Google Play Store
App Store

Toplumdaki artan homofobi ve nefret diline karşı LGBTİ+’lar bugün ülkenin dört bir yanında bir araya gelecek. Bir LGBTİ+ birey ayrımcılığa uğradıklarını söylerken LİSTAG gönüllüsü Dum, “Bunları yaşamayı hak etmiyoruz” dedi.

Her yürüyüşümüz Onur Yürüyüşü
Fotoğraf: DepoPhotos

Bahar GÖNÜL 

LGBTİ+’lar, AKP iktidarıyla birlikte her geçen gün artan homofobiye ve nefrete dikkat çekmek için 32’nci LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında bugün ülkenin dört bir yanında bir araya gelecek.

Onur Yürüyüşü, her yıl haziran ayının sonlarında dünya genelinde Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünde gerçekleştirilip, LGBTİ+’ların ve onlara destek veren kişilerin katılımıyla bir dizi etkinliklerle kutlanıyor. Ancak Onur Yürüyüşü, iktidar tarafından 2015’ten bu yana yasaklanmaya devam ediyor. Sokaklara çıkmaktan vazgeçmeyen LGBTİ+’lar, polis şiddetine ve gözaltılara maruz bırakılıyor.

Toplumsal yaşamın her alanında eşitsizlik, ayrımcılık, mobbing, şiddet gibi birçok sorunla karşı karşıya bırakıldıklarını söyleyen bir LGBTİ+ birey, “Mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

ŞİDDETE UĞRUYORUZ

İsmini vermek istemeyen bir LGBTİ+ birey, Onur Yürüyüşü’nün amacının, toplumdaki ayrımcılığa karşı bir yürüyüş olduğunu ifade etti. LGBTİ+’ların hak ve hukukunun korunması için yürüdüklerine dikkat çeken LGBTİ+ birey, İstanbul Valiliği’nin yürüyüş için bir yasaklama kararı getirmese dahi engellemek üzerine çaba göstereceğini düşündüğünü söyledi.

LGBTİ+ birey, “Özellikle Gezi Direnişi’nden sonra yaşanılan polis şiddeti, yıllardır söylediğimiz gibi trans bireylerin ölümlerinin politik olması nedeniyle mücadelemize devam ediyoruz. Taksim'in ablukaya alınması, simgeleşmiş bir yürüyüş rotasının yıllardır polis barikatlarıyla, polis gözetimi altında baskılanması ve yasaklanması bizim için çok zor bir süreç ancak mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz” dedi.“Psikolojik, özellikle polisin yürüyüşlerde gösterdiği fiziksel şiddet, sözlü tacizler, psikolojik tacizleri sokakta yaşıyoruz” diye konuşan LGBTİ+ birey, “Söylemlerin özellikle baskılayıcı, dışlayıcı ve ikili cinsiyet dışında kabul etmeyen toplum içinde bu süreci yönetmeye çalışıyoruz. Hukuktaki ve toplumdaki ayrımcılığa karşı  toplumdaki haklarımızın korunması için yürüyoruz ve yürümeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

LGBTİ+ birey son olarak şunları aktardı: “Onur Yürüyüşü kapsamındaki birçok etkinlik valilik tarafından yasaklandı. Gerek gösteriler, gerek gösterimler, gerek etkinlikleri de yasaklama kararı aldı Valilik. Alınan kararlar ise anlık oluyor örneğin bir etkinliğimiz saat 17.00’da iken saat 16.00’da yasaklama kararı çıkartılıyor. Şimdi de Onur Yürüyüşü’nün öncesinde polis barikatlarını Taksim’e yerleştirdiler. Yasaklama kararı olmasa bile maalesef ki toplumsal baskı sebebiyle kişi hak ve özgürlüklerimiz kısıtlanıyor. Onur Yürüyüşü’nü durdurmak için ellerinden gelen çabayı göstereceklerdir.”

GÜVENLİ ALANLARI YOK

LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği (LİSTAG) Gönüllüsü Gülseli Dum, “LGBTİ+’lar ergenlikten itibaren kendilerini fark etmeye başlıyorlar. Fakat toplum ve aile baskısı sonucu kendilerini ailesi içinde bile saklamaya başlıyorlar. Azınlıklar, kendi içlerinde güvende ve mutludurlar. Ancak LGBTİ+’lar büyük çoğunlukla aile içinde de güvenli bir alanda olmuyor. Baba istemiyor ya da erkek kardeş istemiyor ve bunun sonucunda fiziksel ya da psikolojik şiddet yaşanıyor. Bu kişiler aile desteği olmazsa nefes alabilecekleri başka şehirlere göçmek, kaçmak zorunda kalıyorlar” dedi. “Özellikle trans bireylerin geçiş sürecinde aileden maddi destek alamadığı için bu süreci hemen tamamlayamıyorlar” diye konuşan Dum, “Yönelimleri nedeniyle kolay kolay iş bulamıyor, bulsalar da bir süre sonra işten çıkarılıyorlar. Yaşamlarını idame etmek için istemedikleri alanlarda çalışmak zorunda kalıyorlar ve bunun sonucunda hem bedensel hem ruhsal sağlıkları bozuluyor. Çocuklarımızın sorunları anaokulunda başlıyor, ilkokulda, ortaokulda devam ediyor. Akran zorbalığı ise ciddi bir şekilde onların ruh sağlıklarını yaralıyor” ifadelerini kullandı.

LİSTAG olarak LGBTİ+’ların ailelerine destek verdiklerini ifade eden Dum, “Ülkenin her köşesindeki LGBTİ+’ların ailesine ulaşmayı amaçlıyoruz. Ailelere yaşadıkları süreçte destek vererek bilgilendirmeleri yapmaya çalışıyoruz. Trans çocuklarımızın birçoğu öğrenim hayatına ara vermek zorunda kalıyor. Son zamanlarda Büyük Aile Buluşması adı altında mitingler yapıldı. Orada çocuklarımız hakkında hükümler verildi, tehdit edildiler. Ne çocuklarımız ne de biz bunları yaşamayı hak etmiyoruz.”

***

NE OLMUŞTU?

ABD’nin New York kentinin Manhattan semtinde 1969 yılında Stonewall Inn adlı barda baskı, şiddet ve ayrımcılığa karşı 4 gün boyunca süren yaşanan protestolar LGBTİ+ hak mücadelesinde bir dönüm noktası oldu. 1970’te Stonewall Ayaklanması’nın yıldönümünde ise ilk Onur Yürüyüşü düzenlendi. Türkiye’de ise 1993 yılında “Cinsel Özgürlük Haftası” kapsamında İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yapılması planlanan Onur Yürüyüşü, İstanbul Valiliği tarafından “toplumun değer hükümlerine aykırı” olduğu iddiasıyla yasaklandı. Etkinliklere izin verilmezken yurtdışından etkinlik için gelen konuklar sınır dışı edildi. 2003 yılına gelindiğindeyse sayıca az katılımcıyla İstanbul’da ilk Onur Yürüyüşü yapıldı. Her yıl katılımın arttığı Onur Yürüyüşü, 2013 yılında on binlerce kişinin oluşturduğu kalabalıkla gerçekleştirildi.

Çeşitli grupların bir araya geldiği Gezi Direnişi’nde LGBTİ+’lar neoliberal kent politikalarına karşı direnişte aktif rol aldılar. Gezi Direnişi’nde daha geniş kitleler LGBTİ+’ların mücadelesine destek oldu. Bunun sonucundaysa 2013 yılı Onur Yürüyüşü’e on binlerce insan katıldı. 2015 yılında itibaren ise AKP eliyle Onur Yürüyüşü’ne karşı uygulanan yasaklamalar devam ediyor.