Instagram, normal şartlarda orijinal değeri 4500 TL olması gereken ayakkabıları 450 TL’ye kapış kapış satabildikleri şahane bir platforma dönüştü. Bu konudaki görüşlerimi yazmaya devam edeceğim. Düzeltemezsek işimiz zor.

Her şey tadında güzel

Instagram son dönemde tüm araştırmalarda insanların alışverişlerinde en etkili sosyal medya paylaşım platformu olarak çıkıyor. Peki çok masum bir paylaşım platformu olarak bu işe başlayan ve Facebook’a satışıyla birlikte dev bir reklam panosuna dönüşen Instagram’ın kalıcı bir paylaşım platformu olması mümkün mü?

Kalıcı olarak ilerlediği söylenebilir. En azından veriler şimdilik çok iyi durumda olduğunu gösteriyor diyebiliriz. Video teknoloji şirketi VidMob’un 1000 kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre Instagram kullanan 16-45 yaş arasındaki ankete katılanların üçte birinden fazlasının doğrudan platformdan bir şey satın aldığını gösterdi. Siz kendinize aynı soruyu sorun, ben bu yazının yayımlanmasıyla birlikte Twitter hesabımdan bir anket düzenleyerek kendim bir araştırma yapacağım. 1000 kişiden fazla bir katılım olacaktır. Sonuçları merakla bekliyorum.

Influencer’ları kullanmak

Türkiye’de maalesef influencer diye tabir edilen yön verenler doğru şekilde ya kullanılamıyor ya da yanlış yönetiliyor. İşini çok profesyonelce yapanlar elbet var ancak “gel vatandaş geeel” tadında yapanların sayısı da hiç az değil. Bu işin güzel sonuçlanabilmesi için etik ve itibarı önemsemek uzun vadede herkese kazanç getirecektir. Benim görüşüm Instagram’ın Türkiye özelinde balona dönüşmüş bir etkileşim durumu olduğunu ve etkisini yavaş yavaş yitirmeye başladığını söyleyebilirim. Bizim kullanıcılarımız Instagram’da ağırlıklı olarak eş dost ne yapmış, komik videolar ekseninde kullanıyor. Elimde bununla ilgili bir araştırma henüz yok ama kendi araştırmalarım bu yönde bir eğilim olduğu şeklinde. Satış odaklı sitelerde de ağırlıklı olarak yasal boşlukları mükemmel kullanan dolandırıcılar türedi. Uydudan yayın yapan bal, cinsel güç arttıran satıcılar evrilerek son model 3 çift ayakkabıyı 450TL’ye satmaya başladılar. Normal şartlarda orjinal değeri 4500 TL olması gereken ayakkabıları 450 TL’ye kapış kapış satabildikleri şahane bir platforma dönüştü. Yakın çevremde bu tuzağa düşen insanlar olduğunu gördüm. Sistemi kötüye kullananlar, bu işi profesyonel ve düzgün yapanların önünü kesmekten, güveni kırmaktan öteye gitmiyor ve hem tüketiciye hem iyi satıcılara büyük zararlar vermekte. Kargo şirketleri haklı olarak sorumluluk almıyor. Onların çakallıkları ürünü kabul etmeyen ve iade olan ve aynı kaynaktan sürekli kargo çıkartan bu firmaları fark etmelerine rağmen kazanacakları üç beş lira için sürekli şikayet aldıkları bu dolandırıcıları şikayet etmemeleri. Sahte ürün satıcılarının yasal olarak ağır bir şekilde cezalandırılması bu sistemi düzeltecektir. Ne hikmetse bu konuda da yaslarımız her zamanki gibi yetersiz ve caydırıcı değil.

Kurumların profesyonelce bu işe eğilmesi, mücadele etmesi şart. Gözlemlerim, Instagram’da bu sahte satıcıların ağırlıklı olarak belli bir kesimin ilgisini çekecek güzel kadınları kullanmaları, ucuz fiyatların altını çizmeleri ve en basit numarayla reklamlarını görenleri kandırmaları çok üzücü. En basit numaraları paylaşımlarında kullandıkları görsellerin orjinal ürünler olması! En büyük sorumluluk bu ürünleri alanlarda. Bir enayilik olmasa 150 TL’ye 1500 TL’lik bir ayakkabı almak mümkün mü? Değil tabi ki. İşte bu ürünleri bu şekilde aldığınız sürece sistemi beslemiş oluyorsunuz. Bu sistemi profesyoneller de istemeden besliyor. Nasıl mı? Instagram öyle ulaşılabilir öyle tahrik edici bir durumda konumlanmış ki, insanlar orada gördüğü pahalı kıyafetleri, ayakkabıları, çantaları, makyaj malzemelerini, parfümleri, saatleri bütçesinden kaynaklı sebeplerle haliyle alamıyor. Bir talep oluşuyor ama boşa çıkmış bir enerji gibi kalıyor. İşte dolandırıcılığın merkez kaynağı bu talep oluyor. Onlara istediklerini vermeyi vaat ettiğiniz anda satışı gerçekleştiriyorsunuz.

Ne yapmalı?

Bir kere manasız marka manyaklığını önce çocukluk çağından itibaren öğretmeye başlamalıyız. Ben 46 yaşındayım. Bizim aşırı pahalı ve lüks eşyalarımızın olması ve bunların sürekli sergilememiz gibi bir durum mümkün olmazdı, ayıptı. Bize bu şekilde öğretilmişti. Kesinlikle doğru! Görgüsüzlük maalesef şu zamanda prim yapar oldu. Bizim için ayıp kavramı yeni nesil için aşağılık bir durum gibi görülmesi sağlandı. Hızlandırılmış dijital hayatla da bu çok çabuk yayıldı ve ölümcül bir hastalık gibi gençleri, çocukları ve bazı yaşı geçmiş içinde marka açlığı olanları esir aldı. Normal giyindiğinde aşağılandıkları, saçma sapan ortamlar oluşmaya başladı. Özellikle gençler bu ortamlardan maalesef çok olumsuz etkilenmeye, sahte de olsa almak, bir şekilde sahte görünmek için çaba içerisinde olmalarına neden oldu. Bu konudaki görüşlerimi yazmaya devam edeceğim. Düzeltemezsek işimiz zor.

Kısaca bu hafta vizyona giren bir filmden de bahsederek yazımı toparlayayım. Neden bir filmi yazmak istedim çünkü kullanılan yüksek teknoloji sayesinde bambaşka bir sinema deneyimi izleyeceksiniz. 3D+ ile izleyebileceğiniz ilk film: İkizler Projesi

Ang Lee’nin yönettiği, Will Smith, Mary Elizabeth Winstead ve Clive Owen’ın başrolde oynadığı “Gemini Man” ya da “İkizler Projesi”, saniyede 120 kare hızı ve 4K çözünürlükte çekilen ilk film oldu.

İkizler Projesi, yenilikçi bir aksiyon filmi ve Will Smith, bir anda her hareketini önceden tahmin edebilen, gizemli, genç bir ajan tarafından hedef alınıp takip edilen seçkin suikastçı Henry Brogan’ı canlandırıyor. 3D+ HFR teknolojisi ile çekilen filmde Smith’i hem 51 yaşında bir suikastçıyı hem de 23 yaşında, onu öldürmeye çalışan bir suikastçı rolünde izliyoruz.

3D+, geleneksel film kare hızının iki katından fazla olan, saniyede 60 kare hıza sahip yeni nesil bir dijital format. İzleyicilere daha da derinleştirilmiş ve gerçeğe yakın bir 3 boyut deneyimi sunuyor. Saniyede 120 Kare çekilen görüntülerden türetilmiş ve her bir saniyede perdeye yansıtılan 60 Kare 3 boyut görüntüsü ile, görüntüleri insan gözünün daha önce hiç tecrübe etmediği derecede yakınlaştırarak izleyiciyi aksiyonun tam merkezine yerleştiriyor.

ŞEHİRİÇİ UÇAKLA SEYAHAT PROJESİ

Porsche ve uçak üreticisi Boeing, şehirlerde hava hareketliliği için uçak geliştirme projelerinde işbirliğine yönelik anlaşma imzaladı. Porsche ve Boeing şehirlerdeki hava hareketliliği konusunda ortak çalışma yapmak ve şehir trafiğinin hava sahasına yayılımı konusunda beraber çalışmak için anlaşma imzaladı.

Anlaşmaya göre şirketler, hava trafiğinin çeşitli yönlerini ele almak için uluslararası bir ekip oluşturacak. Açıklamada, Boeing, Porsche ve Boeing’in bir yan kuruluşu olan Aurora Flight Sciences'ın, elektrikli dikey kalkış ve iniş kabiliyetine sahip bir hava aracı için konsept geliştirdiklerine işaret edilerek, mühendislerin yakında hava aracının prototipini test edeceklerine yer verildi. Ayrıca açıklamada, Porsche'nin yaptığı araştırmaya göre, söz konusu şehir hava hareketliliği pazarının 2025'ten sonra önemli ölçüde artacağına vurgu yapılarak, trafiğin geleneksel karasal ulaşım araçlarıyla yapılan yolculuktan daha verimli, daha hızlı ve daha düşük maliyetle olacağını gösterdiği belirtildi.

CİNAYET ETİKETLİ SD KART CİNAYETİ AYDINLATTI

ABD’nin Alaska eyaletindeki sokakta bulunan SD kart, bir cinayeti aydınlattı. SD kartın içinde cinayetle ilgili fotoğraflar yer alıyordu. Anchorage şehrindeki bir sokakta bulunan micro SD kart, ‘Homicide at midtown Marriott (Midtown Marriott’taki cinayet)’ olarak adlandırılmıştı. Bulunan SD kart sayesinde birinci derece cinayetin sorumlusu ortaya çıktı. Karttan 39 fotoğraf ve 12 video çıktı. Bu görüntüler, saldırgan tarafından defalarca darp edilen bir kadının cinayetini gösteriyordu. Karttaki diğer resimler ise kadının siyah kasalı bir kamyonette yüz üstü yatmış halini içeriyordu. Yetkililer, videoda gösterilen kadının, 2 Ekim’de Anchorage’ın güneydoğusunda ölü halde bulunan kadınla aynı olduğunu tespit etti. Polisler, Brian Steven Smith’in kadına şiddet uyguladığı ve öldürdüğü anı kayıt altına aldığını düşünüyor.

BAĞIMLILIĞIN GERÇEK SEBEBİ

Neden telefonunuzu kullanamamanın zor olduğunu düşündünüz mü? Cevap, bağımlı olduğunuzdur. Ancak gerçek bundan farklı. Virginia Üniversitesi’nden araştırmacılar, insanların telefonları uzun süre kullanmalarının nedeninin sadece bağımlılıkla açıklanamayacağını savunarak, insanların düşüncelerinden kaçmak için de akıllı telefonları kullandığını belirledi. Sosyal psikolog Timothy Wilson ve ekibi, ‘düşüncelerden kaçınma’ hipotezini araştırmak için insanların içinde dikkat dağıtıcı bir nesne olmayan bir odada oturmasını sağladı. Daha sonra bu insanlar, içinde dikkat dağıtıcı akıllı telefon, kalem ya da kağıt gibi nesnelerin olmadığı bir odada 15 dakika, sadece düşünceleriyle kaldılar. Süre sonunda deneye katılanlar, odada geçirdikleri zamanı sıkıcı ve zevksiz buldular. Araştırmacılar, deneyi farklı bir şekilde tekrarladı. İkinci deneyde odaya bir şok cihazı bırakıldı. Bu odada 15 dakika zaman geçiren kadınların yüzde 27’si, erkeklerin ise yüzde 67’si düşünceleriyle baş başa kalmayı o kadar dayanılmaz buldu ki şok cihazıyla kendilerine şok verdi. Hatta katılımcılardan biri 15 dakikada kendisine 190 kere şok verdi. Bu çalışmanın rahatsız edici sonucu, çoğumuz için, kendi aklımızla yalnız kalmaktansa kendimize zarar vermeyi tercih etmemiz. Buna göre insanlar, akıllı cihazlara sadece bağımlı değil, bunları kendi düşüncelerinden kaçınmak için de kullanıyor.

'YANLIŞLIKLA' BİLGİ PAYLAŞMIŞ

TwItter, telefon numarası ve e-posta adresi gibi kullanıcı verilerini reklam şirketleriyle paylaştığını açıkladı. Reklamları uyarlamak için kullanıcıların kişisel verilerini kullandığı için özür dileyen şirket, 17 Eylül itibariyle konuyu ele aldığını doğruladı. Twitter, "Güvenlik amaçlı bir e-posta adresi veya telefon numarası verdiğinizde (örneğin iki faktörlü kimlik doğrulaması) bu verilerin yanlışlıkla reklam amaçlı kullanılmış olabileceğini keşfettik. Bundan kaç kişinin etkilendiğini söyleyemeyiz, ancak herkesin farkında olmasını istedik. Hiçbir kişisel veri ortaklarımızla veya diğer üçüncü şahıslarla harici paylaşılmadı. 17 Eylül itibariyle, bunun gerçekleşmesine izin veren ve artık reklamcılık için güvenlik veya güvenlik amacıyla toplanan telefon numaralarını veya e-posta adreslerini kullanmayan sorunu ele aldık" dedi.

ASTRONOTLAR İLK KEZ ET ÜRETTİLER

İsrailli gıda teknolojisi şirketi Aleph Farms, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) üç boyutlu yazıcıyla küçük boyutta et üretmeyi başardı. Şirket, 2018’de yine üç boyutlu yazıcı kullanarak etin dokusu ve yapısını taklit eden hücre kültürlü bir et parçası üretmişti. Astronotlar, Rus firması 3D Bioprinting Solutions tarafından Dünya’dan gönderilen büyükbaş hayvan hücrelerini kas dokusuna dönüştürmek için koaksiyel bir doku kullandılar. Başka bir deyişle, astronotlar, mikro yerçekiminde ilk defa et üretmeyi başardı. Deney son derece kötü koşullarda sistemin çalışabileceğini kanıtladı. Aleph Farısın CEO’su Didier Toubia, “İşlenmiş etin her zaman, her yerde, her koşulda üretilebileceğini kanıtlıyoruz. İhtiyacı olan nüfusa tam ve doğru zamanda gıda üretmek için potansiyel olarak güçlü bir çözüm sağlayabiliriz” dedi.

PLAYSTATION 5 2020 SONUNDA

Sony, PlayStation 5 2020'nin sonunda satışa çıkacak. Yeni DualShock oyun kontrolöründe dokunmatik ekran ve butonlar var. Yeni kontrolcü 'haptic feedback' ile çok daha iyi geri bildirimler sunacak. Bu sayede dokunma süresi ve şiddetine göre farklı tepkiler alınabilecek. Bu sistem, oyuncuların yarışta duvara çarptığında veya bir futbol maçında ikili mücadeleye girdiğinde, yaşadığı 'titreme' deneyimini gerçekçi şekilde sunacak. Rallilerde de aracın sürüldüğü zemine göre oyun koluyla farklı tepkiler alınabilecek. Ayrıca kontrolcüdeki R2 ve L2 gibi tetik tuşları adaptif olacak. Oyun geliştiricileri tetik tuşlarının dirençlerini farklı seviyelerde düzenleyebilecek. Oyunda bir ok atarken, yay gerildikçe L2 tuşuna uygulanması gereken güç artarken, oku bıraktığınızda tuşun gösterdiği direnç azalabilecek.