Her şey serbest müzik hâlâ kısıtlı

Işıl ÇALIŞKAN

Şafak Ongan’ı yıllardır müzik dünyasından tanıyoruz. 2003 yılında kurduğu ve isim babalığını üstlendiği Dream TV Genel Yayın Yönetmenliği ile 3 yıldır sürdürdüğü Radyo D ve CNN Türk Radyo’nun Yayın Yönetmenliği görevlerinden 2019 yılının ilk aylarında ayrıldı. Onu daha sonra bir aylık ömrü olan ‘Olay TV’ ile birlikte andık. O günden sonra “İçinde bulunduğumuz ortamda istediğimiz gibi televizyonculuk & radyoculuk yapma şansının olmadığını farkederek kendi işini kurdu.

Elbette yine müzik… SO Müzik…

Bir albümün arkasında, TV kanadında, yapım kanadında, müzisyen tarafında işler nasıl yürüyor?
Her şeyin başlangıcı önce müzisyen. Müzisyen kısmında eskiye göre işler daha hızlı yürüyor. Teknolojinin gelişmesiyle evde kayıt imkânlarını artması, daha ucuz maliyetler olması müzisyenlerin işini biraz daha kolaylaştırdı. Ama bütün bunlardan önce şarkcının yaratıcı olması lazım. Önce şarkı iyi olacak sonra hepsi peşinden sürüklenir. TV kısmında işler biraz daha başka. Ancak müzik kanalı açısından konuşabilirim. Eskiden daha önemliydi tabii. Youtube popülerleştikten sonra müzik kanalları eskisi kadar izlenemiyor maalesef. Yapım kısmıysa en önemli kısmı. Doğru şarkıyı bulmak, iyi bir ekip kurmak, şarkıya son halini vermek ve pazarlamak da işin yapımıcılık kısmını oluşturuyor.

Müzik şirketi kurmaya nasıl karar verdiniz? SO Müzik belli bir müzik tarzını mı temsil edecek? Neler yapmayı hedefliyorsunuz?
Hatırlarsınız geçen sene tam bu zamanlar TV medyasında büyük bir ‘Olay TV’ hareketi başlamıştı. Bağımsız medya adına çok ümitliydik ve ben de Olay TV’nin programlar ve radyo müdürüydüm. Sonrası malum bir aylık yayının ardından kapatıldık. İçinde bulunduğumuz ortamda istediğimiz gibi televizyonculuk & radyoculuk yapma şansımın olmadığını farkettim ve en iyi bildiğim diğer işe ağırlık vermeye karar verdim; ‘SO Müzik’in kuruluş çalışmalarına başladım. SO Müzik alternatif olan her tarzı temsil edebilir. Tabii içeriğin, hayat görüşümüzle ters düşmeyecek nitelikte olmasına dikkat edeceğiz. Güzel şarkılar ve şarkıcılar yayınlayıp sektöre ve geleceğe iz birakmak en büyük amacım.

Bağımsız müzik yapmak zor mu?
Eskiden daha zordu. Stüdyo imkânları, video klip, pazarlama ve tanıtım şansları bağımsızlarda çok az oluyordu. Çok az müzisyen içlerinden sıyrılıp kendini geniş kitlelere tanıtabiliyordu. Şimdi az önce de dediğim gibi bütün bu işleri daha pratik ve kolay yapıyorsun. Yeter ki şarkın beğenilsin.

Müzik sektöründe devlet desteği var mı?
Desteği geçtim köstek var. Yaşanan tüm sıkıntılı toplumsal olaylarda önce müzik susturuluyor. Nerdeyse 1,5 yıldır pandemi devam ediyor. Her şey nerdeyse serbest bir tek müzik hâlâ kısıtlı.

İyi müziği ortaya çıkarabilmek için popüler çarkın parçası olmak şart mı?
İyi müzikle popülerlik her zaman paralel gitmiyor. Popüler müzik ortaya çıkarabilmek için evet popüler çarkın bir parçası olmak gerekiyor. Ama iyi olup da sektörde en çok talep gören işleri yapmadan da gayet başarılı olunabiliyor.

Birçok büyük festivalin içinde bulundunuz? Böyle festivaller Türkiye’de tekrar yapılabilecek mi, ne düşünüyorsunuz?
Eskiden yapılanlar gibi konaklamalı 4 gün süren ve dünyadan önemli isimlerin de olduğu festivaller kısa dönemde imkânsız. Çünkü ülke ekonomisi buna izin vermez. Maliyetler çok yüksek. Hiçbir şekilde bilet satarak işin ekonomisi dönmez. Eskiden sponsor bütçeleriyle biraz kendini kurtarıyordu ama artık onlar da kalmadı. Festivali geçtim dünyaca ünlü büyük grupların tek konsere gelme ihtimalleri de imkânsıza yakın. Bizim jenerasyonun beklentisi Coldplay ve Radiohead’i Türkiye’de görmemiz imkânsız. Belki yakın bir coğrafyaya gelir de gideriz. Bizim yerli şarkıcılarımızla, günlük festivallerle idare edeceğiz sanırım bir süre ama onlar da en az yabancı gruplar kadar iyiler.