölümlere göz yumdu, sağlık önemlerine karşı düşmanca bir tavır aldı. Şimdi Biden’ın politikasının da pek farklı olmadığını görüyoruz. 1 Kasım 2020 tarihinde koronavirüs vakaları rekorlar kırarken Trump, yaptığı bir paylaşımda “Kapanma yok” yazıyordu. Trump “Biden ülkemizi kapatmak istiyor, hem de belki yıllar boyunca! Çılgınlık!” diyordu.

YURTTAŞLAR ÖLÜRKEN EKONOMİYLE ÖVÜNÜYOR

Şimdi Biden’da Trump gibi ‘Kapanma yok’ diyor ve sözde şahlanan ekonomiyle övünüyor. Beyaz Saray’da yaptığı bir konuşmada, “İstihdamda ve ekonomik büyümede rekor düzeye ulaştık” diyordu. Biden ABD finans aristokrasisinin talep ettiği cinayet politikasını yürütüyor. Kaç insan ölürse ölsün, kârlılığı düşürecek hiçbir politikaya imza atmayacağını net bir biçimde ortaya koyuyor.

Salgına dur diyecek politikaların hayata geçirilebilmesi için tek şans, kapitalist sistemin egemenliğini kabul etmeyen işçi sınıfının küresel düzeyde harekete geçmesi. İşçi sınıfının çıkarları kapitalistlerin çıkarları ile tüm dünyada çelişiyor. İşçiler salgının önünün kesilebilmesi için acil durum önlemleri alınmasını talep etmeli. Kapitalist sistemin kitlesel hastalık ve kitlesel ölüm politikasının ötesine geçmek için bu taleplere ihtiyacımız var.

World Socialist Web Site'dan çeviren Fatih Kıyman