Uzun aradan sonra geçen hafta tekrar jürilik yaptım. Bu bazı şeyleri tekrar düşünmeme yol açtı. Müzik ne kadar yarıştırılamaz desek de kültür ve müzisyene katkısı büyük

Heyecanın müzik hali

Türkiye’nin önemli müzik prodüktörlerinden Pentagram bas gitaristi Tarkan Gözübüyük ile birkaç kez müzik yarışmalarında jürilik yaptık. Bu işin felsefesi ve ruhuyla ilgili çok fazla konuşma fırsatımız oldu. Geçen haftalarda gittiğim Joe Satriani konserinde kuliste Pentagram, Oceans of Noise üyeleri ve Şebnem Ferah ile konuştuğumuzda konu yine yarışmalara gelmişti. Gözübüyük ve Ferah ile konuşurken konu bu yarışmalara geldi ve Gözübüyük “Aslında müziğin yarışması olmaz” dedi. Ferah ise ekledi “Evet, olmaz ama bazı arkadaşlarımız kendini böyle ifade etmek istiyor olabilir.” İki görüş de doğru çünkü herkes için farklı açılardan yararlı bu mevzu.

Sahne müthiş heyecanlı bir yer
Müziğin yarışması bence de olmaz fakat yarışmaların pek çok artısı var. Öncelikle kendine güvenen gençler sahne deneyimini böyle böyle kazanmaya başlıyor çünkü evde şarkı yazıp söylemekle sahne bambaşka deneyimler. Farklı dallarda müzik üretenler tanışıyor ve çevreleri genişliyor. En önemlisi ise yarışmalarda onlara faydası dokunabilecek müzisyen, gazeteci ve müzik sektöründen insanlara kendilerini dinletip, tanışıp fikir alabiliyorlar. Bunların müzisyene olan katkısını maddi olgularla ölçülemez. Yarışmada birinci olamayanlar nasıl daha iyi olabileceklerini jüriden o anda öğrenebiliyor. Ve sahne gerçekten müthiş heyecanlı bir yer. Bu heyecanı tatmanın müthiş enerjisini ilk kez tattım.

heyecanin-muzik-hali-514408-1.

Project Aloft Star
Geçen hafta Universal Music Group ve Aloft Otelleri’nin ortaklaşa organize ettiği Project Aloft Star yarışmasında jüriydim. Yıllardır çeşitli müzik yarışmalarında jürilik yaptım. Bu yarışmalar sayesinde müziğe ve sahne performansına farklı açılardan bakmayı öğrendim. Project Aloft Star’a kadar uzun süredir jürilik yapmıyordum çünkü hem yarışmalar bir bir bitti hem de çok daha seçiciyim artık. En son iki kez jürisi olduğum Roxy Müzik Günleri bile geçen yıl ara verdi ki bu yarışma bizlere sayısız sanatçı kazandırıp kültürümüze dev katkı sağladı. Umarım tekrar hayata geçer.

Aloft Star’da Aida, Tuğrul Bektaş ve Müge Işık adlı gencecik şahane müzisyenleri izledik. Müge birinci oldu. Ben de birinciyi sahnede açıklama görevini üstlendim. 2004’ten beri gazete ve dergilerde yazıyorum. Radyocu geçmişim var ve hâlâ Radyo Eksen’de program yapıyorum. YouTube sayesinde kameralara alışkınım fakat bırakın şarkı söylemeyi daha birinciyi açıklamak için bile o sahneye çıktığımda inanılmaz heyecanlandım. Çok belli etmesem de ellerim terledi, sesim titredi, elim ayağıma dolaştı. Bu heyecanı yaşamanın değerini anladım. Umarım yarışmaya her katılan bu heyecandan uzaklaşmaz. Müziği canlı çalmak, müzik yapmak, bestelemek, şarkı söylemek gerek tecrübe gerekse teknik anlamında derya deniz bir konu. Kendinizi geliştirmenin ve yeni şeyler öğrenmenin asla bitmediği sular…

Böyle yarışmaların devamı için elimden geleni yapmaya hazırım çünkü yerli müzik kültürümüz ve yeni sanatçılara açtığı kapılar nedeniyle kültürü temelden besleyen bir olgu bu. Birincimiz Müge Işık 15 Kasım’da Münih’teki finalde Avrupa’da yarışacak. Ne kadar heyecan verici değil mi? Her katılımcı şahane bir başlangıç yaptı. Önlerine çıkacak tüm engelleri aşıp çabalamaya devam etmeliler. Yolları açık olsun.

***

Şehrin en yeni festivali başladı

Şehrin en yeni festivali Red Bull Music Festivali dün gece Avusturya Başkonsolosluğu’ndaki Round Robin etkinliğiyle başladı. Bu akşam Kadıköy Sineması’nda Gaye Su Akyol ve Bubituzak, Yılmayan Şeytan adlı klasik b-tipi filme canlı canlı soundtrack yapacaklar. Bu etkinlik öncesindeyse sinema yazarı Melikşah Altuntaş, yönetmen Can Evrenol, Kunt Tulgar ve Güven

Erkin Erkal, ‘B-Movie’ler üzerine bir sohbet gerçekleştirilecek. Yarın ise Zorlu PSM’de ‘Kamufle ve Dostları’, Zebra Katz, Little Simz ve Ezhel konserleri gerçekleştirilecek. Şehrin bu yeni festivaline katılıp sürekliliğini sağlamak müzik sektörü için önemli bir durum yaratacaktır.