Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nin kurucusu Pınar Öncel, “Mevsimin, havanın, suyun, toprağın, herkesin iyi olduğu, herkese iyi gelen bir kültür... 14 yıldır bu amaçla sürdürüyoruz festivali” diyor.

Herkese iyi kültür

ÖYKÜ ÖZFIRAT

2008 yılında yola çıkan Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali (SYFF), sürüyor. Çevrimiçi olarak gerçekleştirilen festival bu yıl Sistem Değişimi, İşiyle Dünyayı Değiştirenler, İklim İçin ve Suyu Düşünenler temaları ile dünyanın farklı yerlerinden ilham verici hikâyeleri barındırıyor. 5 Aralık’ta sona erecek festivalde film gösterimlerinin yanında söyleşiler de gerçekleştirilecek. Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nin kurucuları Pınar Öncel ve Tuna Özçuhadar ile festival üzerine konuştuk.

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nin çıkış noktasından ve genel temasından kısaca bahseder misiniz?

Pınar Öncel: SYFF, 2008 yılında sürdürülebilirlik kavramının ve birbiriyle etkileşim içinde olan sistemik sorunların daha iyi anlaşılmasını sağlamak, dünyanın farklı bölgelerindeki hikâyelerle ilham vermek ve yeni bir yaşam kültürünün oluşmasına katkı vermek amacıyla doğdu.

Sürdürülebilirlik kavramını geniş kesimlerin gündemine bir belgesel festivali ile taşımanın ötesinde bu alanda bilgisi, hassasiyeti olanların birbirlerini bulabilecekleri, buluşabilecekleri bir alan, bir zemin oluşturmayı da hedefledik. Dünyamızı tüketen kültürün yerine onarıcı bir kültürü birlikte yaratabiliriz. Mevsimin, havanın, suyun, toprağın, yabanın, çiftçinin, tohumun, ormanın, böceğin, komşunun, herkesin iyi olduğu, herkese iyi gelen bir kültür... 14 yıldır bu amaçla sürdürüyoruz festivali.

Bu yıl seçkide izleyicileri hangi filmler bekliyor?

Tuna Özçuhadar: Her yıl gezegenin değişim çağrısını aktarıyor, dünyanın her yerinden yaratıcı çözüm örneklerini göstererek yeni bir yaşam kültürü oluşturmanın çok da zor olmadığını yansıtmaya gayret ediyoruz. SYFF2021için de yine bu bakış açısıyla bir seçki oluşturduk.

SYFF2021 seçkisi, birey, aile, kurum, sektör ve toplum ölçeğinde değişimin örneklerini aktarıyor. Kaosun içindeki dinginliği, krizin içindeki umudu, karmaşanın ortasındaki adaptasyonu, çaresizliğin güce dönüşmesini gösteren belgesellerle gerçekleşmekte olan dönüşümü gözler önüne seriyor.

herkese-iyi-kultur-950856-1.
Pınar Öncel ve Tuna Özçuhadar

ROLÜMÜZ DEĞİŞİMİ GÜÇLENDİRMEK

“2050’de nasıl bir dünyada yaşamak istiyoruz ve bunu yaratmak için birlikte ne yapabiliriz?” diyorsunuz. Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali olarak, geleceğe yönelik atılması gereken adımlar hakkında ne söylemek istersiniz?

T.Ö.: Nelerin gezegenimizdeki yaşamı tehdit ettiğini biliyor olmamız çoğunlukla yeterli olmuyor. Örneğin iklim krizinin yarattığı aciliyeti artık herkes kavradı. Fakat şimdi de adil dönüşüm nasıl mümkün olabileceği tartışılıyor. Birbirini tetikleyen birçok küresel sorun var. Kimi son 10 yılda iyice gözle görünür hale geldi, örneğin plastik sorunu gibi. Benzer şekilde plastik atıkların yarattığı tehdit de artık herkes tarafından biliniyor. Fakat sektördeki dönüşüm nasıl ve ne zaman olacak da, ortalığa saçılan bu tehlikenin önüne geçilebilecek.

Değişim, kendisini bu gezegene uğramış bir müşteri gibi görmeyen, tüm canlıların sağlığını ve hakkını koruma motivasyonu ile hareket eden insanların elinde; ortak vizyonu olan kişi, topluluk ve organizasyonların birlikte hareket edebilme becerilerinde. Belgeseller bu değişime öncülük edecek insanların besin kaynağı. Bizim festival olarak rolümüz değişimin öncülerini güçlendirmek.