Karaada’nın sağından sol bacağıma kadar uzanan yakamoza dalıp gidiyorum. Kafamda bir cümbüş imgeler. Ortamın sessizliğine inat çarşı yeri gibi kafamın içi

Karaada’nın sağından sol bacağıma kadar uzanan yakamoza dalıp gidiyorum. Kafamda bir cümbüş imgeler. Ortamın sessizliğine inat çarşı yeri gibi kafamın içi.
“Dikkat et merhamet el verdi şiddete” diyen bir Ceza şarkısı söylemekte cırcır böcekleri.. Gündeme cuk oturan bir şarkı tarzı sevmesem de dinliyorum.
Uzaktan ince bir balıkçı teknesi çizerek geçiyor yakamozu. Deniz hemen dikiyor yakamozdaki yırtığı. İşte yine pırıl pırıl deniz.

Bu akşam ayı çingene Bayram kalaylamış besbelli. Öylesine parlak ve kusursuz. Kalaydan gıdım çalmamış Bayram helal olsun!..
Benden çalmıyorum, bir güzel kalaylıyorum bu asude gecede çocuk katillerini.
Gelmişlerini, geçmişlerini.. Kuzularını, davudi koyunlarını.. paralellerini, yamuklarını.. Bir cümle ak trollerini..

Kalaylıyorum, kalaylıyorum sonuç hep aynı. Bir türlü parlamıyor memleketimin kara bahtı. Olduğu yerde durup duruyor, tahtı Osmanlı hayranı sırıtık suratları…
“Her şey, çocuklara daha mutlu bir dünya bırakabilmek içindi” demiş Che Guevara..
Her şey, yaşatmak ve mutlu kılmak için; şiarımız bu işte. Çürümüş yumurta kokan iktidarınızda ölüp ölüp giderken çocuklar, yaşatmak inancımızı asla körleyemeyeceksiniz. Asla..