Eşim Serap, her zaman olduğu gibi haberler sonrası TV’nin önünden müthiş bir öfkeyle kalktı…

“Hayrola yine ne var “dedim.

“Malum kişi yalanlarıyla milleti kandırmaya devam ediyor!”

Sonra serap biraz da gülümseyerek dedi ki; “Biliyor musun Fikri, atılan bu nutuklardan sonra Kayahan’ın “Tek Delikli Kaval” şarkısı aklıma geldi.”

Kayahan ne güzel söylemiş…

***

Hemen arkasından güftenin bir bölümü paylaştı…

Hey tek delikli kaval
Çal desek ne çalarsın
Bizde nefes olmasa
Sen ne işe yararsın.

Dolaşırsın kibarca
Her yerde her zamanda
Çil paranın sesiyle
Şıkır şıkır oynarsın.

***

Yüreğin yok kanın yok
Sen tavşandan korkaksın
Her zaman bir burdayız
Bir üflesek uçarsın.

***

Kem gözünden dilinden
Su içmeyiz elinden
Sana burda ekmek yok
Çek bizim illerden.

***

Seçim yaklaşıyor!

Kavga kızıştı!

Ancak görülen o ki; bu kavga halkın refahı, Türkiye’nin bekası için yapılmıyor!

Bir tarafta, 20 yıldır Saraylarda yaşayan, ülkenin tüm kaynaklarını, yurttaşı düşünmeden ve kimseye danışmadan yandaş çeteleriyle harcayan iktidar, koltuğunun süresini uzatmak için çabalıyor!

Onu o koltuğa oturtanların talimatlarıyla, BOP’a uygun kurduğu tarikatlar koalisyonuna güvenerek, son vurgununu vurmaya çalışıyor…

Şimdiye kadar görülmemiş bir ihaneti bilerek gerçekleştiriyor!

Ilımlı İslam ülkesi olmak üzere Türkiye’nin demografisini değiştiriyor!

İslami terör örgütlerinin, uyuşturucu baronlarının kentlerde yerleşmesine, dünyadaki en vahşi mafyaların ülkede yaşamasına müsaade ediyor!

Günlük aldatmacalarla ekonomiyi sürdürüyor!

Yargı sopasıyla halkı sindiriyor!

Polis zoruyla insanları korkutuyor, Kin ve nefretle toplumu ayrıştırıyor…

Hak, hukuk ve adaletin, eşitlik, özgürlük ve barışın olmadığı, bu nedenle yoksulluğun kalıcı hale getirildiği bir Türkiye oluşturuyor!

***

Diğer yandan toplumsal muhalefete önderlik yapması gereken partiler, hala nasıl bir ortamda birleşebileceklerine karar veremiyorlar…

Üç gruba ayrılmışlar! 6’lı Masa, Sosyalist Blok ve Emek ve Özgürlük ittifakı!

Bu 3 oluşumun muhalefet yapma nedenlerini ortak noktalarda birleştirleştirerek, toplumun bütün kesimlerini rahatlatan bir açıklama yapmaları gerekir!

***

Bağımsız medyanın da desteğiyle 6’lı masanın yarattığı sinerjinin kitlelere yayıldığı bir gerçek… Ancak, son zamanda farklı sesler de çıkmaya başladı. Çünkü Cumhurbaşkanı adayını belirleme zamanı geldi hatta geçiyor… Masa adayını hangi kriterlere göre belirleyecek? Bununla ilgili açıklama yok!

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına göre; “partiler aldıkları oya bakılmaksızın masada eşittir, 6 genel başkanın onayıyla aday ortaya çıkacak”, sözlerinden adayın, oy birliğiyle belirleneceği anlaşılmaktadır!

Bu durumda genel başkanlardan biri adaya karşı çıkarsa ne olacak?

Yok! Oy çokluğuyla aday belirlenirse, kabul etmeyen partilerin yol haritası nasıl olacak?

Ortak aday olarak belirlenen “Ekmelettin İhsanoğlu’nu” ilk CB.lığı seçiminde öneren MHP GN: BŞ: Bahçeli’ydi! Ama kazanmak için MHP örgütü gerekli çalışmayı yapmadı!

Seçim kaybettirildi, sonrasında İhsanoğlu, MHP milletvekili oldu!

“İhsanoğlu Vakası” hafızalarda halen unutulmadı…

6’lı masa bundan ders çıkarmalı!

En geç ocak ayı sonunda, bilemediniz, şubat başında seçim tarihi kararı açıklanmak zorunda!

Seçim takvimi için en az 60 gün gerekiyor. 45 güne de sıkıştırılabilir!

Bu nedenle; “Erdoğan için hayati” olan seçimin son tarihi,
6 Nisan’dan önce olmalı!

Erdoğan’ın aday olabileceği seçime gitmenin tek yolu Meclisin kendini feshetmesi!

Cumhur İttifakının bu kadar milletvekili yok. Yani 360’ı tamamlayamıyor!

Bu nedenle muhalefet milletvekillerine ihtiyacı var.

Muhalefet, 6 Nisan sonrasındaki seçime gidecek yolu açmayacaklarını açıkladı!

Şimdi düşünme sırası Erdoğan’da.

YSK’ya da güvenmemeli, çünkü hala Anayasa yürürlükte!

Ayrıca şu iyi bilinmeli ki Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığını feshederek seçime gitmesi de aday olabilmesini sağlamıyor çünkü, Anayasaya göre 3 kez aday o-l-a-m-a-z…

Erdoğan’ın aday olabilmesi için tek umudu, muhalefetle birlikte hemen seçim kararı alabilmektir!

***

AKP seçim kazanmak için ülkenin kasasını sıfırlama işlemini sürdürüyor!

Ulufeler dağıtmaya başladı!

Aldatmak değil, “Emekçi ve emekli halkın” hakkını vermek zorunda!

Temel gıda maddeleri, elektrik, su, doğalgaz, hastane yol, köprü ile sağlık ve eğitimin anayasal düzende devletleştirilmesi sağlanmadığı sürece, yapılan “gelir arttırıcı “düzenlemeler göstermelik kalacaktır!

Diğer bir önemli konuysa, AKP’nin dış güçlere verdiği sözler nedeniyle Türkiye’nin temel ilkesi olan LAİKLİĞİ anayasadan kaldırma girişimidir!

Bu oynadığı en tehlikeli oyundur! “Tek delikli kaval” misali hem kem sözünden hem de kin dolu yönetiminden artık kurtulmalıyız!