HepsiJET işçileri direnişten onur duyuyor
HepsiJET Esenyurt deposu işçileri, ödenmeyen hakları için 1 haftadır direniyor. Haklarını almadan direnişin bitmeyeceğini söyleyen 4 kadın işçi, “Tacizci işçi içeride, biz kar altında direnişteyiz. Kadın emekçilerle beraber onur duyduğumuz direnişi 8 Mart’ta büyütelim” diyerek dayanışma çağrısı yapıyor.

Ebru ÇELİK
HepsiJET deposunda çalışan 4 kadın işçi,, kötü çalışma koşulları, mobbing ve tacize karşı haklarını almak için bir haftadır direnişte.
İstanbul'da yılın en soğuk ayında Esenyurt'ta bulunan HepsiJET deposunun önünde direnen Viyan Çakır, Esra Yılmaz, Meryem Arslan ve Meryem Yılmaz, ellerini ısıtmak için yaktıkları ateşin başında, işyerinde yaşadıkları sorunu ve kadın işverenlerinin bu sorunlara kulak tıkadığını anlattı.
TÜM EMEKÇİ KADINLAR İÇİN
Viyan Çakır, gün geçtikçe direnişin de destek verenlerin sayısının da büyüdüğünün altını çizerek “Direniş alanımıza gelenler olsun, sosyal medyadan destek verenler olsun bizim moralimizi ve motivasyonumuzu çok arttırıyor” dedi. Çakır, “Biz, direnişimizi tüm emekçi kadınlar ve işçiler için de sürdürüyoruz. HepsiJET deposunda çalışan, mutsuz olan ancak korktukları için haklarını alamayan arkadaşlarımız için direniyoruz. Kötü yemek yiyip, titreyerek çalışıyorduk gece gündüz. Bunların üzerine bir de tacize uğradık. Ne müdürlerimiz ne de işverenlerimiz bu konuda bir şey yapmadı. Bir haftadır burada biz direniyoruz, müdürleriniz içeride tacizciyi koruyor, savunuyor, bizim patronlarımız nerede? Biz sizlerden hakkımız olanı istiyoruz yalnızca. Haklarımızı aldıktan sonra da bu pis yere adımımızı atmayacağız” ifadelerini kullandı.
Çakır, 8 Mart’ı da direniş alanında geçireceklerini belirterek şöyle konuştu: “Tüm emekçi kadınları 8 Mart’ta direnişimize destek vermeye çağırıyorum. Birlikte mücadele ederek kazanacağız.” Direnen işçilerden 21 yaşındaki Esra Yılmaz, “Biz, kadın emekçiler adına burada direnmekten onur duyuyoruz, kadınlar ne iş ne de özel hayatlarında baskılara sessiz kalmalı, erkek şiddetine olabildiğince ses çıkartmalı. Taciz edilen biziz ancak içeride olan kişi tacizci. Bu kişinin işyerinde kadınlara verdiği rahatsızlığı sürekli müdürlerimize dile getirmemize ve şahitlerimiz olmasına rağmen müdürlerimiz o şahsı korudu. Patronlarımız, CEO’muz bir defa gelip fabrikaya ‘Bir sorununuz var mı? İyi misiniz?’ diye sormadı. İşyerinde bu olayların yaşanmasına bir kadın işveren olarak müsaade etmemeliydi” dedi.
VAATLERE KANMAK YOK
Meryem Arslan ise, Van’dan İstanbul’a geldiğini ancak bu kadar soğuk bir yerde daha önce hiç çalışmadığını belirtti. Arslan, “1 yıldır çalıştığım yerde hayatımda görmediğim şeyleri gördüm. Ayağıma çuval bağlayıp çalışıyordum. Bizim de sabrımız bir yere kadar. İş arkadaşlarımızı ‘Taşınacağız, sorunlarınız çözülecek’ diye bir yıldır kandırıyorlar. Biz inanmıyoruz. Müdürler, işverenler sıcacık ofislerinde keyif yaparken işçiler bir ümit diye sefalet ücretleriyle, çamurlu salatalar yiyerek çalışıyor.” Mesai bitiminde direnen iş arkadaşlarına destek vermeye çıkan tek kişi olan Velat Çakır da “Yıllardır bu işyerinde yapılan haksızlıklara sessiz kaldık ancak bu son taciz olayı gözardı edilecek bir şey değil. Ben onurumla çalışabilmek için direnen kadın arkadaşlarımın yanındayım” diye konuştu.