Google Play Store
App Store

1 Mayıs’ta Saraçhane’de bulunan yurttaşlara yönelik operasyonlarda 27 kişi daha gözaltına alındı. Toplumsal muhalefetin güçlendiği her noktada sopasını gösteren rejim çetelere mafyalara suç örgütlerine ise müdahale etmiyor.

Her gün biraz daha normalleşiyoruz!
Polisler, 1 Mayıs’ta eylemcilere gaz ve plastik mermi ile sert müdahale etmişti. (Fotoğraf: DepoPhotos)

Haber Merkezi

Ülke genelinde yumuşama ve normalleşme tartışmaları sürerken rejim kendisine gösterilen en ufak itiraza bile sopa sallamaya devam ediyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dün gerçekleştirdiği açıklamaya göre 1 Mayıs’ta İstanbul’da Taksim’e çıkma iradesi gösteren yurttaşlara yönelik bir dizi operasyon gerçekleşti.

Yapılan açıklamada olaylara karıştığı iddia edilen 39 kişiden 27’sinin gözaltına alındığını belirtildi. 13 kişinin ifadeleri tamamlanırken geriye kalan 14 kişinin ifadeleri bugün alınacak.

Aralarında SOL Parti, Türkiye İşçi Partisi, Emekçi Hareket Partisi, Sosyalist Meclisler Federasyonu ve Devrimci Hareket üyelerinin de bulunduğu gözaltına alınan çok sayıda yurttaş, ‘Polise mukavemet’, ‘kamu malına zarar’ ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 2911. Maddesinden suçlandı.

1 Mayıs’ın hemen ardından iki farklı operasyonla şu ana kadar 49 kişi tutuklanmasının, 28 şüpheli de adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının ardından gerçekleşen gözaltılar ise operasyonların üçüncü ayağını oluşturdu. Kademe kademe genişletilen soruşturmada iktidarın dinmeyen 1 Mayıs öfkesi ise açığa çıktı.

Kobani davasında verilen cezaların ardından gelen 1 Mayıs operasyonları sürerken rejim Sinan Ateş suikastından Ayhan Bora Kaplan davasına kadar birçok gelişmeyi ise hasıraltı ediyor.

Yargının, emniyet güçlerinin ve iktidar içerisindeki aktörlerin karıştığı birçok olayda yaşanan hukuksuzluklar iktidar ortaklarının güç savaşları arasında görünmez kılınmak isteniyor. Muhalefete karşı aslan kesilen Saray rejimi mafyalara çetelere, tarikat ve cemaatlere ise müdahale etmiyor.

Anayasa Mahkemesinin ‘Taksim kapatılamaz’ kararına rağmen meydanı halka kapatan iktidar, hukuku da kendi geleceğine göre tayin ederken yapılan operasyonlara karşı tepkiler de sürüyor.

Erdoğan’ın ‘yumuşama dönemi’ sözlerine değinen CHP Sözcüsü Deniz Yücel, ‘‘Asıl suçu alandaki yurttaşlara müdahale edenler, yurttaşları gözaltına alıp tutuklayanlar işlemiştir’’ dedi.

YURTTAŞLARA YÖNELİK SUÇLAR

Yücel, şu sözlere yer verdi:

‘‘Yurttaşlarımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü, sembolik mekân olan Taksim Meydanı’nda kutlamak istemişlerdir. Fakat karşılarında adeta düşman varmışçasına bir direniş ile karşı karşıya kalmışlardır. Yurttaşlara yönelik işlenen suçlar 1 Mayıs günü yaşananlarla ilgili gözaltına alınan vatandaşlarımıza yönelik:

1. Biber gazı ve müdahalelerle “kasten yaralama suçu” işlenmiştir.

2. Hiçbir hukuki dayanağı olmadan gerçekleştirilen gözaltılar, ‘‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’’ suçu içermektedir.

3. 34. Madde ile anayasal güvence altına alınmış en temel haklardan biri olan ‘‘siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi’’ suçu işlenmiştir.

4. TCK’nin 115’inci maddesine göre "inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi suçu” işlenmiştir.

5. Ve son olarak, yine TCK’NİN 256’ncı maddesine göre zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçu işlenmiştir.

NORMALLEŞME SEÇİM YENİLGİSİNİN ÜRÜNÜ

Gözaltına alınması gerekenler, 1 Mayıs’a katılanlar değil, 1 Mayıs’a katılanların anayasal hak ve hürriyetlerini gasp edenlerdir. Siyasette yumuşama dönemi başlamıştır diyen Erdoğan’ın devam eden, tahammülsüz ve baskıcı tutumundan anlıyoruz ki, söylemleriyle yaptıkları örtüşmüyor. Anlıyoruz ki sözde yumuşama ve normalleşme süreci söylemleri, Erdoğan için seçim yenilgisi sonrası sığınmak istediği bir kaçış limanıymış.

BASKI POLİTİKALARIYLA MI NORMALLEŞECEĞİZ?

Bu nasıl normalleşme? Tasarruf paketi adı altında işçinin, memurun hakkını gasp etmeyi mi normalleştireceksiniz? Sıka sıka emekçinin memurun nefesini kesen, kemerde sıkacak delik bırakmayan, emekçiyi daha da yoksullaştıran politikalarınızı mı normalleştireceksiniz? Yetmez deyip bir de üstüne, hak arayışlarını haykırdıkları meydanlarda, emekçiyi karga tulumba gözaltına alarak, biber gazı sıkarak, yerlerde sürüyerek neyi normalleştireceksiniz?

1 Mayıslar, iktidarların anayasal özgürlüklere bakış açısını gözler önüne seren turnusol kağıtlarıdır. 1 Mayıslar hükümetlerin samimiyet testleridir. AKP’nin “siyaseten normalleşme süreci başladı söylemleri seçim yenilgisinin doğurduğu söylemlerdir. Ne gerçekliği vardır ne de samimiyeti.’’

TUTUKLULAR SERBEST BIRAKILSIN

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) sosyal medyadan yaptığı açıklama ile asıl suçluların Taksim’i yasaklayanlar olduğu vurgulandı. Açıklamada, “1 Mayıs günü Anayasa'yı ihlal ederek işçilerin Taksim'e çıkmasını engelleyenler suç işlemeye devam ediyor. Gözaltına alınanlar da dâhil olmak üzere Anayasal hakkını kullanarak 1 Mayıs'ta Taksim'de olmak isteyen herkes derhal serbest bırakılmalıdır” denildi.

Ev baskınları ve gözaltılara ilişkin SOL Parti'den yapılan açıklamada ise şu ifadeler kullanıldı:

"İstanbul'da aralarında parti üyelerimizin de olduğu pek çok kişi bugün de ev baskınlarıyla gözaltına alındı. 1 Mayıs Taksim tutuklama ve gözaltılarıyla muhalefeti asla teslim alamazlar. Gözaltılara son. Tutuklular serbest bırakılsın"

Türkiye İşçi Partisi tarafından sosyal medyadan yapılan paylaşım ise şöyle: "1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek isteyen 2 parti üyemiz ve çok sayıda yoldaşımız sabah ev baskınlarıyla gözaltına alındı. Taksim meydanını kazanacağız, arkadaşlarımızı geri alacağız!"

Devrimci Gençlik Dernekleri ‘‘İstanbul’da bu sabah saatlerinde birçok eve baskın yapılarak devrimciler gözaltına alınıyor. Şu ana kadar 1 yoldaşımızın evinin kapısının kırılarak basıldığı haberini aldık’’ açıklamasını yaptı.

Öte yandan İstanbul Şişli'de bulunan haber sitesi Sendika.Org'un bürosu sabahın erken saatlerinde polis tarafından basıldı. Polislerin geldiği sırada büroda kimse olmasa da bürodaki kitaplıkların dağıtıldığı, dolapların karıştırıldığı ve kapı kilidinin değiştirildiği görüldü.

Polis baskını, İstanbul’da 1 Mayıs’a katılanlara yönelik ev baskınlarıyla aynı saatlerde gerçekleştiği açıklandı.

GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri de yaşanan gözaltı ve tutuklamaları protesto etti. Okulda yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bu 1 Mayıs’ta, meydanlar halka kapatılamaz diyerek Taksim ısrarından vazgeçmeyen 6’sı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi 50 arkadaşımız tutuklandı. Arkadaşlarımızın dosyasında gerekçe olarak “direnme suçu” işledikleri yazıyor. Burada asıl suç Saray’ın AYM kararına rağmen Taksimi’i yasaklaması, meydana giden yollara barikat çekmesidir. Asıl suçlular barikatın arkasında arkadaşlarımıza plastik mermi ve biber gazıyla saldıranlardır. Bizler, 1 Mayıs’ta Taksim’e milyonları mahkûm etmek istedikleri geleceksizlik için yürüdük. Haklarımızı AYM kararına rağmen çiğneyenler, Taksim’e yürümek isteyen arkadaşlarımızı hedef gösterenler geri adım atmayacağımızı da bilsinler. Bizim mücadelemiz de Taksim direnişimiz de meşrudur. Asıl hukuksuzluk asıl zorbalık yürüyüş hakkımızın polis tarafından engellenmesi, evlerimizin basılması, arkadaşlarımızın keyfi şekilde tutuklanmasıdır.”