İktidar ders almıyor. Fethullahçılardan boşalan tüm devlet kurumlarını ve sosyal alanı diğer tarikatlar doldurdu. Nakişbendi örgütlenmesi başı çekiyor. Eğitimden sağlığa, kolluktan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ve yargıya kadar özellikle Menzil Tarikatı’nın izlerini sürmek mümkün.

HEDEF SAPTIRMA

Tarikatların kanaat önderleri farklı konular ile hedef saptırıyor. Kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen İsmailağa Cemaati’nden Ahmet Mahmut Ünlü’nün, selefi akımlarının silahlandığını söyleyerek gündem yaratması buna örnek.

SIZMA YOK ELE GEÇİRME VAR!

Şüphesiz selefi akımlar çok tehlikeli. Ancak gericiliği yükselterek, Türkiye’yi değiştiren tarikatları da ayrı ‘tehlike’ kefesine koymak lazım. Tarikatların, kurumlara sızdığını söylemek iyi niyetli bir yaklaşım! Çünkü kurumlar ele geçirildi! İlişkilerin temeli ekonomik. Tarikat ekonomisi milyar dolarla ifade edilen büyük bir rant.

EĞİTİM: ÇOCUKLAR TARİKATLAR ELİNDE

Eğitimde örgütlenme amacı, rejim dönüşümüne katkı! Geçtiğimiz ay Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Prof. Dr. Esergül Balcı, Türkiye’de belli başlı 30 tarikat ve bunların 400 kolu bulunduğunu belirtmiş, 1 milyon civarında çocuğun tarikatların elinde olduğu sonucuna ulaştıklarını ifade etmişti.

SAĞLIK: ŞEYH KIZINA ARKANIZI DÖNÜN!

Sağlık kurumlarında, tarikat yapılanmalarını anlamak için Menzil’e bakılabilir. Geçen yıl kapatılarak Bilkent Şehir Hastanesi’ne taşınan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nin güvenlik çalışanlarından K.T. şu bilgileri aktarıyor: “Menzil şeyhinin kızı hastaneye geldi, kapıdan giriş yaptıktan sonra rahatça geçmesi için güvenlikçiler ve memurlara arkanızı dönün dendi.”

PERSONEL SÜRDÜREN MENZİLCİ MÜDÜR

Güvenlik çalışanı K.T. başka bir bilgi daha veriyor: “Müdür Menzilciydi. Bir gün güvenlikçi arkadaşımız, mesai sonrası hasta yakınını prosedüre uygun olarak içeri almamış; sürüldü! Sağlık Bakanlığı’nda müdür olan şahısın aynı zamanda Konya Menzil’e bağlı olduğu ortaya çıktı.”

MENZİLCİ BAKANA SEREMONİ

Aynı hastanede sağlık memuru olarak çalışan S.E. ise Menzil’e yakınlığı ile bilinen eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Annesini tedavi için hastanemize ne zaman getirse, tüm personel aşağıya inip onları seremoni ile karşılıyordu.”

YİNE KANDIRILIYORLAR!

Tarikat ve cemaatlerin kurumlara sızmadığı, aslında AKP ailesinden olduğu görülüyor. Tarikatlar ağı, bütün kurumları sarmış durumda. ‘Boşluk’ kalmadı! Türkiye’de bir kez daha, yine “Kandırıldık” deyip geçecekleri bir ortamın içinde.

MENZİL TARİKATI

Adıyaman, Kâhta’daki Menzil köyü 70’lerde tanındı. Tarikatın iddiası, uyuşturucu ve alkol bağımlılarının tedavisiydi. Bugün, resmi kurumlardan rant sağlamakla birlikte devre mülk işinden kaplıca işletmeye, benzin istasyonlarına ve ‘başta soğan ekimi olmak üzere’ tarımsal üretime kadar uzanan çok geniş kapsamlı ekonomik faaliyetler içinde.

“POLİS YOL GÖSTERİR, BELEDİYE ARAÇ VERİR”

Menzil, AKP ile birlikte büyüyen dinci tarikatlardan. Bine yakın dergâhı var. ‘Ne kadar büyüdü ve kimlerle kol kola?’ sorularının cevabı tarikat üyelerinden: “Adıyaman’da polis, yabancı plakalı bir araç görünce, ‘Menzil’i arıyorsanız yardımcı olalım’ der. Ankara’dan, Konya’daki dergâha ulaşım için Mamak, Keçiören, Altındağ belediyelerinden araç kaldırılır. ”

TSK’DE MENZİL: SOFİ TİMİ KURMUŞLAR

Başta sağlık ve eğitim alanında olmak üzere Türkiye’nin pek çok kurumunda örgütlenen Nakşibendiler, TSK içinde de yoğun faaliyette. Bu, ülkenin gericilikle nasıl sarıldığını kanıtlıyor. Nakşibendi yapılanması, Gülen’in darbe girişiminden hemen sonra da aktif.

Yıl 2016, Menzil’in TSK içinde sofi TİMİ var! Menzil yayınındaki konu çarpıcı. Gülistan dergisindeki ‘Bir TİM komutanının hikâyesi’ bölümünde şu ifadeler var: “Komando taburunda personel şube müdürüydüm. Hemen bitişik binada, özel harekât birliği diğer giriş tarafında alay komutanlığı vardı. Özel harekâtta bulunan bütün rütbeliler, tevbe etmiş, sofi timi oluşmuştu.”

Menzil’in ‘Gülistan’ adlı yayınında TİM komutanının bir türlü menzil yapılanmasına katılmak istemediği, askeriye koşulları nedeniyle ibadet konusunda engel çıkardığı ama ikna edildiği anlatılıyor. Darbeden hemen sonra anlatılan faaliyetler kapsamında, AKP’nin hatalardan ders almadığını ve resmi kurumların yanı sıra ordudaki dinci sızmaları da görmezden geldiğini yinelemek şart.

Ne yazık ki, “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yolu” sözlerinin ülkenin bugünkü durumunda somut bir karşılığı ve geçerliliği yok. Var olsun AKP iktidarı!