2020 yılı, “Yapılacak mı? Yapılmayacak mı?” endişesi çektiğimiz festivallerin gerçekleştirilmesine sevinmekle geçti. Antalya da bunlardan biri. Altın Portakalcılar açık hava gösterimlerinde her seans için “yılın insanı” sağlık görevlilerine 50’şer davetiye ayırmış, kutlarız. Koronavirüse karşı önlemler de titizlikle uygulanıyor.

Her şeye rağmen

57. Antalya Altın Portakal Film Festivali, iki yıl aranın ardından Antalya’ya geri dönmüştü. 3 Ekim’de başlayan festival 10 Ekim’e kadar devam edecek. Bu arada, 39. Uluslararası İstanbul Film Festivali ile Film Ekimi de 9 Ekim’de başlıyor. Gerçi 20 Ekim’e kadar sürecek festivalde Kadıköy ve Nişantaşı City’s sinemalarında gösterim yapılacak. Ancak Uluslararası Yarışma sadece çevrimiçi. Film Ekimi de Festival’in “Galalar” bölümünü bir seferliğine devralıyor.

2020 yılı, “Yapılacak mı? Yapılmayacak mı?” endişesi çektiğimiz festivallerin gerçekleştirilmesine sevinmekle geçti. Antalya da bunlardan biri. Pandemi tehdidi yetmezmiş gibi, halen Akdeniz Üniversitesi’nde yoğun bakım ünitesinde koronavirüs tedavisi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de hastalığa yakalandı. 57. Altın Portakal’da Başkanı, Festival İdari Direktörü Cansel Turan temsil ediyor. Festivalin Direktörü ise, geçen yıl olduğu gibi, festival işlerinde tecrübe sahibi Dr. Ahmet Boyacıoğlu. Şu işe bakın ki, Ulusal Jüri başkanı da bir başka doktor: Kısa süre önce Adana Altın Koza’da kendi kitabından sinemaya uyarladığı “Nasipse Adayız” ile En İyi Film ödülü alan Ercan Kesal.


Aslında Antalya’da dört ayrı jüri var: “Ulusal” yarışmalarda 12 uzun metrajlı, 12 kısa ve 10 belgesel yarışıyor. Bir de “Uluslararası” yarışma… Hepsinin jürileri ayrı. Senarist, oyuncu, yönetmen ve yazar Kesal başkanlığındaki jürinin diğer üyeleri yazar ve oyuncu Gülse Birsel, yönetmen Kıvanç Sezer (Babamın Kanatları, Küçük Şeyler), tiyatro-sinema oyuncusu Taner Birsel (sinemaya dönerse çok mutlu olacağız) ve benim PEN’den başkanım, yazar, gazeteci, tiyatro eleştirmeni, senarist Zeynep Oral. Başkan Kesal, açılış töreninde salgın sürecinde bir festivalin yapılmasını umut ve cesaret veren bir gelişme olarak değerlendirdiğini söyledi.

SAĞLIK EMEKÇİLERİ VURGUSU

Bu yılki Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin afişlerinden birinde, masmavi gözleriyle, festivalin hakiki sahiplerinden, iki Altın Portakal ödüllü (1965’te Keşanlı Ali Destanı, 1967’de Sürtüğün Kızı) Fatma Girik var. Sanatçının Zilha’yı oynadığı, Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Keşanlı Ali Destanı” açılış töreninde gösterildi. Oyuncu Antalya Altın Portakal’ın 50’nci yılında da Yaşam Boyu Onur Ödülü almıştı. Pandemi nedeniyle Antalya’ya gelemeyen Girik, bir mesaj yollayarak ödülü için teşekkür etti. Bir diğer afişte ise sağlık emekçileri var. Ayrıca Altın Portakalcılar açık hava gösterimlerinde her seans için “yılın insanı” sağlık görevlilerine 50’şer davetiye ayırmış, kutlarız. Koronavirüse karşı önlemler de titizlikle uygulanıyor.

Gelelim Ulusal Yarışma’nın filmlerine… Altın Portakal için yarışacak 12 film şöyle: “Çatlak” (Fikret Reyhan), “Dersaadet Apartmanı” (Tankut Kılınç), “Dirlik Düzenlik” (Nesimi Yetik), “Flaşbellek” (Derviş Zaim), “Gelincik” (Orçun Benli),

“Gölgeler İçinde” (Erdem Tepegöz), “Hayaletler” (Azra Deniz Okyay), “İnsanlar İkiye Ayrılır” (Tunç Şahin), “Kar Kırmızı” (Atalay Taşdiken), “Koku” (Barış Gördağ, Yasin Çetin), “Kumbara” (Ferit Karol) “Ölü Ekmeği” (Reis Çelik).

her-seye-ragmen-789162-1.

Listede ekonomik zorlukların sıradan insanlar üzerindeki etkilerinin (nasihat etmeden) altını çizen üç filmin varlığı dikkati çekiyor. “Çatlak”, “İnsanlar İkiye Ayrılır” ve “Kumbara”, ekonomik koşulların insanları nerelere itebileceğini farklı biçimlerde ele almışlar. Derviş Zaim ise kamerasını bu kez Suriye’deki trajediye çeviriyor. “Flaşbellek” ilhamını gerçek bir hikâyeden alıyor. Azra Deniz Okyay, Venedik Film Festivali Eleştirmenler Haftası’nda En İyi İlk Film ödülü alan “Hayaletler”, Türkiye genelinde saatlerce süren bir elektrik kesintisinin yaşandığı bir günde yolları çakışan dört kişinin hikâyelerini anlatıyor. Dediğimiz gibi iyi bir liste. Ne yazık ki hepsini tek tek anlatamıyoruz. Onun için “Zerre”sini unutamadığımız Erdem Tepegöz’ün yeni filmi “Gölgeler İçinde”ye dikkatinizi çekmekle yetinelim.

Bizi sinemadan mahrum etmeyenlere tekrar teşekkür ederiz.