Her 4 saatte 1 işçi yaşamını yitiriyor
TMMOB, 3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de her sene 2 bin civarında işçinin hayatını kaybettiğine, her 4 saatte 1 işçinin öldüğüne dikkat çekti
Bugün, 3 Mart 1992 tarihinde yaşanan ve 293 işçinin hayatını kaybettiği Kozlu Maden Katliamı’nın yıldönümü. Bu nedenle 3 Mart gününü ‘İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü’ ilan eden emek ve meslek örgütleri, her yıl işçi sağlığı ve iş güvenliğine dikkat çeken çeşitli etkinlikler düzenliyor. Bu örgütlerin başında gelen TMMOB, dün ülke genelinde eşzamanlı basın toplantıları düzenledi.
Toplantılarda yapılan açıklamada, Türkiye'de her yıl 2 bin civarında işçinin hayatını kaybettiği, her 4 saatte 1 işçinin can verdiği vurgulandı. Açklamada, 2012-2016 yılları arasında Türkiye’de 1 milyon 15 bin 211 iş kazasının yaşandığı, bu kazalarda toplam 6 bin 387 işçinin yaşamını yitirdiği belirtilerek, “Kayıt dışı çalışmanın yaygınlığı ve iş kazalarının bildirilme oranının azlığı göz önüne alındığında, gerçek tablonun çok daha ağır olduğu söylenebilir” denildi.
İzmir’de Ziraat Mühendisleri Odası’nda yapılan açıklamayı, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş okudu. Göltaş, geçen yıl Türkiye’de 2 bin 6 kişinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğine dikkat çekerek, “İş cinayetlerinin her yıl artması, ülkemizde insan hayatına verilen önemin giderek düştüğünü gösterdiği kadar, iş sağlığı ve güvenliği alanına ilişkin mevzuatın ve denetimlerin yetersizliğini de gözler önüne seriyor” diye konuştu.
Ulusal bir enstitü oluşturulmalı
Açıklamada iş cinayetlerine karşı yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
»“İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna kamusal bir anlayışla yaklaşılmalı, başta İş Kanunu ile İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu olmak üzere tüm yasalar bu bakış açısıyla yeniden düzenlenmelidir.
»Sendikalar, üniversiteler, TMMOB, TTB, Çalışma Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın katılımı ile idari ve mali yönden bağımsız, çoğunluğunu emek örgütlerinin oluşturduğu ulusal bir enstitü oluşturulmalıdır.
»Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi bileşenleri, hükümet ve işveren ağırlıklı bir yapıdan çıkartılmalı, çalışan ve meslek örgütleri ağırlıklı hale getirilmelidir.
»Esnek ve kuralsız çalışmayı, geçici iş ilişkisini, taşeronlaştırmayı yasal hale getiren; sendikal hak ve yetkileri budayan yasa ve düzenlemeler iptal edilmeli ve konunun taraflarının katılımı ile demokratik bir yasa çıkarılmalıdır.
»Yapılacak düzenlemelerde çocuk ve genç işçiliği yasaklanmalı, kadınları koruyucu hükümler yer almalıdır. Kadınlara ve kadın emeğine yönelik tüm olumsuz uygulamalar kaldırılmalıdır.
»Meslek hastalıkları sadece tazminat olarak ele alınmamalı, öncelik önlemeye verilmeli, meslek hastalıklarının tespiti, tedavisi ve tazmini yönündeki tüm yasal ve idari engeller kaldırılmalıdır.”