Her aktör çıkarı peşinde
Hesapların yeniden kurulduğu Suriye’de her aktör alanını genişletme peşinde. İsrail’in Tahran’dan koparmak istediği Şam’a karşı her gün yeni cephe açılıyor. Cihatçılar ile Suriye ordusu arasında çatışmalar sürdü. HTŞ ile SMO birbirine girdi. Doğudaki Deyrizor’da ise SDG, Şam yönetimindeki köyleri ele geçirdi.
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Suriye’de El Kaide’nin uzantısı cihatçı Heyet Tahrir el Şam’ın Halep’e saldırısıyla tekrar alevlenen iç savaşta çatışmalar tüm hızıyla sürüyor.
Artan hareketlilikle Suriye haritası tekrar değişirken her aktör, bölgedeki kaostan pay kapma peşinde.
HAMA’DA ÇATIŞMA TAM GAZ SÜRÜYOR
Halep’i ele geçirdikten sonra güneydeki Hama’ya ilerleyen HTŞ çeteleri ile Suriye Ordusu arasındaki çatışmalar sürdü. Hama yönünde, HTŞ militanları Hanasır şehir merkezini ele geçirdi. Hama’nın kuzeybatısındaki şehirde 100’den fazla Suriye Ordusu askeri HTŞ’ye bağlı çeteler tarafından esir alındı. HTŞ, taarruzu desteklemek için bölgeye daha fazla milis aktarırken Suriye medyası, Suriye ordusunun Hama’ya yapılan saldırıları engellemeyi başardığını aktardı.
RUSYA’DAN HTŞ’YE HAVA SALDIRISI
Rusya’nın ayrıca Fırat Nehri’nin doğusundaki Tabka ilçesinden askeri teçhizat ve mühimmatlarını rejim kontrolündeki Humus iline sevk etmeye başladığı öğrenildi. Rus savaş uçakları ise önceki gece Halep ve İdlib’in yanı sıra Hama’nın kuzeyinde cihatçıları bombalamaya devam etti. İdlib’de cihatçıların tedavi gördüğü bir hastanenin vurulduğu belirtildi.
SMO GÖZÜNÜ MÜNBİÇ’E DİKTİ
Ankara destekli cihatçılardan oluşan Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı milisler, YPG’nin belkemiğini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) kuzeybatıdaki Tel Rıfat ve Şehba’da kontrolü ele geçirdi. SMO milisleri, SDG güçlerinin çekildiği Münbiç’e yönünü çevirdi.
SDG DOĞUYA ÇEKİLİYOR
Bölgede silahlı gruplar arasında yer yer çatışmalar sürerken SDG, bölgeyi boşaltma kararı aldığını duyurdu. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriye’nin kuzeyindeki Afrin ve Şehba bölgesinden göç eden sivilleri taşıyan bir konvoyun, Rakka kırsalındaki Tabka kentine doğru yola çıktığını belirtti.
ABD, DEYRİZOR’DA SAHAYA İNDİ
HTŞ’nin saldırısıyla bölgedeki güçlerin hareketlendiği Suriye’nin doğusunda da SDG, Şam yönetimine karşı harekete geçti. Fırat’ın doğusundaki Deyrizor’da ise SDG’ye bağlı güçler, Suriye hükümet güçlerine saldırdı. Saldırıda ABD savaş uçaklarının havadan desteğiyle SDG’ye ilk kez havadan destek vererek çatışmalara fiilen dahil oldu. SDG, Murrat, Haşşam, Mazlum, Tabiyye, Hüseyiniyye, Salihiyye ve Hatla köylerindeki Suriye hükümet güçlerine karşı dün sabah saldırıya geçti. Fırat Nehri’nin doğusunda kalan Deyrizor’un neredeyse tamamı ABD destekli SDG’nin elinde, il merkezi ve kırsal bölgeler ise Suriye ordusu ve İran destekli grupların kontrolünde bulunuyor. Suriye devlet ajansı SANA’nın haberine göre Suriye hükümet güçleri, Deyrizor’un kuzey kırsalındaki El Cezire bölgesinde elinde tuttuğu köylere yönelik SDG’nin başlattığı saldırıya karşı koydu.
***
Suriye’de cihatçıların saldırılarıyla başlayan çatışmalar sürüyor. Taraflar, farklı bölgelerdeki çıkarlarına göre hareket ediyor. Ancak, İsrail ve ABD’nin Tahran ile bağlarını koparmak istediği Şam yönetimine karşı her gün yeni bir cephe açılıyor.
***
GÖRÜŞ
TAHRAN DİPLOMASİYİ SEÇMEK ZORUNDA
Ali Heydari:
İranlı uluslararası ilişkiler uzmanı Ali Heydari, Suriye’de son günlerde tekrar alevlenen iç savaşı ve Tahran’ın tutumunu BirGün’e değerlendirdi: “Suriye’de yaşananlar, İsrail ve ABD’nin İran’ın bölgedeki etkisini bitirme planının bir parçası. Hizbullah, İsrail ile yapılan ateşkes sonrası Lübnan’da teyakkuz halinde. İsrail’in herhangi bir eylemine karşı bekliyor ve bu yüzden Suriye’ye etkili bir şekilde yardım edemiyor.
Suriye’deki her uluslararası aktörün kendi amacı var. ABD ve İsrail, Beşar Esad’ı devirmek istiyor. HTŞ, ABD kontrolü altındaki bir grup. Türkiye de mevcut krizi fırsat görerek ABD ve İsrail’e destek veriyor, SMO aracılığıyla onlara yardımcı oluyor. Bu iki ana güç, Esad’ı devirmek için birlikte çalışıyor ve Tahran da yaşananları bu şekilde okuyor.”
SİYASİ ÇÖZÜMÜ SEÇMEK ZORUNDA
Daha önceden İran, Lübnan’daki Hizbullah ve Irak’taki Haşdi Şabi güçleriyle Şam’a destek verebiliyordu, kendi komutanlarıyla da bu yardımları pekiştiriyordu. Silah ve lojistik desteği de sağlıyordu. Ancak bu desteği şu anda veremiyor. O yüzden Tahran, başka bir politika seçti. Bu politika da Türkiye ile konuşmak, beraber bu sorunu çözmek. Çünkü bundan sonra askeri çözüm olmaz.
Tahran, Türkiye’nin desteklediği SMO gibi güçleri en azından Halep’te tutmaya ve bundan sonra siyasi çözüme ikna etmek istiyor. Bu siyasi çözüm de bir yanda Türkiye, diğer yanda Suriye, İran ve Rusya’nın olacağı bir çözüm. Bu yüzden İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi hiç vakit kaybetmeden Türkiye’ye gitti. Ancak Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan aynı görüşte değil. Net şekilde ‘Beşar Esad ve muhalifler otursun konuşsun’ dedi, sadece bu yolun Suriye’yi barışa götürebileceğini söyledi.
TAHRAN, ESAD’I TAVİZ VERMEYE ZORLAYABİLİR
Astana sürecini tekrar devreye koymaktan bahsettiler. Ancak bu süreç aslında çoktan bitmişti. Bu süreçte Suriye’de Şam’ın muhaliflerle yeni bir anayasa hakkında da anlaşması hakkında da bir uzlaşı vardı ancak hayata geçirilmedi. Sanırım yeni Astana süreci de bu adımdan başlayacak ve eskisinden daha farklı olacak. Çünkü sahada Şam, askeri olarak, Halep’i geri alma gibi bir gücü yok. Dolayısıyla Beşar Esad, mecburi olarak bu gibi bazı adımları atacak.
SURİYE SON SAVUNMA HATTI
İran’ın Suriye’den çekilmesi, yine Şam, Moskova, Tahran ve Ankara arasındaki görüşmelere bağlı. İran, Türkiye ile anlaşmak istiyor. Bu yol, Beşar Esad’ı Ankara ile masaya oturmak için Tahran’ın baskı yapacağı bir sonuca da götürebilir. Bu, bölge için de daha iyi bir sonuca yol açacak, ABD ve İsrail buna izin vermek istemiyor.
İsrail, Gazze’de başlayarak Lübnan ve son olarak Suriye’ye savaşı taşıdı. Bundan sonraki adım İran. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bunu çok kez söyledi. Bu yüzden Suriye, İran açısından yaşamsal önemde, son savunma hattı.
Ankara, ABD ve İsrail’in yolunu mu seçecek yoksa başka bir yolu mu? Bunun sonucu belirleyici olacak. Türkiye, ABD ve İsrail’in yolunu seçerse Suriye’de sorunlar daha da büyüyecek, bölgede çatışmalar artacak.
***
İSRAİL BASINI: KİRLİ İŞLERİ HTŞ YAPIYOR
Suriye’de tekrar alev alan iç savaş, İsrail basınında da tartışılıyor. Times of Israel gazetesinde “Suriye’de rejime saldıran isyancılar kim ve İsrail için risk taşıyorlar mı?” başlıklı makalede, HTŞ’nin yöneteceği Suriye’nin Talibanlı Afganistan’a benzeyeceği, ancak HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani’nin “İsrail’e karşı uzlaşmacı bir tavır takındığı” kaydedildi. Makalede, Lübnanlı eski istihbarat subayı ve CIA danışmanı Nagi Najjar’ın “Suriyeli muhalifler İran’ın terör eksenini parçalayabilir ve gerekirse Hizbullah’ı çökertmek için Lübnan’a girebilir. İsrailliler ile ortak düşmanı var. Bırakalım sahadaki kirli işi onlar yapsın” ifadelerine yer verildi.
***
İSRAİL, ŞAM ULUSLARARASI HAVALİMANI’NI HEDEF ALDI
İsrail ordusu, Şam Uluslararası Havalimanı yolunda bir aracı hedef aldı. Suriye resmi haber ajansı SANA’nın haberine göre bir kişinin öldüğü bir kişinin de yaralandığı aktarılan saldırıda, hedefin kim olduğu ise belirtilmedi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail'in insansız hava aracıyla düzenlediği saldırıda bir kişinin öldüğünü bir kişinin de yaralandığını aktardı. Ancak SOHR, hedefin kim olduğunu belirtmedi.
***
50 BİN KİŞİ YERİNDEN EDİLDİ
Birleşmiş Milletler (BM), HTŞ öncülüğündeki cihatçı grupların başlattığı çatışmalar sonrasında Suriye'nin kuzeybatısında yaklaşık 50 bin kişinin yerinden olduğunu duyurdu. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) açıklamasına göre 26 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında Suriye'nin kuzeybatısında 12'si kadın ve 7'si çocuk olmak üzere en az 44 sivil hayatını kaybetti. 30 Kasım itibarıyla İdlib ve Halep'in kuzeyinde yarısı çocuk 48 bin 500 kişi de yerlerini terk etmek zorunda kaldı.
SİVİLLERE GÜVENLİK SAĞLANMALI
Bölgedeki hastaneler, okullar ve su istasyonları dâhil olmak üzere temel altyapı da çatışmalarda hasar gördü. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in sözcüsü Stephane Dujarric “Tüm taraflar, çatışmalardan kaçan sivillerin güvenli geçişine izin vermek de dâhil olmak üzere sivilleri korumak için ellerinden geleni yapmalıdır” dedi. Dujarric BM operasyonlarının güvenlik endişeleri nedeniyle Halep, İdlib ve Hama'da “büyük ölçüde askıya alındığını” ifade etti. “Suriye zaten 16,7 milyon insanın yardıma muhtaç olduğu ve 7 milyondan fazla insanın ülke içinde yerinden olduğu dünyanın en büyük insani krizlerinden birini oluşturuyor” diyen Dujarric, “Suriyeliler yaklaşık 14 yıldır çatışmalara katlanıyor. Daha fazla kan dökülmesini değil, barışçıl bir gelecek sunacak siyasi bir ufku hak ediyorlar” dedi.