‘Yüce Adalet’ filminde, bir avukatın müvekkilini onunla hiç konuşmadan cinayet suçlamasından aklama çabası, aslında Amerikan adalet sisteminin ve toplumun içinde bulunduğu adaletsizliği göstermeye yarıyor

Herkes yalan söyler

Yüce Adalet (The Whole Truth), Donmuş Irmak (2008) filminin Oscar adayı yönetmeni Courtney Hunt’tan bir mahkeme filmi. Hep deriz senaryo iyi ise film iyi olur. Bu sefer bu film bunun tam tersi olabileceğini de gösteriyor. Yüce Adalet’in senaryosu çok sağlam ancak bazı oyuncu seçimleri ve filmin anlatım dili bu sağlam senaryoyu ve dolayısıyla filmin başarısını hayli zedelemiş.

Sağlam senaryo

Son derece zengin ve güçlü savunma avukatı olan Boone Lassiter (James Belushi) bıçaklanarak kendi evinde öldürülür ve bıçağın üstünde 17 yaşındaki oğlu Michael’ın (Gabriel Basso) parmak izleri vardır ve oğlu cinayeti itirafı etmiştir. Aile dostu bir diğer savunma avukatı olan Richard Ramsey (Keanu Reeves) öldürülen Boone’un eşi Loretta’ya (Renee Zellweger) yardımı kabul etmiş ve oğlu Michael’ın avukatlığını üstlenmiştir. Bu genel hikayeye şu güzel hamle iliştirilince aslında film kendini daha üst kademelere taşıyor; Michael kendi savunma avukatı dahil hiç kimse ile konuşmamaktadır. Yani Ramsey müvekkili ile hiç konuşmadan ve tüm gerçekleri bilmeden mahkemede onu savunmak durumunda kalır.

Adalet tiyatrosu

herkes-yalan-soyler-176239-1.

Müvekkili ile konuşmadan bir avukatın müvekkilini cinayetten aklama çabası aslında Amerikan adalet sisteminin ve toplumun içinde bulunduğu adaletsizliği göstermeye yarıyor. Eğer çok paran varsa mahkemelerde sonucu etkileyecek çok fark yaratabilirsin. Bir savunma avukatının tüm gerçeği bilmesine hiç gerek yoktur, tek yükümlülüğü müşterisinin kazanmasıdır. Bütün bu adalet tiyatrosunun bir ayağını ise şahitler oluşturuyor. ‘Herkes ama herkes yalan söyler’ diyerek iddialı bir cümle ile film başlayan film, bu cümleyi film boyunca aklınızdan çıkarmayın demiş oluyor. Ve seyirci, sanık sandalyesine oturan şahitleri dinlerken bir yandan şahitlerin akıllarından geçirdikleri görüntüleri de görerek, bu görüntülerle söyledikleri arasındaki farklılıkları da izleyerek muallakta kalıyor.

Avukat karakteri

herkes-yalan-soyler-176240-1.

Filmin bütün bu sosyal mesajları, duyduğumuz ve gördüğümüz şeyler arasında bizleri muğlakta bırakan hamleleri etkileyici. Özellikle birinci derece cinayetten yargılanan müvekkilin hiç konuşmaması ile film bizlere farklı bir pencere açmış oluyor. Ramsey’e yardım eden bir diğer avukat Janelle’nin hikayeye kattığı küçük ama anlamlı etkileri ise çok beğendim. Finali kimimize sürpriz olabilir veya tahminleriniz doğru çıkabilir. Ancak finalin çok daha etkili ve baştan savma gözükmemesi için yolda önlemler alınmalıydı. Bu konuda en büyük problem kamera kullanımında yatıyor. Farklı bir görüntü yönetmeni ve farklı bir kurgucu ile film bu sağlam senaryonun hakkını daha iyi verebilirmiş.

Oyuncu seçimi

Son yıllarda aksiyon filmlerinde görmeye alıştığımız isimli Keanu Reeves, Louisiana’lı avukat Richard Ramsey rolünde, sanki avukat rollerinde oynamak için doğmuş gibi başarılı. Reeves’in, her şeyi çözümlemiş ve kendisini bir nebze olsun ana yolun dışında tutabilmiş ama bir yandan da bazı zayıf noktaları olan bir karakter olan Ramsey karakterini ele alışını çok beğendim. Özellikle filmde katil kimi ararken bir yandan da Ramsey’in bu zayıf noktasını keşfetmeye çalıştım. Zaten mahkeme filmleri seyirciyi uğraştıran filmlerdir. Ben uğraştım açıkçası. Ancak senelerdir filmlerde oynamayan ve iki yıl önce estetik ameliyatları ile gündeme oturan Renee Zellweger’ı izlemek pek keyif vermedi açıkçası. Kendisi Loretta karakteri hiç etkili değil. Zaten filmde oyuncunun yüzünü bile tam anlamıyla bir müddet sonra görebiliyoruz. Oyuncunun yüzünde estetik ameliyat izleri aramaktan oyunculuğuna odaklanamadım desem yeridir. Medya manipülasyonu çok önemli, Zellweger’in öncesi-sonrası fotoğrafları beynimize o kadar işledi ki bu enformasyonu unutarak kendisini Loretta olarak izlemek çok kolay değil. Gerçi kendisi de bu filmi halkın karşısına çıkma hamlesi gibi görmüş olacak ki Loretta’yı ayağa kaldırmamış. Sorun her ne idiyse bu buluşmaya hazır değilmişiz gibi geldi. Keşke başkası oynasaymış onun yerine...

Sonuç olarak film bir mahkeme filmi ve ‘kim yaptı’ filmi, dolayısıyla filmin bütününe yakını mahkeme salonunda geçiyor. Bu tür filmlerin hayranıysanız 90 dakika boyunca ilgiyle izleyebileceğiniz bu film kesinlikle kaçmaz.