Her gün en az 5 işçi çalışırken ölüyor!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayımladığı rapora göre, 2018 yılında en az bin 923 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Buna göre her gün ortalama 5 işçi, çalışırken yaşamını yitirdi. Raporda, meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen 10 iş cinayeti yer aldı. 6 çiftçi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, 1 kot kumlama işçisi silikozis, 1 maden işçisi […]
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayımladığı rapora göre, 2018 yılında en az bin 923 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Buna göre her gün ortalama 5 işçi, çalışırken yaşamını yitirdi.
Raporda, meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen 10 iş cinayeti yer aldı. 6 çiftçi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, 1 kot kumlama işçisi silikozis, 1 maden işçisi silikozis, 1 inşaat işçisi sıtma ve 1 tarım işçisi kuduz nedeniyle can verdi. Rapora göre, yalnızca 10 ölümün tespit edilebilmesi Türkiye’de meslek hastalıklarının görünmez kılındığının bir kanıtı; çünkü Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, meslek hastalığı sonucu ölümlerin sayısı iş kazası sonucu ölümlerin altı katı.
En çok ölüm temmuzda oldu
Raporda yer alan veriler özetle şöyle:
- Ocak ayında en az 144, şubatta 128, martta 130, nisanda 189, mayısta 169, haziranda 151, temmuzda 201, ağustosta 185, eylülde 167, ekimde 179, kasımda 155, aralık ayında ise en az 126 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
- Bu işçilerin bin 573’ü ücretli (işçi ve memur), 350’si ise kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluştu. Buna göre ölenlerin yüzde 82’si ücretli çalışandı.
Tarım birinci sırada
- 2018 yılın en çok ölüm tarım-orman işkolunda yaşandı. Bu işkolunda çalışan 268 çiftçi ve 189 işçi hayatını kaybetti. Tarımı, 438 işçi ölümüyle inşaat-yol işkolu izledi.
- Taşımacılık işkolunda 233, ticaret-büro-eğitim-sinema işkolunda 118, metalde 114, belediye-genel işlerde 88, madencilikte 66, enerji işkolunda ise 63 işçi yaşamını yitirdi.
408 işçi yollarda can verdi
- İş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımında ilk sırayı 408 ölümle trafik-servis kazaları aldı. Bunu 379 ölümle ezilme-göçük, 325 ölümle yüksekten düşme izledi. 200 işçi kalp krizi ve beyin kanaması, 113 işçi elektrik çarpması, 112 işçi şiddet, 82 işçi zehirlenme-boğulma, 73 işçi intihar, 50 işçi patlama-yanma nedeniyle yaşamını yitirdi.
119’u kadın, 67’si çocuk
- 2018 yılında hayatını kaybeden işçilerin 119’u kadın, bin 804’ü erkek işçiydi.
- 67 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Bu çocukların 23’ü henüz 15 yaşında bile değildi.
- Emeklilik çağında olan çok sayıda işçi çalışırken can verdi. 51-64 yaş arası 371 işçi, 65 yaş ve üstü 98 işçi öldü.
- 110 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Bu işçilerin 48’i Suriyeli, 28’i Afganistanlı, 5’i Azerbaycanlıydı.
Sadece yüzde 2’si sendikalı
- İş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin yalnızca 48’i, yani yüzde 2,49’u sendikalıydı. Bin 875 işçi ise (yüzde 97,51) herhangi bir sendikaya üye değildi.
- 2018 yılında en çok iş cinayeti 226 ölüm ile İstanbul’da yaşandı. İstanbul’u 81 ölümle Kocaeli, 70 ölümle Manisa, 69 ölümle Bursa, 68 ölümle Antalya, 66 ölümle İzmir, 56’şar ölümle Ankara ve Aydın izledi.
ACİL TALEPLER
- İSİG Meclisi’nin raporunda iş cinayetlerinin önlenmesi için yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
- Ölen işçilerin yüzde 98’i sendikasız. Sendikal örgütlenme üzerindeki baskılara ve grev yasaklarına son verilmeli.
- Özelde veya kamuda tüm taşeronlaştırma ve kiralık işçilik uygulamalarına son verilmeli.
- Meslek hastalıklarının gizlenmesinden vazgeçilmeli.
- İş Teftiş Kurulu’nun, yönetiminde emek örgütlerinin ağırlıkta olduğu bağımsız bir üst kurul haline gelmesi sağlanmalı.
- Asgari ücret insanca yaşanabilir bir seviyeye yükseltilmeli, işten atmalara son verilmeli, işsizlik önlenmeli.
- İşçi servisleri uygun araçlardan oluşmalı, işçilere kalacak lojman sağlanmalı, gıda zehirlenmeleri önlenmeli.
- 4+4+4 eğitim sistemine son verilmeli ve çocuk işçiliği yasaklanmalı.
- Kadını temel alan bir işçi sağlığı anlayışı tanımlanmalı.
- Mülteci/göçmen işçilerin çalışma, sağlık, barınma, ücret vb güvenceleri sağlanmalı. Türkiye işçilerle mülteci/göçmen işçileri karşı karşıya getiren ücret ve çalışma politikalarından vazgeçilmeli.