Her köşesi gizem dolu dizi

Hiç beklenmedik bir anda iyi yapımlarla karşılaşmaya bayılıyorum. Hiçbir beklenti yok, öncesinden sosyal medyada tek bir sözü bile geçmemiş ve ön gösterim seçenekleri içerisinde öylece bekliyor. Bu sefer beni yakalayan şey dizinin posteri oldu. Uzun zamandır gördüğüm en başarılı poster bu olabilir. Poster demişken soluksuz bir şekilde özellikle benim jenerasyonun beklediği The Matrix Resurrections posteri yayımlandı; açıkçası Ibiza’da DJ performansı posterinden öteye geçememiş olmasına oldukça şaşırdım.

HARİKA PİLOT BÖLÜM

Ansızın iyi bir yapımla karşılaşınca onun popülerleşmesini beklemeden hemen yazayım, sizler de izleyin istiyorum. Neyse ki bu yapım Türkiye’de bu hafta içi BeinConnects’te dünya ile eşzamanlıya yakın yayımlanmaya başladı. Haftalık olarak yayımlanacak bu dizinin adı YellowJackets. Dizi 25 yıl aralığı olan iki zaman diliminde ilerliyor. Uçak kazasından kurtulan bir grup kız futbol takımı öğrencisi, Ontario vahşi doğasında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bugünde geçen dilimde ise bu kazadan kurtulmuş olanları, topluma adapte olmuş halleri ile izliyoruz. Normalde hikâye anlatımını bu kadar sık git gel flashbacklere adayan yapımları pek sevmesem de Yellowjackets için bunun ne kadar gerekli olduğunu anladım. İnanılmaz derecede merak uyandıran pilot bölümü var bu dizinin. Kazadan sonra iki yıl boyunca vahşi doğada bu insanların neler yaşadıklarının her detayını öğrenmek istiyorum.

GERÇEKTE NE OLDU

Gençlerin ilişkilerindeki öfke, sürtüşmeler, gruplaşmalarını kaza öncesinde izlerken, bu ilişkilerin kaza sonrasında karlı ve vahşi doğada neye dönüşeceğini merak ediyorum. Pilot bölümde gösterdikleri kadarıyla yamyamlık, avlanma ve dini ritüel benzeri gizemli Şamanist benzeri bir topluluğa dönüşmüş olduklarını da görüyoruz bu genç kızların. Günümüzde geçen kısımlarda, bu kazazedelerin, orta yaş kadınları olarak topluma adapte olmalarının altında tuhaf bir yapaylık seziyoruz. Sezdiğimiz şeylerin başında bu insanların “normal” hayatlarını korumak için vahşi doğada "gerçekte" ne olduğunu gizli tutan kadınlar olduklarını anlıyoruz. Gördüğünüz gibi dizinin hikayesinin her köşesi merak ve gizem dolu. Oyuncu kadrosu fazlasıyla geniş, karakterlerin hem genç kızlık hallerini hem de orta yaş hallerini oynayanları düşününce tahmin edebilirsiniz. Karakterler aşağı yukarı kendini gösterdi diyebilirim. Pek çok izleyicinin kendini daha yakın hissedeceği, nefret edeceği karakterler de olabilecek gibi bir ayarlama da söz konusu. Benim ilgi duyduğum karakter genç Natalie (Sophie Thatcher) ve yetişkin Natalie (Juliette Lewis) oldu diyebilirim.

KUTSAL KÂSE’NİN PEŞİNDE

Televizyonun Kutsal Kâse’si hâlâ Lost dizisi. On yıllardır herkes bu kasenin peşinde. Çok sayıda deneme oldu ama fiyasko ile sonuçlandı. Peki Lost nasıl başlamıştı? ABC kanal başkanı Lloyd Braun’un 2004 yılında bir ön metin yazımı için konsept siparişi vermesiyle başlamıştı. Braun’un sipariş konseptinin içerisinde olmasını istediği şeyler şunlardı; edebiyattan William Golding’in Sineklerin Tanrısı, sinemadan Yeni Hayat (Cast Away), reality şovlardan Survivor. Sadece bu çizelge ile Yellowjackets’e baktığımızda bile dizinin böyle bir iddiası olduğunu görebiliriz. Hikâyesinin kaza öncesi zaman diliminde Slavoj Žižek’in süper ego, ego ve id kötülüğü olarak sınıflandırdığı kötülük tiplerinden yola çıkılmış gibi durmakta. Kaza sırasında çaresizlik, umutsuzluk, benlik yitimi, insanlıktan uzaklaşma gibi durumların olay örgüsüne dâhil olduğunu gördüğümüzden, George Orwell’in Hayvan Çiftligi ve Willim Golding’in Sineklerin Tanrısı romanlarındaki gibi karakterlerin politik fayda sağlama eylemlerinin ekleneceğinden emin olabiliriz. Sistem yöneticisinin varlığı mı yoksa spiritüel kahraman varlığı mı henüz bilmesek de kazazede topluluğunda, altındakileri mutlak kontrol altında tutmayı başaran en azından hedefleyen bir kişi veya grup olacağı da aşikâr gibi durmakta. Hedef kitlesi de hem gençler hem yetişkinler olduğunu da düşünürsek, dizinin sessizce hayatımıza girmesinin stratejik bir yanı olduğundan şüphelenmekte haksız sayılmayız. Hal böyle olunca Yellowjackets yeni Lost olabilir mi göreceğiz. Lost için ne demişlerdi “Bir kere kayboldunuz mu, asla eskisi gibi olamazsınız.”